Meritokrasi kişilerin bilgi, donanım ve liyakatlerini ön planda tutan yönetim modelidir.

Bu model sadece hükümetler için değil her türlü örgüt yönetimleri için uygulanabilir.

Son yıllarda Balkanlardan göç eden soydaşlarımızı temsil eden birbirinden güçlü STK ve SİAD'lar kuruldu. Bu örgütlerin çoğalması her ne kadar bazı kişilere göre camiamızı gereksiz yere bölüyorlar gibi görülse de biz bu teze katılmıyoruz.

Tam tersine, bu tür örgütlerin çoğalması daha fazla insanımıza ulaşmamızı sağlıyor.

Burada asıl mesele kurulan bu örgütleri koordineli ve eş amaçlı faaliyette bulunmalarını sağlamayı başarmaktır. Önemli olan insanımızı buralara çekmeyi başarmaktır.

Bunu başaramadığınız sürece STK'nız tek olsa ne olacak olmasa ne olacak. Bundan dolayı burada mesele bizi temsil eden örgütlerin sayısı değil, önemli olan ortak akıl ile hareket etmeyi başarabilmektir.

Aslında bunu başarabilecek bir üst kuruluşumuz da var. Birçok STK ve SİAD'ımız var ama temsil noktasında tartışmasız amiral gemisi Bal-Göç'tür.

Burada mesele ortaya çıkan yeni konjoktüre göre yeni yapılanma ve yeni çözümler üretmektir.

Oluşturulacak yönetimde yetkinin tek kişinin elinde, yani Başkanın elinde, odaklanmaktan ziyade güçlü yönetim ve yetkileri genişletilmiş, her biri temsil ettiği alanda bilgili donanımlı güçlü

Başkan yardımcılıkları modeli yeni oluşan şartlara daha uygun olacaktır.

Ancak bu şekilde daha kapsayıcı ve herkesin dahil olduğu bir örgüt kurulabilir. Yoksa sonuç ne olursa olsun her zaman kırgın ve küskün bir taraf olacaktır.

Bundan dolayı yetkiler tek kişiden ziyade güçlü bir ekip oluşturarak onların arasında paylaştırılmalı.

Başkanlık makamına da toplum nezdinde saygın, bilge, değerli biri olmalı. İcra makamından ziyade koordinasyon makamı olarak görev yapmalı.

Kendi adımıza bu makam için kimi desteklediğimizi daha önce beyan etmiştik ama bizim için asıl olmazsa olmaz ortak akıl ile hareket etmektir.

Hırsızdan mal kaçırır gibi yönetim seçimi arzuladığımız güçlü camia beklentilerimizi boşa çıkaracaktır.

Bundan dolayı yönetim mümkün olan en geniş mutabakat ile belirlenmelidir.

Yoksa güçlü temsil hayal olacaktır.

Her kesimi içine alacak bir model oluşturamadığımız sürece o seçilse ne olacak, bu seçilse ne olacak. Kaldı ki Başkan seçmekle ilgili en küçük bir sıkıntı yok. Mevcut yönetim istediğini o koltuğa oturtabilir.

Ama mesele Bal-Göç'e Başkan ve yönetim seçmek değil ki.

Mesele herkesi kapsayacak,camiamızın Başkan ve yönetimini seçmektir.

Birliğimizi sağlayamayacak olduktan sonra kimin seçileceğinin pek anlamı olmaz ve Bal-Göç'ün de herhangi bir STK'dan farkı olmayacaktır.

Bu camia etkin olabilmesi için, karar vericilerin nezdinde ağırlığı olan bir örgüt olabilmesi için bu olmazsa olmazdır.

Neticede camia olarak çözüm odaklı sonuçlar elde etmek istiyorsak mevcut yönetim sistemi ile devam etmemiz mümkün değildir.

Zira her şeyden öte bu kadar büyük camianın fazlasıyla büyük ve farklı sorunları da vardır ve bundan dolayı mevcut model ile Başkanın her şeye ve her yere yetişebilmesi fiziki olarak zaten mümkün değildir.

Bunun için Meritokrasi mi olur farklı bir model mi olur tartışılabilir ama effektif sonuç elde etmek istiyorsak yeni bir yönetim modeli zarurettir.