Daha doğrusu belli odakların desteklediği, belli merkezlerin dışında bu aşı kimse tarafından bulunamaz.

Harvard, Oxford, Cambridge, R.Koch, L. Pasteur gibi, bu belli odakların kontrolünde olan merkez veya enstitülerin dışında  aşıyı kimse bulamaz.

Dünyada neredeyse ülke yok ki corona virüsüne karşı aşı ve ilaç üzerinde çalışma yürütmesin.

Ancak kim ne yaparsa yapsın, ister en etkili aşıyı bulsun, ister en iyi ilacı  bunların kullanılmaya  başlanması ancak belli örgüt ve kuruluşların onayından sonra mümkün olabiliyor.

Dünya Sağlık Örgütü veya FDA gibi.

Bu onay mekanizmaların arkasında yine aynı odakların durduğunu söylemeye gerek yok.

Bu güç odakları ki sadece Tıp alanında değil, Gıda,Tohum, Bilişim gibi başka stratejik alanları da kontrol altında tutan odaklardır.

Aynı bu odaklar üçüncü ülkelerde bu stratejik sektörlerde çalışmalar yapılıp gelişim sağlanmasın diye oralara yardım veya destek adı altında çeşitli enstrumanlar kullanarak bu alanlarda çalışmaların engellenmesi için her türlü yola başvurur.

Amaç global çapta bu stratejik sektörleri kendi kontrollerinde tutmaktır. Bundan dolayı bu salgında ihtiyaç duyulan aşı ve ilaçları da ancak kendi kontrollerinde olan merkezler tarafından yapılan buluşlar esas alınarak dünya çapında kullanılmaya başlanacaktır.

Yani bu odakların arkasında oldukları kuruluşların dışında yapılan buluşlar dünyanın en mükemmel buluşu olsa bile kaale alınmayacaktır.

Kontrolleri dışında olan hiç bir  çalışmayı değerlendirmeye bile almayacaklardır.

Bunun için gerekirse binbir türlü bahane üretmekten de çekinmeyeceklerdir. Belki sadece Çin veya Rusya gibi süpergüç olan ülkeler bu yönde yaptıkları buluşlarını  buralardan bağımsız olarak kullanmaya başlayabilir.

Ancak bu kullanım sadece kendi ülkeleri ile sınırlı kalır.

Dünyanın geri kalanı, gelişmiş ülkelere paralel olarak, bahsettiğimiz bu merkezlerin önerileri doğrultusunda hareket eder.

Diğer yandan ülkemizde de belli merkezlerde aşı ve ilaç çalışmalarına hızla devam edildiğini ve bu konuda belli aşamalar da kat edildiğini

biliyoruz. Tıp camiasının  bir parçası olarak ülkemizde  bu tür çalışmalar yürütebilecek dünya çapında fazlasıyla bilim insanımızın olduğunu da çok net biliyoruz.

En az dünyanın önde gelen merkezlerinde çalışmalar yürüten bilim insanları kadar birikim ve tecrübeye sahip uzmanlarımız mevcuttur.

Üstelik sadece Tıp alanında değil, hayatın tüm alanlarında fazlasıyla üst düzey işin ehli, bilgili ve donanımlı insanımız vardır.

Ancak burada asıl mesele bu kişilerin yetkili pozisyonlarda olmamasındadır.

Bilgi, tecrübe ve donanımlarından daha etkin yararlanmak ve her alanda daha ileriye gitmemiz için bu tür kişler aynı zamanda yetkili kılınıp karar verici pozisyonlara getirilmeliydi.

Son yıllarda bir çok alanda başarısız olmamızın temel sebeplerinden biri görev başlarında işin ehli kişilerin olmamasıdır.

Bu salgınla beraber ortaya çıkan tablo ehliyet sahibi kişilerin yetkili kılınması konusu zaruret haline geldiğini  iyice göstermiştir.

Sonuç olarak dünyanın her bölgesinde insanoğulunun bir an önce bulunmasını sabırsızlıkla beklediği aşı ve ilaç çalışılmaları yürütülmekte.

Ama kim ne bulursa bulsun kabul görecek buluşlar bellidir.

Lafı fazla uzatmaya gerek yok.

Nasılsa hepsi bunları çok yakında bizzat yaşayacağız.