İki haftadır ana muhalefeti yazıyoruz ama Kurultay'dan Kadın kollarının seçimi ve İnce'nin oluşumuna kadar siyasi gündemin ilk sırasında onlar var.

Yaşananlar partinin içinde sancılı durumların olduğunu açıkça belli ediyor.

Aslında bu durumlar partinin içinde biriken sıkıntıların dışavurumudur.

Yerel seçimlerde alınan sonuçlar sadece bu sıkıntıları bir süreliğine ötelemişti ama bu süreçte yönetim sorunları giderecek çözümler üretemedi.

CHP yıllarca siyasi bir başarı elde edememesinin sebebi parti yönetimidir.

Yerel seçimlerde elde edilen ciddi başarı CHP'nin yürüttüğü etkili siyasi çalışmalardan ziyade iktidarın başarısızlıklarından dolayı olmuştur.

Halk, yapılan keyfi uygulamalardan, yandaş kayırıcı icraatlardan bıktığından muhalefet başarılı sonuçlar elde etmeyi başarabilmiştir.

Yoksa CHP toplum nezdinde hala ikna edici politikalar geliştirebilmiş değil.

Evet doğrudur!

Ana muhalefet partisi son yıllarda kendini hapsettiği ulusalcı ve abartılı laikliğin zincirlerini kırma noktasında adımlar attı ve toplumun belli hassasiyetleri doğrultusunda açılım gayretleri içine girmediler de değil.

Ama bu kabuk değişikliği sürecini de çok başarılı yürüttükleri söylenemez.

Bunu yaparken kendi temel değer ve prensiplerinden çok fazla taviz verdiler ki bu defa kendi kemik seçmen kitlesinin tepkisi ile karşılaştılar.

Yani, ne yapmak istedikleri açılımda yeterince ikna edici olabildiler, ne de kendi sabit kitlesini memnun edebildi bu siyasi strateji.

Bundan dolayı partinin içinde çok ciddi bir memnuniyetsiz kitle oluştu.

Neyse ki yerel seçimlerde azımsanmayacak bir başarı elde edildi de bu memnuniyetsiz kitlenin kabaran tepkileri bir süreliğine yatışmıştı.

Yoksa bu sonuçlar elde edilmiş olmasaydı iki şeyden biri olacaktı: Ya partinin lideri koltuğu bırakacaktı, ya da parti bölünmeye gidecekti.

Şu an İnce'nin peşinde olduğu oluşumun ötelenme sebebi de zaten tam da bu yerel seçimlerde elde edilen sonuçtu.

CHP'nin temel kitlesinin en büyük rahatsızlığı, bizim de öteden beri dikkat çektiğimiz, Atatürk'ün inkılapları ile yürütülen siyasi çalışmalar bu yönetim döneminde taviz üstüne taviz verilerek sekteye uğratılmış olmasıdır.

Yani parti Atatürkçü gibi görünen kişiler tarafından yönetilen parti haline geldiği her geçen gün daha belirgin şekilde kendini belli etmekte.

Partiye her kesimden insanlar katmak mantığı ile kendi kuruluş değerlerinden, kendi temellerinden uzaklaşmıştır.

Ne deve, ne kuş misali yamalı bohçaya dönmüştür.

Ama asıl vehamet partinin adeta mezhep partisine dönüşmüş olmasıdır.

Bu durum da kaçınılmaz olarak parti içinde bölünmelere ve yeni oluşumlara gidilmesine sebep olacaktı.

Nitekim bu günlerde İnce'nin çıkışı bunun yansımasıdır.

Ama İnce konusunda daha önce söylediğimiz gibi onda CHP'ye alternatif olabilecek kadar güçlü bir oluşuma imza atacak potansiyel ve kudret yok.

Evet bu CHP'ye bakınca alternatif yaratılması için fazlasıyla zemin de var ama bunu başaracak kişi İnce değil.

Diğer yandan parti içinde bazı odaklar, hani şu partinin kuruluş felsefesi ve değerleri ile alakası olmayan odaklar, kendi ekiplerini oluşturma peşinde.

Bu durum Kadın Kolları başkanlık seçimlerinde çok net şekilde kendini göstermiştir ve fiilen kendi hakimiyetlerini kurmak için fırsat kollamaya başlayacakları zaman yakındır.

Bunu yönetim ve partinin ombudsmanları nasıl göremezler hayret.

Yazının başlığına gelince.

Emir Sadettin Köpek ihtirası ve hırsı yüzünden koskoca Selçuklu devletinin çöküşüne zemin hazırlayan en önemli unsurlardan biri olmuştu.

Partinin Emir Sadettin'i kim mi?

Bırakın Kadın Kolları başkanı olmayı, partiye bile geri alınmaması gereken kişiyi seçtirmek için en brutal şekilde gayret gösterene bakmanız yeterli.