Ülke olarak yeni tip koronavirüsle tanışmamızın ve mücadele etmemizin 160. günü; yani 5 ay 7 gün...

Bugün sizlere kıssadan hisse çıkaracak bir hikâye aktaracağım. Bir kıssadan bin hisse çıkar. Herkes kendine bir hisse çıkarabilir.  Keyifle okumanız dileğiyle…

Sevgili Peygamberimiz Hazreti Muhammed Mustafa (s.a.v.) mağarada hapsolan üç arkadaşın kıssasını ashabına anlatır...

Sizden önce yaşayanlardan üç kişi bir yolculuğa çıktılar. Akşam olunca, yatıp uyumak üzere bir mağaraya girdiler. Fakat dağdan kopan bir kaya mağaranın ağzını kapattı. Bunun üzerine birbirlerine:

- Yaptığınız iyilikleri anlatarak, Allah’a dua etmekten başka sizi bu çetin kayadan hiçbir şey kurtaramaz dediler.

Birinci adamın duası

- “Allah’ım! Benim çok yaşlı bir annemle babam vardı. Onlar yemeklerini yemeden çoluk çocuğuma ve hizmetçilerime bir şey yedirip içirmezdim.

Bir gün hayvanlara yem bulmak üzere evden ayrıldım. Onlar uyumadan önce de dönemedim. Eve gelir gelmez hayvanları sağıp sütlerini annemle babama götürdüğümde, baktım ki ikisi de uyumuş. Onları uyandırmak istemediğim gibi, onlardan önce ev halkının ve hizmetkârların bir şey yiyip içmesini de uygun görmedim.

Süt kabı elimde bütün gece şafak atana kadar başlarında uyanmalarını bekledim. Çocuklar etrafımda açlıktan sızlanıp duruyorlardı. Nihayet uyanıp sütlerini içtiler. Rabbim! Şayet ben bunu senin rızanı kazanmak için yapmışsam, şu kaya sıkıntısını başımızdan al!” diye yalvardı.

Kaya biraz aralandı fakat çıkılacak gibi değildi.

İkinci adamın duası…

Bir diğeri söze başladı:

- “Allah’ım! Amcamın bir kızı vardı. Onu herkesten çok seviyordum. Ona sahip olmak istedim fakat o arzu etmedi.

Bir yıl kıtlık olmuştu. Amcamın kızı çıkıp geldi. Kendisini bana teslim etmek şartıyla ona yüz yirmi altın verdim. Kabul etti. Ona sahip olacağım zaman bana dedi ki:

Allah’tan kork… Dinin uygun görmediği bir yolla beni elde etme!

En çok sevip arzu ettiğim o olduğu halde kendisinden uzaklaştım. Verdiğim altınları da geri almadım. Allah'ım! Eğer ben bu işi senin rızanı kazanmak için yapmışsam, başımızdaki sıkıntıyı uzaklaştır” diye yalvardı.

Kaya biraz daha açıldı fakat yine çıkılacak gibi değildi.

Üçüncü adamın duası

Üçüncü adam da:

“Allah’ım! Vaktiyle ben birçok işçi çalıştırdım. Parasını almadan giden biri dışında hepsinin ücretini verdim. Ücretini almadan giden adamın parasını çalıştırdım. Bu paradan büyük bir servet türedi. Bir gün bu adam çıkageldi.

Bana:

Ey Allah kulu! Ücretimi ver, dedi.

Ben de ona:

Şu gördüğün develer, sığırlar, koyunlar ve köleler senin ücretinden türedi, dedim.

Adamcağız:

Ey Allah kulu! Benimle alay etme, deyince, seninle alay etmiyorum, diye cevap verdim.

Bunun üzerine o, geride bir tek şey bırakmadan hepsini önüne katıp götürdü.

Rabbim! Eğer bu işi sırf senin rızanı kazanmak için yapmışsam, içinde bulunduğumuz sıkıntıdan bizi kurtar” diye yalvardı.

Mağaranın ağzını tıkayan kaya iyice açıldı; onlar da çıkıp gittiler.

Bizler de bir gün mağarada mahsur kalırsak hangi iyiliğimizle duayı yapacağımız bir yatırım yapmamızda fayda var.

Zor anlarda insanın dua vesilesi yapabileceği ihlaslı işlerinin olması özel ve güzeldir.

Güzel yapmak, güzel söylemekten daha güzeldir. Muhammed Nurullah Seyda (k.s.)

Selam ve dua ile...