Dünyaya yeni bir bebek getirmek; yeni umutlar, yeni hayaller, beklentiler, türünü üretmek ve sürdürmek, geleceğini güven altına almak demektir. Her bebek ailenin geleceğinin hazinesidir.

Bu hazine sayesinde aile devamını sürdürür var olur, unutulup gitmez, soyu tükenmez. Yeni doğumlar, yeni gençler demektir. Toplumun da devamını, geleceğini, varlığını sürdürebilmesi yeni doğumlara bağlıdır.

Dünyaya sağlıklı nesiller getirmek anne babanın görevi olduğu kadar, doktorun, hemşirenin ve ebenin de görevidir. Doğumhaneye alınan annelere özellikle devlet hastanelerinde özel ilgi ve saygı şart olmalıdır.

Yıllar önce; devlet hastanesinde doğum yaptığım 1992 yılında, cahilliğin ve ilk doğumun tecrübesizliği olacaktı ki, salı gecesi girdiğim doğumhaneden perşembe günü doğum yapabildim, O da iki günde bir nöbet değişiminde doktorun dikkatini çekmesi ile oldu.

- Bu kadın hala burada mı, derhal doğumhaneye alın; emri ile iki suni sancı iğnesi, hemen doğum gerçekleşti. Vakumlu doğum oldu. Özen gösterip daha önceden doğumhaneye alsaydılar, normal doğum olabilirdi.

Zira benden önce gelen tecrübeli bazı kadınlar hemşirelere para hediye ediyorlardı, gördüm, eline para sıkıştırılan hemşire hanımlar hemen kadını doğumhaneye alıyorlardı. Benim ve benim gibi birkaç kadın doğum başlamadı, gerekli açılım olmadı gerekçesi ile beklemede, resmen ölüme terk edilmiştik, aç susuz sancı içinde.

Yanımdaki bayanın bebeği özürlü doğdu. Doğum esnasında havasız kalmış, beyne oksijen gitmemiş. Bunu annenin suçu olarak gösterildi.

- Eğer dediklerimizi yapsaydın böyle olmayacaktı denildi. Bana göre tamamen onların suçudur. Zamanında anneyi son ana kadar güçsüz acı içinde bırakmayıp ellerinden geleni yapsaydılar, bu gün o yavru o durumda olmazdı. Kadının kocasının da suçu büyük. Doğum başlamadan önce iyi bir doktor ve hemşire ayarlamadan eşini doğumhaneye yollamak yanlış bir davranıştır. Bilinçli anne baba olup önceden doktor kontrolünde ve doğumunda bulunacak doktorun mutlaka olmak zorunda.

Sonrası; işin şansa ve insafa kalmıştır. Her annenin normal doğumu bir olamaz. Kimi doğuma uygun çatıya sahiptir, kimi değildir. Doğum için beklenen açılım olmadığından ya beklenir, ya da gerekli müdahale edilir.

Ben ya çok şansızım, bize bağırıp hakaret eden hemşirelere denk geldim, salı gecesi girdiğim hastaneden cuma günü öğleden sonra evime Sağ salim gelebildim. Bebeğime sağlıklı raporu verip taburcu edildik ama ertesi gün çocuk hastanesinin prematüre servisine alındı gider gitmez. Doğumda mikrop kapmış. 8gün yattı.3 şişe serum, sabah akşam 18 tane penisilin iğnesi vuruldu. Hastanede yatan bebeğime saat başı anne sütü vermem gerekiyordu.

Saat başı olmasa da gücüm kuvvetim yettiği kadar gidip vermeye çalışıyordum. Hasta hanenin asansörü hastalara yasaktı. Personele aitti. Günde dört beş defa üçüncü kata çıkmak, doğumdan yeni çıkmış bir anne için çok yorucuydu.

Zaten doğum esnasında, iki hemşire, sağımda ve solumda göğüs kemiklerimi bastıra bastıra kırma aşamasına getirmişlerdi. Tecrübesizlik, cahillik insana en büyük cezadır. Kimseden görmediğin cezayı, kişi kendine reva görebilir. Benim yaşadığım acı tecrübeyi kimsenin yaşamasını asla istemem. Bana çok iyi ders oldu.

Bir musibet bin Nasihatten daha iyidir misalini yaşadım. Devlet hastanelerinin doğumhanesinde yeni doğum yapacak Annelere Devletimizin sahip çıkması şart diyorum.

Annenin doğuma kaçta girip, kaçta çıktığını takibe aldırmalı, doğacak bebeklerin doğum esnasında, zarar görmeden dünyaya göz açmalarına imkan sağlamalıdırlar, gelecek neslin sağlıklı olması için. Bu şansız yaşanmış olayla, bütün hemşire ve ebelerimizi aynı değerde göremeyiz.

İşine sevdalı, kendini mesleğine adamış, gecesi gündüzü olmadan görevinin başında olan işinin uzmanı sağlık personeline saygım sevgim sonsuzdur.

Allah kendilerini başımızdan eksik etmesin, eksikliğini de göstermesin. Bir sepet dolusu elmanın içinde üç beş çürük elma çıkabilir. Mutlaka görülür, ayıklanır. Kalanlar bize yeter.

Saygılar…