Bursasporluların hayatı bambaşkadır.

Hiçbir sezonda onlara rahat yoktur.

Stres, sıkıntı, borç, kavga, yönetim basiretsizliği, şaibeler vs. vs. Anadolu’nun sesi ve savunucularıdırlar.

Doğru davranışı olmayan hemen hemen her takımla çatışırlar. Bu çatışma alışkanlık yapmıştır onlarda.

Arkadaşları, aileleri, akrabaları, hatta sevdikleri ile bile Bursaspor yüzünden acımasızca tartışır ve hatta kavga ederler.

Bursasporluluk ruhunun verdiği sorgulamacılık dürtüsü rahatsız eder. Yanlış yönetim anlayışı, yanlış transfer ve günü kurtarma, göz boyamacılık, onların midelerini bulandırır.

TFF’ye, basına, kendilerini bir şey sanan zavallı üç İstanbul takımlarının kudret sahipleri ile de sık sık ters düşerler.

Can verenler olmuştur. Ha keza hapis yatanlar da.

Kısaca çok defa, başları belaya girse de sesi gür çıkar Bursasporluların.

Yıldırılamaz ve sindirilemezler. Karakterlerinde vardır, uslanmamak, yılmamak. Futbolun nimetlerinden yana hep de kısmetsizdir.

Aslında maç başladığında her şey biter onun beyninde, ruhunda. Borcu, acısı, yoksulluğu, fakirliği, zenginliğini unutuverir.

Kimsenin şampiyonluğunda, kupasında  gözü yoktur ki onların.

Altyapıdan yetişmiş yeşil beyaz formaya aşık oyuncuların sahadaki ilk onbirlerde çoğunlukta olduğu bir Bursaspor görmek arzusu onun Kızılelmasıdır sanki.

Bursaspor’un kurtuluşu ve geleceğinin altyapıda olduğuna inanır. Mücadeleci, sahada son damlasına kadar terini akıtma arzusundaki takımını görmek ona yeter.

Kimseden bir menfaat beklemez, kimseye ihtiyacı yoktur. Elindeki kadro ile yetinen, onunla yatıp onunla kalkandır.

Basiretsizliğe müsamaha yok

Bazen cevvalleşir. Hırçınlaşır, öfkesini kontrol edemez hale gelebilir. Saha içindeki ve yönetimlerdeki samimiyetsizlik,  basiretsizliklerdeki tepkisi inanılmaz yıkıcıdır. Ne topçu tanır ne ceza alabileceğini düşünür ne sevgilisi onu durdurabilir. Bu tarz uçlarda gezen tepkileri yüzünden herkesin hayretine sebep olur.

Futbol camiasının en yaratıcı, hayalperest taraftarıdır. Diğer takımların taraftarları için bir idoldür.

Saha içinde yaptığı koreografiler hâlâ dillerde dolaşır durur.

Bazıları “Aaa Bursasporlu musun!!!” diye küçümser onu. “Sana ne ben Bursasporluyum" der sallamaz hiç kimseyi.    

Manu’nun taraftarına bile oley çektirmiştir. Rüyalarında hep yeşil beyaz görmek isterler.

Uykuları bile yeşil beyaz örtüleriyle daha derin ve huzurludur. Bursasporluluğun takımı ile ilişkisi, gerçek bir aşkta sevenle, sevgilinin ilişkisine benzer.

Cebinden ailesi, çoluk ve çocuğu için ayırdığı paranın son kuruşuna kadar bilete, kombineye, deplasmanlarda yol parasına harcar. Tek isteği adam gibi mücadele eden bir takımını izlemektir.

Kusuru mu? Nazlıdır, sitemlidir. 

Futbol dışında dikkatsiz hareket eder.

Bursaspor söz konusu ise kral kesilir karşısındakine. Çünkü o tertemiz şampiyonluk sahibi bir takımın taraftarı ve Bursaspor'un gönül aşığıdır. Bu eyleminde çok başarılıdır ve gururludur. Şahsına yanlış yapanlara pek aldırmaz ama Bursasporuna laf söyleyenlere tahammülü yoktur.

Çünkü gerçekten yeşil beyaza aşıktır. Bursaspor’un başarısı,  sevenleri arttıkça, mutlulukta nirvanaya çıkar

Ona nasihat eder bazı akıllılar!

"Ömrünüz geçer ama şampiyon olamazsınız! Yüzün gülmez!..

Vazgeç! Gel güçlüden yana ol! Her sezon ilk üç sırası garanti olan takımları destekle ve Avrupa takımı izle" derler ama nafile. Bursasporlulara biat ettiremezsiniz.

O  dinler, gene bildiği gibi hayatına yeşil beyaz bakar.

Bazı insanlara gıpta ile bakasınız gelir ya!..

İşte onlar çilekeş Bursasporlulardır.