Bursa, sanayileşme başlamadan önce de Türkiye’nin en gözde, en bereketli, en yaşanası illerinden biriydi. Bu özellikleri ile her dönemde tercih edilen ve göç alan şehirdir.

Bereketli arazileri, su olanakları ile adam diksen adam biter tabiri ile anılan topraklara sahip kentimiz uygun iklim koşullarıyla da tarım için çok çeşitli ürün yelpazesine sahiptir.

Sanayileşmeye elbette karşı değilim ancak sanayi arsaları üretmek için doğanın dengesinin bozulmasını ve tarıma elverişli toprakların talan edilmesini vatana ihanet olarak görürüm.

Aslında ülke genelinde sanılanın aksine su fakiri olan doğamız, Bursa’ya cömert davranmıştır.

Geçtiğimiz günlerde Bursa Tarım Fuarı’nı gezerken, tarımsal üretim ve destek araçlarının geldiği nokta başımı döndürdü. 30 yıl önce kendi kendini besleyebilen birkaç ülkeden biri olan Türkiyem yanlış uygulamalarla ve en önemlisi tarımsal sanayii ıskalanması sonucunda bugün tarım ürünleri ithal eder duruma geldi.

Fuarda karşılaştığım Bursa Tarım İl Müdürümüz Hacı Dursun Yıldız’a ayaküstü sorduğum birkaç soruya aldığım cevaplar beni şaşırttı. Konusuna hakim bir bürokratı dinlemek çok keyifli oldu.

Bana görev anlayışlarını iki ana başlıkta ve toplam beş maddede özetleyiverdi.

  1. Misyonumuz
  • Ülkemizin ve dünya pazarlarının ihtiyacı olan, güvenilir gıda ve kaliteli tarım ürünlerine erişebilirliği gerçekleştirmek,
  • Tarımsal ve ekolojik kaynakların sürdürülebilir kullanımını sağlamak,
  • Kırsal alanda yaşam standardını yükseltmek amacıyla politika belirlemek ve uygulamak.
  1. Vizyonumuz

Gıda ve tarım alanında…

  • Üretici ve tüketici memnuniyetini en üst düzeyde sağlamak,
  • Türkiye’yi bölgesinde lider, dünyada küresel aktör haline getirmek.

“Tarımsal üretimin yolu bu taşlarla döşendiğinde her şey güzel olur” diye ekledi.

Hacı Dursun Yıldız müdürüme, “Bana T.İ.M. Bursa için yapılan çalışmaları içeren bir doküman var mıdır?” dedim. Bana ilettiği Faaliyet Raporu ve çalışmalarını anlatan kitapçık adeta Bursa’nın tarımsal MR raporuydu.

Bu belgelerden Bursa’yı yeniden tanıdım.

Marmara Bölgesi’nin güneyinde yer alan Bursa, tarih, turizm, sanat, ticaret ve sanayi şehri olduğu kadar, Türkiye coğrafyası üzerindeki konumu ve ekolojik yapısının getirdiği önemli avantajlara sahip bir ilimizdir. 40° boylam ve 28-30° enlem daireleri arasında Marmara Denizi’nin güneydoğusunda bulunan Bursa doğuda Bilecik, Adapazarı kuzeyde İzmit, Yalova, İstanbul ve Marmara Denizi güneyde Eskişehir, Kütahya batıda Balıkesir ile çevrilidir. Yüzölçümü göller dahil 10.886,38 kilometrekaredir.

Marmara Bölgesi topografyası komşusu bulunduğu diğer üç bölgenin topografyaları ile ortak özellikler taşımaktadır. Bu ortak özellikler, Karadeniz Bölgesi’nin doğu-batı yönünün rölyefi ile kuzey ve güneye doğru dik meyilleri, yine Ege Bölgesi’nin doğu-batı yönlü rölyefi ve aralarındaki çukur alanları, İç Anadolu Bölgesi’nin parçalar halinde beliren yüksek ve alçak alanları şeklindedir. Yüzey şekilleri, birbirinden eşiklerle ayrılmış çöküntü alanlarıyla, dağlar belirler. Çöküntü alanlarının başlıcaları İznik  ve Uluabat gölleriyle; Orhangazi, İznik, Yenişehir, Bursa, İnegöl, Karacabey ve Mustafakemalpaşa ovaları oluşturmaktadır.

Dağlar genellikle doğu-batı yönünde uzanan sıradağlar şeklindedir. Bunlar; Uludağ (2543 metre), Samanlı, Mudanya, Katırlı ve Karadağ’dır.

İlin önemli akarsuları; Mustafakemalpaşa Çayı, Uludağ’ın güney yamaçlarından doğan ve yine Uludağ’dan kaynaklanan birçok küçük dere ile beslenen Nilüfer Çayı, Göksu Çayı, Koca Dere, Kara Dere ve Aksu Deresi’dir.

Tarımsal bilanço

Türkiye'nin önemli sanayi merkezlerinden biri olan Bursa'da otomobil, yedek parça; yünlü, pamuklu, ipekli ve yapay ipek doku­ma; dondurulmuş meyve ve sebze, konserve, salça, meyve suyu sektörleri önemli yer tutar. Ayrıca orman ürünlerini değerlendiren fabrikalar da vardır. Küçük sanayi etkinlikleri de çok canlıdır. Üretilen çeşitli ürünleri depolayıp korumak ve pazarlamak için ayrıca çok sayıda kuruluş vardır. Eskiden beri önemli bir bitkisel üretim alanı olan Bursa’da elde edilen ürünler büyük kentlere ve yurtdışına satılır. Tarım-sanayi ilişkisi son derece gelişmiştir. Konserve, meyve suyu, dondurulmuş gıda, yağ, salça gibi gıda sanayileri Bursa’daki tarımsal üretime dayanır. Bursa’nın verimli topraklarında hemen her tür ürün yetiştiriliyor.

Toplamda 1.088.638 hektar alana sahip olan ilimizin 333.868,2 hektarını tarım yapılan kültür arazisi teşkil etmektedir. Tarım yapılan bu alanın 136.799,9 hektar alanı sulanabilmektedir. Sahip olduğu uygun iklim koşulları ve yüksek verimli toprakları sebebiyle hemen her türlü bitkinin tarımına imkân veren ilimizin, Mustafakemalpaşa, Karacabey, Yenişehir, İnegöl ve Gürsu ovalarında en çok domates, soğan, karpuz, yonca, buğday, mısır, çeltik ve ayçiçeği yanında zeytin, armut, şeftali, elma, ve ceviz gibi ürünler de yetişiyor.

Bursa, ahududu, armut, böğürtlen, bezelye (taze), domates (salçalık), lahana (Brüksel), pırasa ve semizotu üretimi Türkiye üretimi sıralamasında birinci durumdadır. Ayva, zeytin (sofralık), erik, biber (dolmalık) ve dereotu üretimi ise Türkiye üretimi sıralamasında ikinci sıradadır. Türkiye’de marka haline gelen Gemlik tipi sofralık zeytin, Bursa siyah inciri ve deveci armudu ihracatı nedeniyle de ulusal pazarda haklı bir seviyeye ulaşmıştır.

Hayvansal bilanço

Bursa'da hayvansal ürünler de önemli bir gelir kaynağıdır. Bursa ilinde yetiştirilen baş­lıca küçükbaş hayvanlar merinos ve kıvırcık koyunudur. Büyükbaş hayvancılık da yaygın olarak yapılır. Bursa’da hayvansal ürünleri işleyen ruhsatlı kesimhane ve et işleme tesisler ve süt teşvik kod numarası almış fabrika ve mandıralar bulunmaktadır. Hayvancılığın ıslahı yönünde Karacabey Tarım İşletmesi'nin önemli katkıları olmuştur. Özellikle işletme bölge yetiştiricilerinin damızlık hayvan ihtiyaçlarını karşılamak üzere sığır, koyun, safkan Arap atı ve çoban köpeği yetiştiriciliği ile hayvancılık faaliyetlerini yürütmektedir. Bursa hayvancılığının öteki dalları tavukçuluk, arıcılık ve ipekböcekçiliğidir. Osmanlılar döneminde ipeği ile ün kazanan Bursa'da ipekböcekçiliği günümüzde yan faaliyet kolu olarak sürdürülmektedir. Marmara Denizi ile Ulubat ve İznik göllerinde balıkçılık yapılıyor. Bursa 2017 verilerine göre 200 bin büyükbaş, 400 bini koyun, 80 bini keçi olmak üzere yaklaşık 480 bin küçükbaş hayvan, 7 milyon yumurtalık, 6 milyon besi tavuğu, 70 bin ördek, kaz ve hindi, 1700 eski tip, 86 bin yeni tip arı kovanı olan bir ildir.

Yaşamak için Bu tablolara bakıldığında Bursa’nın tarımsal sanayinin de başkenti olması gerekmez mi?

Hayvancılık rakamları elbette yeterli değildir. Bunun sonucu olarak, bazen canlı bazen de karkas et ithal ettiğimiz gerçeğine göre, özellikle büyük baş hayvanlarda sağlıklı tohum ve doğum ile sayı artırılabilir. Aslında doğru bilinen bir yanlış olarak fide ormanları dışındaki ormanlarda ‘doğal budayıcı’ olarak keçi beslenmesine izin verilmesi hayvan sayısını artıracağı gibi çok sağlıklı ve leziz olan keçi etinden yararlanmayı da sağlar.

“Yaşamak için birçok şeyden vazgeçebiliriz ancak boğazımızdan asla kesemeyiz” düsturundan hareketle daldığım tarım aleminde bilmediklerimin bildiklerimden çok olduğunu öğrendim.

Bir de devletini, milletini ve üretimi görev anlayışının tepesine oturtan ve eski bürokrat kalıplarını yıkan insanların görev yaptığı bir dünyanın daha bir güzel olduğunun farkına vardım.