23 Nisan 1920, Birinci Büyük Millet Meclisi'nin açıldığı ve Türk halkının egemenliğini ilân ettiği gündür.

Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu ve ilk cumhurbaşkanı olan Mustafa Kemal Atatürk ; Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni oluşturmak için her ilden halkın sevgisine mazhar olmuş üç kişi seçilmesi için

“Benim ve hepimizin düşünmeye mecbur olduğumuz şey, gerçekten bu memleket ve milleti kurtarabilecek beyinlerin, vatanseverlerin bir araya gelmesini sağlamaktan ibarettir. Bu erdemlere sahip bulunan insanlar her nerede ise ve her ne ise onları bulmak ve milletin alın yazısının çizileceği meclisin içine koymak lâzımdır. Davranışların tespitinde akıl, ilim ve tecrübe hâkim olmalıdır” mesajı göndermiştir.

Ve 21 Nisan 1920’de bütün memlekete telgraf göndererek, TBMM'nin açılacağını böyle ilan etmiştir...

“Allah'ın lûtfuyla Nisan’ın 23’üncü Cuma günü, Cuma namazından sonra, Ankara’da Büyük Millet Meclisi açılacaktır. Vatanın istiklâli, yüce Hilâfet ve Saltanat makamının kurtarılması gibi en önemli ve hayati görevleri yapacak olan Büyük Millet Meclisi’nin açılış gününü cumaya rastlatmakla, o günün kutsallığından yararlanılacak ve bütün sayın milletvekilleriyle Hacı Bayram Velî Câmi-i Şerifinde cuma namazı kılınarak Kur’an’ın ve namazın nurlarından da feyz alınacaktır. Namazdan sonra, Sakal-ı Şerif ve Sancâk-ı Şerif alınarak Meclisin toplanacağı yere gidilecektir.”

Meclisi ilk oluşturanlar halkın her kesimini temsil eden; 115 memur emeklisi, 37 tüccar, 61 sarıklı, 21 hekim, 51 asker, 26 çiftçi, 49 avukat, 8 şeyh, 6 gazeteci, 5 ağa, 5 aşiret reisi ve 37 tüccar olarak duvarında; HAKİMİYET KAYITSIZ ŞARTSIZ MİLLETİNDİR yazarak TBMM’de göreve başlanmıştır.

***

Atatürk, 23 Nisan 1924'te '23 Nisan' gününün bayram olarak kutlanmasına karar verdi ve bu tarihten 5 yıl sonra da 23 Nisan 1929'da Atatürk bu bayramı çocuklara armağan etmiştir ve 23 Nisan ilk defa 1929 yılında Çocuk Bayramı olarak da kutlanmaya başlandı. Dünya'da çocuklarına bayram hediye eden ve bu bayramı bütün dünya ile paylaşan ilk ve tek ülke Türkiye'dir.

23 Nisan 1927'de Himaye-i Etfal Cemiyeti'nin (günümüz Çocuk Esirgeme Kurumu'nun) o günü "Çocuk Bayramı" olarak duyurmasıyla başlamış kabul edilir. Kurum, 23 Nisan 1923'te millî bayram için pullar bastırmış ve satmıştır.23 Nisan 1924'te Hâkimiyet-i Milliye gazetesinde "Bu gün Yavruların Rozet Bayramıdır" ibaresi yer almış, 23 Nisan 1926'da da yine aynı gazetede "23 Nisan Türklerin Çocuk Günüdür" başlıklı bir yazı kaleme alınmış ve bu yazıda cemiyetin bu günü çocuk günü yapmaya çalışarak doğru yolda olduğu vurgulanmıştır.

23 Nisan 1927'deki çocuk bayramı Mustafa Kemal Atatürk sayesinde gerçekleştirilmiş, etkinlikler için Atatürk arabalarından birini çocuklara tahsis etmiş ve Cumhurbaşkanlığı Bandosu'nun konser vermesini sağlamıştır. O yıl cemiyetin Ankara'daki binalarından birine Çocuk Sarayı adı verilmiş.

23 Nisan 1933 sabahında Atatürk yeni bir gelenek başlattı. Çocukları makamında kabul etti ve onlarla sohbet etti. Aynı yıl stadyumlarda beden hareketi gösterileri yapılmaya başlandı.

O dönemin Milli Eğitim Bakanı Reşit Galip Bey'in kaleme aldığı Andımız çocuklar tarafından ilk kez okundu.

***

Bir kez daha saygı minnet ve şükranla andığımız atamızın, gözlerindeki mavi, gökyüzüymüş bize..

Teşekkürler özgürlüğümüzün ve bağımsızlığımızın mimarı.

Atamızın çocuklara armağan ettiği,

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın 100. yılını en içten dileklerimle kutluyorum ve yazımı geçirdiğimiz zor dönemlerde bize her daim ışık olup yolunuzu aydınlatacak sözleriyle bitiriyorum...

"Hedefe yalnız çocukları yetiştirmekle ulaşamayız! Çocuklar geleceğindir. Çocuklar geleceği yapacak adamlardır. Fakat geleceği yapacak olan bu çocukları yetiştirecek analar, babalar, kardeşler hepsi şimdiden az çok aydınlatılmalıdır ki, yetiştirecekleri çocukları bu millet ve memlekete hizmet edebilecek, yararlı ve faydalı olabilecek şekilde yetiştirsinler! Hiç olmazsa yetiştirmek lüzumuna inansınlar! Okullardan başka; gazeteler, küçük dergiler köylere kadar yayınlanıp dağıtılmalıdır. Bizim köylümüz ne gazete ne dergi okumaz. Bilenler bilmeyenleri toplayıp, okutmayı, onlara okumayı anlatmayı bir vazife bilmelidir."

Yükselen yeni nesil, istikbal sizsiniz