Kuruluşu 1889 yılına dayanan Bursa Ticaret ve Sanayi Odası 35.000 şirketin çatı kuruluşu olarak ülkemizin en büyük ticaret ve sanayi odasıdır.

Bursa ülkemizin Balkanlar’dan yüz yılı aşkın süreden beri en çok göç alan şehri olmasından dolayı nüfusunun yarısından fazlası Balkan kökenlidir.

Bundan dolayı  insanlarımızı her alanda  görmek mümkün olmakla beraber belki de en yoğun olarak bulundukları alan iş dünyasıdır.

Balkan insanının doğasında olan girişimcilik ve yenilikçiliğin bir yansımasıdır bu.

Organize sanayi bölgelerine bakıldığında ezici çoğunlukta işletme Balkan kökenli iş adamlarımıza ait olduğu görülür.

Ama birçok alanda olduğu gibi bu alanda da karar vericiler arasında aynı oranda temsil edilmiyoruz.

Önceki döneme kadar Bursa Ticaret ve Sanayi Odası Başkanlığı’nda bizden biri hatta Cebel kökenli bir iş adamı bulunuyordu.

Ama son yapılan Mayıs 2013 seçimlerinde görevi başka birine devretti.

Kimse kusura bakmasın ama göçmen şehri olan Bursa’da üstelik iş dünyasının ezici çoğunluğu bizim Balkan göçmenlerinden oluşan bir yerde, oraya bizden birini  başkan seçemiyorsak bu ayıptan da ötedir.

Üstelik birbirinden değerli yöneticilerinin bulunduğu üç SİAD’ımızın olduğu bir yerde.

Bu SİAD’larımız bir  araya gelip ortak bir çalışma ile kendi aralarında bu görevi yapacak en uygun kişiyi seçmeliler ki camiamızda bu görevi en başarılı şekilde yapabilecek fazlasıyla donanımlı, liyakatli ve devlet nezdinde saygı duyulan kişiler vardır.

Yanlış anlaşılmasın: Burada amaç bölgecilik yapmak değildir.

Burada biz işin doğasından, demokrasilerin en temel  “temsilde çoğunluk”  kuralından bahsediyoruz.

Bunun ötesinde daha da önemli olan Balkan şehri Bursa’da, buraya göç edenlerin, Balkanlarda kalan soydaşlarımıza karşı mesuliyetlerinin olmasıdır.

Hele Balkan kökenli SİAD’ların asli görevi Balkanlar’daki soydaşlarımıza destek olmalarının ötesinde oralara yatırımlar yaparak, istihdam yaratarak, oradaki varlığımızı korumak için çalışmalar yürütmek olmalıdır.

Zira özellikle son yıllarda, Balkanların jeo-stratejik konumundan dolayı, dünyanın belli güçlerinin ilgilerini tekrardan bu bölgeye yoğunlaştırdıkları bu dönemde oralardaki varlığımızı korumak adına, destek özellikle önemlidir. Bilhassa Rusya ortalıkta görünmese de orada çok agresif siyaset izlemekte. 

Ve bu ortamda her zamandan çok oradaki Soydaşımızı o bölgelerden  yok etmek için değişik enstrümanlar kullanılmakta. 

Bunlardan birisi Soydaş nüfusumuzun yoğun olan bölgelere kasıtlı olarak yatırım yapmayarak gerek sosyo-kültürel olarak geri kalmasını, gerek ve asıl önemli olan iş sahalarını kısıtlayarak oradaki insanımızı ekonomik sebeplerden dolayı oralardan göç etmeye zorlamaktır.

İşte hepsi bu gelişmeler ortadayken buradaki iş dünyamıza önemli görevler düşmekte. Bu konuda her birinin mutlaka çalışmaları vardır.

Ama burada önemli olan sonuçtur ve bu güne kadar bu konuda kayda değer bir başarı elde edilmiş değildir.

Bu konuda kurumsal çalışmalar yapılarak devletin bazı kurumlarının koordinasyonunda kısa, orta ve uzun vadeli planlamalar yapılmalıdır.

Bundan dolayı BTSO gibi önemli bir örgütün başında Balkan kökenli bir iş adamı olmalı. Konu uzun ve derin. Devamı haftaya…