Hani bir söz var ya “bu dünya ne sana ne de bana kalmaz, Sultan Süleyman’a kalmadı” diye.

Ne demek şimdi bu?

Hiç düşündünüz mü?

...

Dünyadaki hangi ülkeye, hangi şehre, hangi köye, hangi mahalleye gidip kuş bakışı bakarsanız; küçük bir karınca sürüsü görürsünüz, harıl harıl çalışan, bir yerden bir yere varan, ekmek arayan,ekmek bulan,ekmek dağıtan,ekmek saklayan bir çok kişi...

Ne yapar o karıncalar?

Biliriz ki karıncaların derdi kışlarını rahat geçirmektir, ama bizim karıncalaşmamız dünyayı rahat geçirmek, tüketmek ve yine tüketmek

...

Bizim derdimiz kış değil,

Bizim derdimiz aş değil,

Bizim derdimiz ‘hava’....

Baksanıza insanlara, pandemideyiz biz savaşta değiliz!

Her gün bomba sesleri, her gün silahlı yaralanmalar olmuyor... İnsanların hasretini çektiği kalabalık ortamlar, sarılmalar değil...

‘Hava’

Daha doğrusu hava atamamak.

Dedim ya, pandemideyiz biz sonu belli olmayan bir savaşta değil!

Babam diyor ki; vallahi telefonlara da virüs bulaştı herhalde baksana hiç arayan soran yok.

Eğer bizim derdimiz insan hasreti olsaydı, bir şekilde ziyaret eder, bir şekilde arar, bir şekilde haber alırdık, bizim derdimiz yeni aldığımız kıyafetlerle salınamamak, yeni aldığımız cep telefonunu masanın üzerine koyup göze sokamamak, bizim derdimiz kalabalığa çakma kültürümüzle hitap edememek.

....

Karınca gibi çalışıyoruz,

Sosyetedenmiş gibi gardrobumuzu dolduruyoruz, her işlevini kullanıyormuşuz gibi son model telefon taksidine giriyoruz, çocuklarımızı eğitimsizliğin parayla satıldığı özel okullara yolluyoruz,

Trend diye bir sürü kısa ömürlü ürünlere ve programlara paralar yatırıyoruz...

Neden?

Gelişmek için mi?

Kültürlü olmak için mi?

Ülkemiz için mi?

İnsanlık için mi?

Sevdiklerimiz için mi?

En önemlisi de; kendimiz için mi?

.....

Ben sorunun cevabını biliyorum; hava atmak için.

Şimdi ‘yok yahu ne hava atması’ ‘yok benim işim olmaz’ demeyin, insanlık öyle bir seyir aldı ki en mütevazi insanı dahi bu hislere hapsediyor.

....

Yardımın dahi göze sokulanı makbul olmuş bu zamanda.

İnsanların yaptıklarınız sergileme çabası aldı başını gidiyor, bunun en büyük destekçisi tartışmasız Instagram.

Instagramın amacı; hayatımızın her saniyesini gözler önüne sermek. Belki de kurucuları kurarken bunu amaç edinmediler -ki o kadar masumane düşünemeyeceğim- ama bizlerin irade sınırları yenik düştü.

....

İşte böyle ‘anlamsız’ ve anlamını yitiren bir hal aldı yaşam.

Ara sıra siz de şöyle her şeyden eli ayağı çekip hayatınızın karşısına geçip seyredin insanları... Ve anlam veremezken yapılanlara onlardan biri olduğunuzu unutmayın.