TSE eski Genel Sekreter Yardımcısı Doğan YAZAR, sosyal medyada paylaşmış;

"Çocuk bezi reklamının sonunda;

'İngiliz Cilt Sağlığı Birimi Öneriyor!' diyerek bitiriyor.

Bu aciz, ezilmiş, kompleksli, batı hayranı, nesli tükenmiş kitleye hitap eden ifadeyi şiddetle kınıyorum.

Ülkemizde doğmuş, tüm sağlık hizmetleri burada fazlasıyla yerine getirilen, istikbalimiz, minik yavrularımızın Ebeveynleri, sizlere istirham ediyorum!

Milli duygu ve düşünce algısı, bebek kundakta iken başlar.

Bu tür ürünlere tepki olarak almayın lütfen.

Ülkemizde her şeyi test edecek laboratuarlar, ürünleri denetleyecek Kurum ve Kuruluşlar vardır.

Yerli ve Milli olalım..."

Haklı gördüğümüz bir çağrı.

Milli Ses Ver projesine uygun bir ses.

Bu ve benzeri sesleri özlüyoruz.

Ama maalesef, bırakın milli ses çıkarmayı, milli olan değil, gayri milli olanları tercih eden bir anlayışa sahip olduk.

Ve maalesef, yerli çocuk bezi markamız yok gibi.

Birilerine b.k atmadan önce...

Kendi çocuğunun bezini bile üretemeyen bir toplumun ve yabancı hayranlığına bu deni düşkün bir milletin  kendine dönmesi, yerli ve milli ürünleri tercih etmesi, MİLLİ SES vermesi gerekiyor.

***

TRABZONLU OLMAK

On yaşında ayrıldım senden.

On yaşından sonra, bazı yıl, yılda on kez...

Bazen bir kaç kez...

Yaş ilerledikçe, iş güç derken, gelmediğim yıllar da oldu sana...

Ama sen, gelemesem de, hep güç verdin bana.

Ben olduğum için sen değer görmedin.

Sen olduğun için, hep ben değerli oldum, değer gördüm...

Bazen, ben seni utandırdım!

Ama sen, beni hiç utandırmadın...

Benim adım geçtiğinde değil, senin adın geçtiğinde, ben hep ilgi gördüm...

Sen, benden hiç faydalanmadın, ben hep senin faydanı gördüm...

Mesela...

Sen de doğduğumu söyleyince, bana sürekli "Vatanperver" dediler.

Senin adın geçtiğinde, "Milli birliğin teminatı olduğumu" söylediler...

Bazen bir fıkra oldun, beni, çevremi, herkesi güldürdün...

Bazen, EREN oldun!

Eren'lerin, şehitlerin diyarı olmanla, bana her daim gurur duydurdun.

Sporda yaptığın devrimle, İstanbul dük kalığını yerle bir ettin...

 

Anadolu'yu cesaretlendirdin, bizi gurbet ellerde ihya ettin...

Hele...

Sevdiğim, yaşadığım ve senden sonra "Bursalıyım" dediğim şehrin şampiyonluğuna katkı verdiğinde, bu şehirde daha çok sevildiğimi, bana hissettirdin...

Bazı yanlışlarımı bile sen örttün!

Senin adın geçince, tez canlılığımı bile mazur gördüler.

"Olsun! Trabzonludur!" dediler...

Sende doğdum...

Üniversiteyi sende okudum...

Gençliğimin duygularını sen yeşerttin...

Fikir dünyamın aydınlığını sen sağladın...

Kırmızı - Beyaz sevdasını sen ateşledin...

Senin sokaklarında "Milliyetçi Türkiye" sloganları attım...

Milli birliğin tadını seninle taddım...

 

Senin sloganını değiştirdim, "BİZE HER YER TSE" dedim, kalite adına, kalitenle buna da destek verdin...

Sen benimle değil, ben senin kalitenle hep gurur duydum...

Seni sevmeyen, sana değer vermeyen, seni utandıran...

Ve...

Sporda, sana tezgah kuran, seni masada vuran UTANSIN...

Trabzon'um benim...

Doğduğum yerim...

İyi ki varsın ve iyi ki bana vatansın...