Bolu İzzet Baysal Üniversitesi Öğretim Üyesi, üniversiteden oda arkadaşım (KTÜ-KYK 4 yıl) Prof. Dr. Ahmet VARİLCİ, sosyal medyada paylaşmış, oradan aldık, sizin de okumanızı istedik:

"Beyin Göçü!
İçimi gerçekten acıtan bir konu.
Az buz değil, yurt dışına taşınan gençlerin sayısı ülkemiz için ciddi tehdit sınırına doğru gidiyor. 
Üniversite sınavlarında kaymak tabakayı oluşturan öğrencilerin hayali yurt dışında çalışmak.

Gelişmiş ülkelerin kalifiye insan kaynağı mı olduk acaba?
Bugün Almanya kapılarını bazı meslekler için (Bilgisayar mühendisi, elektronik mühendisi, doktorlar, hemşireler vb.) ardına kadar açtı.
Türkiye'deki ilköğretim öğrencisinin devlete bir yıllık maliyeti 1500, üniversitelinin ise 4000 dolar olarak hesaplanmış.
Bu, üniversiteyi de okuyan bir öğrenci için 34 bin dolar. 
Devlet 34 bin dolar para harcıyor bir öğrenciyi yetiştiriyor, peki kim için yetiştiriyor; Almanya için, ABD için, Fransa için vb.
Yani sonuç olarak Almanya kendi ülkesinde bir yıl için 8 bin dolar harcayıp yetiştireceği bir öğrenciyi bedavaya hazır halde kucağında buluyor.
İsteyen gider de diyebilirsiniz.
Ama ben üzülüyorum..."


***

BİZ DE ÜZÜLÜYORUZ
Sadece sen değil ki Ahmet hocam, biz de üzülüyoruz ve işte bu yüzden MİLLİ SES VER PROJESİ diye yırtınıyoruz!
 
Ve şöyle haykırıyoruz:
"Gençliğine ve teknik insanına sahip çıkmayan bir devletin geleceği yer, muasır medeniyetler seviyesi olmaz, olamaz!"
Bazıları şöyle diyor; "Gitsinler, yetişip gelsinler, ülkeye daha faydalı olurlar!"
O bazılarına cevabımız:
"Giden gelmiyor! Gelen de tabut içinde toprağa girmek için geliyor!"
Teşekkürler Prof. Dr. Ahmet VARİLCİ, uzun bir süredir yazmayı düşündüğümüz bir konuyu gündeme getirdiğin ve katkı sağladığın için...


***

TSE'DEN "HELAL" BİR HABER (www.tse.org.tr)
Helal Akreditasyon Kurumu’nun (HAK) Türk Standardları Enstitüsü’ne (TSE) verdiği ilk akreditasyon sertifikası için düzenlenen törene Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, TSE Başkanı Prof. Dr. Adem Şahin, HAK Yönetim Kurulu Başkanı Zafer Soylu, SMIIC Genel Sekreteri İhsan Övüt katıldı.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, törende yaptığı konuşmada, uluslararası standardizasyonun tüm ülkelerin gündemindeki öncelikli konulardan biri olduğunu belirterek, gelişmiş ülkelerin bu alanda aktif faaliyette bulunduklarını bildirdi.
Küresel rekabette standartların önemine değinen Varank, “Ülkemizin küresel piyasalarda gücünü artırmak için standart belirleme süreçlerine aktif katılımını çok önemsiyoruz. Bu bağlamda TSE, rekabet gücümüzü artırmak, ticareti kolaylaştırmak, standartların belirlenmesinde ve diğer uygunluk hizmetlerinde yönlendirici olmak amacıyla faaliyetlerini sürdürüyor” diye konuştu.
Varank, sanayicilere verdikleri 50 bini aşkın belgeyle kaliteli ve güvenli üretimi teminat altına aldıklarını vurgulayarak, sayısı 125’e ulaşan uluslararası anlaşmalarla ihracatçıların işini kolaylaştırdıklarını dile getirdi.
 
“Uluslararası standardizasyon süreçlerine daha aktif katılacağız”
Varank, akredite belgelerle ihracatta üreticilerin önünü açtıklarına dikkati çekerek, bunların Türk Akreditasyon Kurumu’nun çalışmalarıyla dünyada da kabul gördüğünü söyledi.
Gelecek dönemde TSE ile Türkiye’yi standartları belirleyen ülkelerden biri yapacaklarını ifade eden Varank, “Bu kapsamda sanayicimizin yer aldığı komiteler kurarak, teknoloji standartları ağırlıklı olmak üzere uluslararası standardizasyon süreçlerine daha aktif katılım sağlayacağız” değerlendirmesinde bulundu.
Varank, helal tüketimin gıda, kozmetik, ambalaj, tekstil, finans, turizm ve lojistik gibi birçok alanı kapsadığını anlatarak, helal ürünler konusundaki farkındalığın ve bu ürünlere olan gereksinimin dünya çapında giderek arttığını dile getirdi.
Bugün küresel gıda sektörünün yüzde 20’sini helal ürünlerin oluşturduğuna işaret eden Varank, 2024’e kadar dünya genelinde helal gıda pazarının 3 trilyon dolara ulaşmasının beklendiğini bildirdi.
Varank, Türkiye pazarının şu an 15 milyar dolar olduğunun altını çizerek şöyle devam etti:
“Sektör temsilcileri bu pazarın her sene yüzde 100 büyüdüğünü söylüyor. Bu noktada işin belgelendirme kısmı öne çıkıyor. Küresel çapta helal belgelendirme üzerine faaliyetlerini sürdüren 400’ün üzerinde kuruluş var. Bu dağınık yapı ve ortak standartların olmayışı son kullanıcılarla üreticiler arasında güven sorunu oluşturuyor. İslam Ülkeleri Standartlar ve Metroloji Enstitüsünün (SMIIC) kurulma amacı bu boşluğu gidermek içindi.”
 
Bakan Varank, TSE’nin yurt içinde ve yurt dışında SMIIC standartlarına göre belgelendirme faaliyetlerini sürdürdüğünü belirterek, “TSE aracılığıyla bugüne kadar 487 helal belge verdik. Alacağımız Helal Akreditasyon Sertifikası ile bu sayının daha da artmasını bekliyoruz” dedi.
TSE’nin İslam ülkeleri içinde SMIIC standartlarına göre dünyada ilk akreditasyon belgesini alan kuruluş olacağına dikkati çeken Varank, bunun HAK’ın İslam ülkelerinde vereceği hizmetler açısından ve akredite olan TSE’nin etkinliği açısından son derece önemli olduğunu dile getirdi.
Mustafa Varank, Helal Akreditasyon Kurumu’nun yapacağı karşılıklı tanıma anlaşmalarıyla firmaların farklı kuruluşlardan belge alma zorunluluğunun ortadan kalkacağını belirterek, şunları kaydetti:
“Bir örnek vermemiz gerekirse, diyelim ki HAK’ın Endonezya’daki muadiliyle yapacağı anlaşma sayesinde, TSE’nin helal olarak belgelendirdiği bir ürün, ilave prosedür gerektirmeden Endonezya pazarına rahatlıkla girebilecek. Bu sayede de İslam ülkeleri arasındaki ticaret kolaylaşacak. Attığımız bu adımla, helal akreditasyonda dağınıklığı gidermek ve standartları belirleme konusunda dünyada lider olmak istiyoruz.”