Son dönemde  merkez sağ kitleye hitap edecek yeni partiler kurulacağı iyiden iyiye netleşmeye başlayınca bu partilerin kurulması, en çok etkileyecek kesimi, doğal olarak rahatsız etmeye başlamıştır.
Bu kesim tabi mevcut iktidardır.
Kurulacak partiler konusunda daha önce yazmıştık ve bize göre bunların hiç birisi iktidar olabilecek kadar güçlü çıkış yapamayacak olsalar da iktidar partisine ciddi zarar vereceklerini belirtmiştik.
Bunun farkında olan iktidar, parti kuracak isimlere değişik yollardan yüklenmenin yanısıra işi onları davaya ihanet etmekle suçlamaya kadar götürmüştür.
Ama bu duruma düşmelerinin sorumlusu da bizzat kendileridir.
Zaman ilerledikçe parti içinde küskün bir kitle ortaya çıkacağı belliydi.
Özellikle ‘Gezi’ olaylarından sonra kendi kitlesini konsolide etme adına toplumun bir kısmını ötekileştirerek kutuplaştırma yoluna gitmek büyük stratejik hataydı.
Biz de daha o dönemlerde bu tehlikeye vurgu yapmak için birçok yazı yazmıştık.
Belki kısa vadede kutuplaştırma yaklaşımı işe yarayacak ancak orta ve
uzun vadede bunun ters etki yaratacağının ısrarla altını çizmiştik.
Zira her şeyden önce  ötekileştirme yoluna gidildiğinde karşı
taraftaki kitleye  kapıları kapatmış oluyorsunuz.
Yani oralardan destek bulmayı artık imkansız hale getiriyorsunuz demektir.
...Ve kendinizi kendi seçmen kitlenize adeta mahkûm etmiş olursunuz.
Ancak bu defa da kendi kitlenizde de orta ve uzun vadede mutlaka küskün
kitle oluşması kaçınılmaz oluyor.
Süreçler de iyi yönetilemeyince bu durum çok daha bariz şekilde ortaya çıkıyor.
Görev dağılımları konusunda adaletli davranmak için bir aralar "üç dönem" kuralı getirilmişti.
Ancak bu kural hakkaniyetli işletilmeyip değişik sebeplerle defalarca delinince teşkilatların içinde güvensizlik oluşmasına sebep oldu.
Bu kural düzgün işletilebilseydi herkes riayet eder küskünler ortaya çıkmazdı.
Ancak en büyük hata bazı büyük şehir belediye başkanları başta olmak üzere, bakanından il,ilçe başkanına ve teşkilatlarda değişik kademelerde görev yapanlara kadar vakitsiz ve gerekçesiz görevden alınmaları oldu.
Bu durum adeta küskünler ordusu yarattı.
Şu oldu,bu oldu önemli değil.Sonuca bakmak lazım.
12.11.2014 tarihli "Muhalefet olmanın dayanılmaz hafifliği" başlıklı yazımızda;
“Mevcut muhalefette bunu yapacak kudret olmadığını, iktidarı iktidardan indirecek gücün ancak kendi içinde oluşacak iç muhalefet olacağı”na vurgu yapmıştık.
Sonuç olarak yeni parti girişimleri dönüşü olmayan yola girmiştir.
Bu gelişmelere paralel olarak iktidar da kendi hamlelerini yapacaktır.
Ancak bu saatten sonra iktidarın işi çok kolay değil.
Beraber yürüdüklerinizi yolda bırakırsanız sonunda yalnız ıslanırsınız