Son zamanlarda helalleşme çok moda kavram
biliyorsunuz. CHP lideri Kılıçdaroğlu uzun bir
zamandan beri Cumhuriyet döneminden bu
zamana Dersim'de yaşanılanlar dahil olmak
üzere, İnönü zamanı, 1960 darbesinde yaşanılanları
ve daha birçok konuyla ilgili helalleşme
adımları atarak o zamanın
mağdurlarıyla helalleşmek lazım diyerek açıklamalarda
bulunduğunu hatırlarsınız. Onlarca
yüzlerce yıl önce yapılmış yanlışlarla ilgili
şimdiki dönemde o zamanın mağdurlarının
çocukları, torunları ile helalleşme söylemi aslında
güzel bir söylem ama keşke zamanında
bu yanlışlar yapılmasaydı ve bu geçen onlarca
yıldan sonra helalleşilecek bir pozisyon
olmasaydı. Böyle düşünmeme rağmen yine de
bir zamanlar yanlış yapılan uygulamalar nedeniyle
Kılıçdaroğlu'nun söylemlerini gerçekten
samimi buldum, hatta bir yazımda bunun
teferruatına da girmiştim. Kemal Kılıçdaroğlu
bu konularla ilgili açıklama yaparken İYİ
Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in bu tür
helalleşme söylemi adı altında bir yaklaşımda
hiç bulunmaması da gerçekten ilgimi hep çekiyordu.
Kemal Kılıçdaroğlu dahi bu yolu seçerken;
Şimdilerde bol bol salı, çarşamba
grup toplantılarında demokrasi havarisi
kesilmişçesine önce demokrasi,
her zaman demokrasi, eşitlik, insan
hakları, hürriyet, özgürlük, bağımsızlık
başlıkları adı altında büyük büyük
laflar ederken.28 Şubat zamanında dönemin
İçişleri Bakanı olarak Merhum
Mehmet Ali Birand’ın programında
"MGK kararlarına gönülden inanıyorum.
Uygulanacak. Başka çaresi yok
uygulanacak. İçişleri Bakanı olarak
ben MGK kararlarını uygulayacağım.
Göreceksiniz uygulanacak" demesi
hala unutulmadı. O zamanlar bu demokrasi
savunuculuğunu yapmamış olması
ve o zamanlar benim de yakın
birçok çevrem deki kişilerin mağdur
olmasına öncülük eden 28 Şubat yöneticilerini
destekler konuşmalarına hala
daha YouTube kanallarında vesaire
sesli ve görüntülü bir şekilde açtığınızda
ulaşabilirsiniz. 28 Şubat sürecinde
o zamanın İçişleri Bakanı olarak
sert uygulanan başörtüsü kanununu
elbette uygulayacağız mealinde diyen
bir kişinin 20 -25 yıl sonra o mağduriyetler
hiç yaşanmamışçasına şimdi
grup toplantılarında demokrasi, eşitlik,
hak, hukuk, özgürlük, hürriyet demeleri
gerçekten inandırıcı değil. Bu
yüzden ben Meral Akşener'in de Kemal
Kılıçdaroğlu gibi en azından o yıllarda
yüz binlerce kızımızın okumasını engellediği
için onlardan bir helallik alması
gerektiğine inanıyorum. Ya da
çıkıp ben o zamanlar İçişleri Bakanı olmama
rağmen askeri vesayetin çok
güçlü olmasından dolayı onların baskısı
altında kaldığım için bu tür laflar
ettim, kusura bakmayın diyerek helallik
isteme yolunu seçmesi inanın kendisini
küçültmez, büyütür. Fakat
maalesef böyle bir açıklamaya gerek
dahi duymuyor. Tarih sayfalarında kalsın
istiyor. Kemal Kılıçdaroğlu dahi,
CHP'nin geçmiş dönemlerdeki yanlışlarından
ötürü halkımızla helalleşme
noktasında bir paydada buluşabiliyorsa
bu konuda bence Meral Akşener'in
de 28 Şubat'taki sert
uygulamalar neticesinde 100 binlere
varan kızımızın eğitim-öğretim hakkından
mahrum kalma durumunda negatif
etkisinden dolayı bu kızlarımızdan
bir helallik isteme yolunu tercih etmesi
lazım gelir diye düşünüyorum.