Avrupa Şampiyonası'ndaki başarısızlığımız çok konuşuldu...  Fransa ve Hollanda'yı yenmiş bir takım olarak Galler, İsviçre'den ekarte edemeyip, bir üst tura çıkamamak hepimizi üzdü...

Ki O Galler, Danimarka'dan 4 yiyince daha da hayıflandık...

İsviçre belki de tam dişi diş mücadele edeceğimiz takımdı ama gömleğin ilk düğmesi yanlış iliklenince maalesef bu tür sonuçlar ortaya çıkıyor...

Bizim medya kalemşörlerinin bu tür sonuçların ardından bireysel isimleri kurban etme çabasını  anlamak mümkün değil...

Yok Uğurcan şöyle imiş, yok bu böyle imiş... Falan filan...

Bu nasıl mantık böyle...

Takımdaki oyuncuların bireysel kariyerlerine baktığında o beğenmediğiniz Uğurcan için Avrupa kulüpleri 20 milyon Euro'yu gözden çıkarmış durumda...

Merih dediğin keza öyle

Çağlar İngiliz Ada futbolunun göbeğinde oynuyor...

Hakan Çalhanoğlu Milan gibi bir devden bir başka dev İnter'e transfer oluyor...

Fransa, şampiyonun gol kralı ve diğer iki lejyoneri bizde...

Şenol Güneş için bulunmaz bir fırsat olacaktı bu şampiyona ama olmadı...

Biraz cesaretli oynatması gerekiyordu takımı sadece o kadar...

Bazen futbolu kuralıyla değil, gazla oynamak gerek...

Türkiye bunu çok iyi yapan bir ülke idi aslında...

Hele birde Avusturya'nın, Macaristan'ın bu turnuvanın sürprizleri olduğunu görünce bu işi yapması gereken 'biz olmalıydık' diye düşünmeden edemiyorum kendime...

Neyse oturup ahlar vahlar çekecek halimiz yok...

Artık klasik tabirle önümüzdeki maçlara bakacağız...

Bu maçlara bakarken lütfen o ülke ruhunun sahaya yansıtıldığı, prim hesaplarının yapılmadığı bir milli takımı konuşalım...

Çünkü geçmiş dönemde bunları konuştuk hiç yakışık almadı...

Bizim geleneğimizde ay yıldızın önüne geçecek bir değer yok...

Var diyen gitsin kendine başka milli takım bulsun...

Bizim de ruhsuzlarla işimiz yok...