Son zamanlarda üst iradenin en tepelerden başlattığı değişim hız kesmeden devam etmekte ki son derece doğru bir yaklaşım.

Zira özellikle son yıllarda neredeyse her kademede oluşturulan menfaat zincirleri halkın tepkisinden öte partinin kendi içinde ciddi tepkiler çekmeye başlamıştı.

Kurumlarda adeta derebeylikler oluşturulmuş, kraldan çok kralcılar türemişti.

Siyasetçisinden, bürokratına başta olmak üzere belli kişiler oraları babasının çiftliği gibi idare etmeye başlamışlardı.

Böyle bir başıboşluk partiyi felakete doğru sürüklediğini gören en üst irade vakit kaybetmeden bu duruma  müdahale etmiştir.

Tepeden başlayan yenilenme altlara doğru devam edecektir.

Siyaset kurumundan sonra sırasıyla bu değişim bürokrasiye de yansıyacaktır.

Ki özellikle bunun yapılması zaruretten öte elzemdir.

Çünkü özellikle bazı kurumların başında  olan liyakatsiz yönetici ve idareciler var ki bu kurumlarda çalışanları isyan noktasına getirmiştir.

Haksızlık ,adam kayırma, çalışanların birbirinden şikayetçi olma öyle boyutlarda ki bu kurumlarda görev yapanlar işini yapamaz hale gelmiştir.

Bu durumların ortaya çıkmasına sebep olan tabi ki bunlara çanak tutan vasatın altındaki göreve getirilen yöneticilerdir.

Bir idareci, yöneticiliğini yaptığı kurumun verimliliğini,kalitesini arttırmanın yollarını arayacağına, kim kimi şikayet etmiş, kim kimin hakkında tutanak tutmuş gibi işlerin peşinde koşarsa, bundan öte yapılan bu haksızlıkları gündeme getiren ve bu tür yaklaşımlar yanlış olduğunu söyleyenlere karşı düzmece tutanaklarla, ayarlanmış şahitlerle her türlü çirkefiği yaparsa bu kurumların patlama noktasına gelmesi şaşırtıcı değildir.

Bu kurumlardan biri şehrimizdeki sağlığın başındaki kurumdur.

Bütün sağlık tesisleri  ehliyetsiz yönetimden dolayı arap saçına dönmüşse, bir yerden bir skandal patlak vermeden gün geçmiyorsa bunun sebebi birinci derecede şehrimizdeki sağlığın tepesindeki kişilerdir.

Yapılan haksızlıklara göz yummak, adam kayırmak, adaletsiz yaklaşımlar sergilemek sağlık personelinin çalışma şevkinin kırmasının ötesinde, bunların oluşturduğu baskıdan işlerini yapamaz duruma gelmişlerdir.

En ufak bir sorunda hemen tutanaklar tutulup sayfalar dolusu savunmalar istenmekte.

Oysa idarecilik sorun çözme sanatıdır.

Ceza sistemiyle verim alınamaz.

Bir işletmede verimliliği arttıran en önemli unsur birinci derecede insan faktörüdür.

Yani bir işletmenin başarısı öncelikle sizin personelinize verdiğiniz önem ile doğru orantılıdır.

Bu işletmeye her türlü yatırımdan ,fiziki şartlar, donanım, teçhizattan önce orada çalışanlara yatırım yapılmalı.

Kendi alanlarında birer uzman olmalarının, kaliteli hizmet vermeleri için gerekli eğitim ve yetiştirmenizin ötesinde en önemli etken huzurlu çalışma ortama sağlamaktır.

Bu huzurlu ortamın sağlanması da  adil yönetim, herkese hak ettiğine göre görev dağılımı yapılmasından geçer.

Dünyanın bütün dev kurum ve kuruluşları bu seviyelere tam da bu sayede ulaşabilmişlerdir.

Personellerine önem vererek, onlara en mutlu ve huzurlu şekilde çalışma ortamı sağlayarak bu başarıyı yakalayabilmişlerdir.

Kaliteyi arttırmanın yolu yeni bina ve tesislerden önce personele gösterilen saygıdan geçer.

Sadece sağlıkta değil, her alanda yaşanan sıkıntılar, bir defa daha liyakat ve ehliyetin önemini ortaya çıkarmıştır.