33 yıl önce, belli misyon çerçevesinde kurulan Bal-Göç’ün yarınGenel Kurul toplantısı var.

Bal-Göç sadece göçmen camiasının değil, ülkemizin en önemli sivil toplum kuruluşlarından biridir.

Yıllarca, kuruluşuna vesile olan Bulgaristan’da Jivkov rejiminin soydaşlara uyguladığı asimilasyon politikalarına karşı gösterdiği mücadele başta olmak üzere çok önemli faaliyetlere imza atmıştır.

Bu faaliyetlerden dolayı BM Ekonomik ve Sosyal konseyi (ECOSOC) danışma üyeliğine layık görülmüştür.

Bal-Göç buralara göç etmiş insanımızın sorunları ile ilgilenmesinin ve çözüm noktasında katkı yapmasının ötesinde asıl faaliyetleri Bulgaristan’da kalan Soydaşlarımızın yaşadığı sıkıntılarını gündeme taşıma ve onların çıkarlarını korumak olmuştur.

Bundan dolayı Bal-Göç’ün daha da güçlenmesi her şeyden öte oralarda varlığını sürdürme mücadelesi veren soydaşlarımız açısından önemli.

Balkan göçmenleri, anavatana göç ettiklerinden beri vatanına, milletine bağlılığı, çalışkanlığı ve dürüstlüğü ile her zaman ülkemize pozitif katkı yapmış bir topluluktur.

Bu topluluk ülkesine, bırakın zarar vermeyi, en ufak bir sıkıntı bile yaşatmamıştır.

Her zaman Bayrağını, Milletini her ortamda en ateşli şekilde savunmuştur.

Bunu da, göç ettiği topraklarda verdiği mücadelelerle defalarca kanıtlamıştır.

Ama artık bu camia ülkemize daha aktif katkı vermek istiyor.

Karar verici mekanizmaların içinde daha fazla yer almak istiyor.

Bunu isterken de donanımlı kadroları ile ülkemizin daha ileriye gitmesi için, daha da çok büyümesi için, bunun ötesinde Balkanlar’da kalan Soydaşımızın sıkıntılarını en iyi bilenler olarak oralarda daha efektif katkı yapmak için istiyor.

Yıllarca bunun gereği ortadaydı, ancak camiamızda bu yönde toplumsal bir bilinç yoktu.

Ancak artık bu bilincin oluştuğunu görmek memnuniyet verici.

Bundan dolayı Bal-Göç’ün bu Genel Kurulu, sadece bir Genel Kuruldan çok öte bir toplantı olacaktır.

Bu toplantı camiamızın önemli kilometre taşlarından biri olacaktır.

Bu toplantı, bu camianın kabuğunu kırma toplantısı olacaktır.

Yıllarca beklenen ve özlenen dirilme vakti gelmiştir.

Bu kongre bunun işaretlerini verecektir.

Bu topluluk artık kabuklarını kıracaktır.

Ülke yönetimine daha aktif katkı yapmaya taliptir. Bu ileriki süreçte daha net hissedilecektir.

Bunu yapacak kapasitede bu camianın içinde gereğinden çok fazla donanımlı ve birikimli kişiler de vardır.

İş dünyasından, akademik ve bilim çevrelerine, kurum ve kuruluşlarda görev yapan başarılı insanlarımızdan, özel müteşebbüsün gösterdiği inanılmaz performansa kadar her alanda ve kademede fazlasıyla liyakatli insanımız mevcut.

İşte beklediğimiz o gün, bu gündür.

Birileri biraz geç oldu diyebilir.

Olabilir!

Ama bazı şeyler önceden yaşanmalı. Önce bazı şeylerin nasıl yapılmaması gerektiği görülmeli.

“Bir musibet, bin nasihatten iyidir” dememiş boşuna dedelerimiz.

Şudur,budur!

Ama artık bu camia neyin nasıl yapılmaması gerektiğinin ötesinde, asıl neyin nasıl yapılacağını çok iyi anlamıştır.

Asıl önemli olan da budur.