Birkaç haftadır Bulgaristan'da yeni kurulan DOST Partisi’nin  soydaşlarımıza "azınlık statüsü" verilmesi için imza kampanyası başlatma kararı üzerine yazıyoruz.

Konu önemli olduğu kadar bir o kadar da derin ve içinde birçok denklemi barındıran bir konu...

Zaten ilk yazımızda bu konunun birkaç yazı ile geçiştirilemeyeceğini belirtmiştik.

Geçtiğimiz hafta azınlık statüsünün önemine vurgu yapmış ancak bunun tek başına yeterli olmayacağını anlatmaya çalışmıştık.

En az bu statü kadar önemli olan iki unsur daha olduğunu yazmıştık:

-Azınlık konumunda olan bir topluluğun bulunduğu bölgelerde varlığını idame ettirmesi için gerekli şartları sağlamak.

-O kitlenin milli bilincini, aidiyet duygusunu muhafaza etmesini sağlamak.

Yani bu unsurlar olmadan "azınlık statüsü" kazanmanın tek başına bir anlamının olmayacağına dikkat çekmek istemiştik.

Bu uyarılar da buradaki karar vericilere yönelik yapılan uyarılardı.

Zira bahsedilen konular ancak belli plan program çerçevesinde yürütülen çalışmalar sonucu elde edilebilecek konulardır.

Bu konular  her şeyden öte milli politikaların   bir parçası olarak ele alınması gereken konulardır.

Çünkü ulusal çıkarlarımızın olmazsa olmaz unsurları sınırlarımızın dışında kalan soydaş nüfuslarımızdır.

Özellikle komşu ülkelerde yaşayan soydaşlarımızın durumu ulusal güvenliğimiz ve son günlerde çok konuşulan beka meselesi ile doğrudan alakalıdır.

Bundan dolayı buralara özel önem verilmeli, buralarla ilgili kısa orta ve uzun vadeli çalışma programlarımızın olması gerektiğini vurguluyoruz yıllarca.

..Ve bizzat  bu işlerin içinde olan biri olarak gördük ki maalesef bizim ilgili kurumlarımızda bu tür  çalışma ve planlamalarımız  yok.

Oysa bir ülkenin milli güvenliği öncelikle sınırlarının dışında başlar.

Özetle, bizim soydaşlarımızın durumu yakından takip edilip bizim çıkarlarımız doğrultusunda onların oralarda sıkıntısız bir  şekilde varlıklarını sürdürmeleri için bizim çok kapsamlı, stratejik çalışmalarımız olmalı.

Ama diğer yandan bu çalışmalarda oraları bilen, bilgili, donanımlı kişilerle mümkün olabilecek bir şeydir ki şimdi tekrar buralara  girip de konumuzu dağıtmayalım.

Azınlık statüsüne dönecek olursak;

Defalarca söylediğimiz gibi  temel evrensel haklar  gereği bunu talep etmek soydaşımızın en tabi hakkıdır.

Önceki haftalarda DOST Partisi lideri MYK toplantısında alınan karar gereği böyle bir girişim niyeti açıklamıştır.

Son derece olumlu bulduğumuz ve desteklenmesi gereken bir karardır.

Bu aşamadan sonra bu yönde vakit kaybetmeden fiili olarak bunu daha somut hale getirmek için imza kampanyasının başlatılma vaktinin de geldiğini düşünüyoruz.

Olayı Bulgaristan devleti açısından değerlendirecek olursak mutlaka orada, özelikle aşırı milliyetçi çevrelerden, belli reaksiyonlar olacaktır.

Ancak burada çekinecekleri bir durum söz konusu değildir.

Soydaşımız bulunduğu topraklarda sadece kendi haklarının korunması taleplerinin dışında hiçbir zaman separatist veya yıkıcı faaliyetlerde bulunmamışlardır.

Bilakis her zaman bulundukları ülkelerin menfaatlerini korumak için azami gayret sarf etmelerinin dışında, o ülkelerin tarihine bakıldığında bulundukları ülkeler için  hayatlarını verdikleri açıkça görülecektir.