Ahmet ve Ayşe Bursa’da fabrikada yaşayan iki çocuk sahibi çifttir. İlçeden gelmişler ve Ahmet otomotiv fabrikasında orta düzeyde kalifiye bir işçi; Ayşe ise başlangıç düzeyinde kalifiye olabilmiş bir tekstil işçisi. 2020 yılı ortalarında yaklaşık 10 sene biriktirdiklerini nihayet bir konut satın almak için hazırlık aşamasına geldiler. Yuvayı dişi kuş yapardı ama Ayşe’nin öyle çok büyük hayalleri yoktu 2+1 olsun bizim olsun düşüncesindeydi. Ahmet kendi kendine “150 bin biriktirdik bir o kadar da kredi kullandık mı tamamdır bu iş” diyordu. Ayşe’de “Evin bir maaşını feda ederiz kira öder gibi kendi evimizi öderiz” diye düşünüyordu. Buraya kadar her şey güzeldi.

Fakat salgın bitimiyle beraber dünya ekonomisi öyle bir anaforun içine düştü ki bu anafor içerisinde pek çok ailenin hayali konutlar, otomobiller, düğünler, okul harcamaları tüm orta düzey hayaller savrulup kayboluverdi. Artık Ahmet ve Ayşe’nin hayalindeki ev 300 bin değil 700 Bin TL olmuş, ellerindeki para ise hemen hemen aynı kalmıştı. Çekecekleri kredi miktarını hesapladılar. Ödenecek taksitler neredeyse üç işçi ailesinin toplam aylık maaşına tekabül ediyordu. 

Ülkemizi ve Bursa’yı bir adaya benzetirsek, anafor bitip karaya savurduklarını bekleyen tehlike “gıda krizi” oldu. Pek çok aile geçimlik seviyeye geri döndü. Yaralar sarılmaya çalışıldı ancak o kadar çok aile Ahmet ve Ayşe gibiydi ki kimin yarası öncelikli olarak sarılacak bu da ayrı bir tartışma konusuydu. Zira kaynaklar eskisinden daha kıttı. Gemisini yürütenler nispeten daha rahattı. Açıklarda dürbünle adada olup bitenleri gözlemliyorlar adaya pek yanaşmak istemiyorlardı. Ancak gemideki hayatın, karadaki kadar güzel olmadığını günler geçtikçe anlayacaklardı. Beraber yaşamanın birlikte üretmenin birlikte büyümenin önemi ortaya çıkacaktı.   

Ticari anlamda başkalarının hakkını gasp edenler, etik ahlak ilkelerini yitirmiş olanlar, her fırsatta adasına hıyanet edenler illaki adaya geri döneceklerdir. Ben de naçizane buradan gemidekilere sesleniyorum. Adamız güzel geri gelin hep birlikte olalım güzelce yaşayalım. Her anaforda böyle savrulup bir köşeye gideceksek sorun var demektir. Daha çok fırtınalar atlatacağız.