Bazen tuhaf bir millet olduğumuzu düşünüyorum. (Tamamen olumlu anlamda)… Meyhanede rakı masasında oturan üç beş vatandaş, ezan okunduğunda bardaktan şişeden uzak durur.

Kahvehanede pişpirik oynar, fayans dizeriz okey taşlarıyla ama ezan okunduğunda mola verilir o yüce sesleniş bitinceye kadar…

Sela ise başka bir sesleniştir. Normalde Cuma değilse eğer “Allah rahmet eylesin bir fani daha göçtü” deriz… Yani bir Müslüman daha ahrete yürümüştür.

Bir anlık da olsa gafletlerimiz, hatalarımız aklımıza gelir… Gelir de gerisi kişiye bağlı…

Artık Allah ile kul arasındadır ötesi… Bize buradan yorum yapmak düşmez…

Sela okunuş itibariyle manevi dünyada farklı hislere kapılmamıza neden olur. Dokunur en katı kalplere bile…

Peki, nedir sela, anlamında neler yüklüdür? Genel hatlarıyla Peygamber Efendimize yapılan medhu senadır…

Sela duyulduğu zaman Müslümanların manevi aleminde değişik duygular hissettiği bir güzel sesleniştir. Genel itibari ile Peygamber Efendimize yapılan medhu senalardan oluşmaktadır.

İşte selanın Arapça sözleri

"Es Salatu Ve's-Selamu Aleyke Ya Rasulallah!

Es Salatu Ve's-Selamu Aleyke Ya Habiballah!

Es Salatu Ve's-Selamu Aleyke Ya Nûre Arşillah!

Es Salatu Ve's-Selamu Aleyke Ya Hayra Halgillah!

Es Salatu Ve's-Selamu Aleyke Ya Seyyidel Evveline Vel Ahirin!

Vel Hamdü Lillahi Rabbil Alemin!"

Ve Türkçe meali

"Ey Allah'ın Resûlu, salat-u selam senin üzerine olsun!

Ey Allah'ın Habibi, salat-u selam senin üzerine olsun!

Ey Allah'ın Arşının Nuru, salat-u selam senin üzerine olsun!

Ey Allah'ın Mahlukatının Hayırlısı, salat-u selam senin üzerine olsun!

Ey Öncekilerin ve Sonrakilerin Efendisi, salat-u selam senin üzerine olsun!

Hamd Alemlerin Rabbi Olan Allah İçindir!"

Peygamberimize selamlar gönderdikten sonra Allah’a hamd ile biten manzumeler bütünüdür sela…

“Cuma değil, cenazemiz de yok” diyenleri duyar gibiyim nereden çıktı bu sela faslı diye…

Selayı en güzel anlatan ifadeleri bir metinde okudum. İşte o güzel alıntı: “Selâ birliğe ‘çağrı’ ve ‘uyanın’ yöntemidir. ‘Sela, Anadolu'nun kutlu nefesidir.’ Bu topraklar Hz. Muhammed'e saygının bir sonucunda 'cihan imparatorluğu' namı ile anılır olmuşlar. Ona gösterdikleri saygı, bizim irfanımızdan kaynaklanır. Sadece dinin salt kuralları değil aynı zamanda kalbi birlik beraberlik boyutunu yaşayan Anadolu Müslümanları bu boyutu yüzyıllar boyunca oluşturdukları medeniyetle İslam’ın irfan boyutunu da yaşamaktadırlar.”

Bu tanımın ardından şimdi 15 Temmuz selalarını daha güzel anlamlandırabiliriz…

“Ey halkım uyan… Memleketi Allah, din, peygamber diyerek satanlar vardı. 40 küsur yıl dinini safiyane olarak yaşayan insanlarımızın çocukları kandırıldı. Bak sen onların yolundan değil, methiyeler düzdüğün, salatü selamlar gönderdiğin Allah’ın habibi Hazreti Muhammed’e gönderdiği Kur’an’ın yolundan git. Onun dışındaki yol yol değildir. Din din değildir.”

İşte önceki gece 00.13’te okunan selaları bu anlayış içinde dinleyip kalbimize nakşettiysek, gerisi laf-ü güzaf…

Allah, bu millete hainlerin uyanışını hatırlatmak için bir daha selalar okutmasın…

O hainlerin her an bir kalkışma içinde olduğunu bilip kalbi uyanık olanlardan eylesin…

Amin…