Günümüzde şüphesiz medyanın gücü inkâr edilemez.
Boşuna medyaya 4. güç denmiyor.
Gerek siyasette, gerek ekonomide, sporda, eğlence sektöründe veya sosyal hayatta neredeyse hayatın her alanında bu güç kullanılmakta.
“Ne olduğun önemli değil, nasıl göründüğün yani nasıl algılandığın önemlidir”
Bu ilke ile hareket edilmekte.
Ürün veya ticari faaliyetlerde bulunan işletmelerin tanıtımı reklam, kişi veya kurumların tanıtımı propagandadır.
Özellikle siyasi alanda algı hayati önem taşımakta.
Bunun için günümüzde siyasi partiler PR çalışmaları için özellikle medya ayağı ile ilgili  danışman orduları bulundurmaktalar.
Nitekim  bunların yararını defalarca gözlemledik.
Bunun için mutlaka kendilerine  bağlı medya organları, besleme köşe yazarları vardır.
Yaşanan herhangi  bir olayda  bu mekanizma devreye girer ve hesabına çalıştıkları kişi veya kuruma olumlu olaylarda pay çıkarır, aksi bir olay yaşandığında orada da aynı şekilde bunların adına olayları lehlerine çevirmek için algı operasyonları yaparlar.
Algı yönetimleri bir süreçtir.
Duygu ve düşünceleri etkilemek için psikolojik manipülasyondur algı. 
Günlerce bir konuyu ilgili kişi veya kurumların lehine işleyip dururlar.
Belli bir algı yaratmak için belli olayı o kadar çok tekrar ederler ki, sık sık bunu işleyenler bile kendi uydurdukları şeye inanmaya başladıklarına şahit olduk birçok defa.
‘’Hakikat gerçek olan değil, akılda kalandır’’
Bu sözlerin gücünü  çok iyi idrak eden kurt politikacılar  algı yönetimlerinin ne kadar önemli olduğunu  da çok iyi bilir.
Zaten bakıldığında başarılı olanlar bunu kavrayabilmiş kişilerdir.
Bu algı yöntemlerini çok iyi kullanan birini tanıyorsunuz di mi?
Algı yönetimini elinde bulundurduğu medya gücüyle çok iyi kullananlardan biri de HÖH onursal başkanıdır.
Onursal başkan ve HÖH kurmayları her ne kadar görünürde DOST’u önemsiz diye gösterme gayreti içinde olsalar da, orta vadede DOST hata yapmadığı takdirde (bu hataların ne olduğunu, HÖH’ün miadını doldurmasına sebep olan yozlaşma ve oligarşik yapılanmadan uzak durması gibi, burada yazmıştık) siyasi arenada onların yerini alacağını çok iyi biliyorlar.
Bundan dolayı DOST’u önemsiz göstermek için medyadaki gücünü de kullanarak her türlü algı yöntemlerini denemekteler.
Mesela yeni oluşum kararı alındığında onları AK Parti projesi olarak gösterme gayreti içine girmişlerdi.
Bu yaklaşım tutmayınca en son da Rusya ile iyileşen ilişkileri ileri sürerek, onursal başkanlarının kendini Ruslara teslim etmesini haklı çıkarma gayreti içine girmişlerdi.
Bu durumu da sadece iki buçuk kişi ciddiye alıp savunmaya  çalışsa da, çok kısa sürede soydaşımız sapla samanı ayırarak iki durum arasında fark olduğunu anlamıştır.
Şimdi de onursal başkanın propaganda makinesi DOST’un mahkeme tarafından onaylanmamasının, güya bu oluşumun geleceği yokmuş gibi  algı oluşturmaya çalışmakta.
Bu durumu HÖH’ün kurmayları medya başta olmak üzere her yerde bıkmadan usanmadan işleyeceklerdir.
Ne demiştik:
‘’Hakikat gerçek olan değil, akılda kalandır’’
 “Ne kadar  tutarsa” misali.