Türkiye’ye köftesiyle, kaplıcasıyla, mobilyasıyla, tarımıyla ve birçok yönden adını duyuran İnegöl’ümüz dış ticaret fazlası veren ender kentlerdendir.

Onun için bu ilçenin idarecileri her zaman önemli sorumluluklar yüklenirler. Biz de 'agazete' olarak Başkan Alper Taban'ı makamında ziyaret ettik. 2014 yerel seçimlerinde belediye meclis üyeliği sonrasında, İnegöl Belediyesi Başkan Yardımcılığı görevini üstlendi kendisi.

İnegöl Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ın Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı olmasının ardından Alper Taban İnegöl Belediye Başkanlığı görevine seçildi.

Taban, hani deyim yerindeyse mini bir itirafla başladı sözlerine: "Önceden başkanlığın bu kadar zor olduğunu düşünmüyordum. Bir kurumun finans, idare, insan kaynakları, birçok birimi vardır. Biz de bu birimlerden birinin başındaydık ama Aktaş gidince bu işlerin tek birim idare etmekle aynı olmadığını, daha doğrusu Aktaş Başkan'ın İnegöl’de biz de kıymetini anladık. Umarım Bursalılar da kıymetini bilir ve ona sahip çıkar."

"Benim başkanlık olarak bir tecrübem yok. İşimiz önceden belli görevlerle sınırlıydı. Sorumluluk alınca bütün konulara hâkim olmak zorundayız" tespitini yapan Taban, "Yürüyen bir sistem ve iyi bir ekibimiz var. Bugüne kadar yapılan hizmetlerinin üstüne bir şeyler koymak zorundayız" derken "Sil baştan bir dönemde değiliz, devam eden bir dönemin içinde bir değişim bu. Dolayısıyla üst planlara sadık kalarak yarım kalan işleri öncelikle tamamlayacağız" vurgusu yaptı.

Alper Başkan, sohbet koyulaştıkça kendisiyle ilgili gözlemleri de gözler önüne sermeye başladı. "Siyasette en iyi yaptığım iş gözlemdir. Siyaset dünyasında ruhen bitmiş insanları gördükçe kendime ders çıkardım ve şükrettim" dedi ve ekledi: “Tecrübe konusunda kendini yetiştirmiş insanların da varlığına şahit olduk. Öğrenmenin hayat boyu devam ettiğini ve bu konuda aç olduğumu hissettim kendi adıma. Görevimi doğru bir şekilde yapabilirsem inanıyorum ki daha sonra da doğru olarak anılmaya devam edeceğim. Genel Başkanımız ve Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın elinden böyle bir vazifeyi almak çok mutlu etti beni. Göreve getirildikten sonra Cumhurbaşkanımız çok çalışmam ve halkın arasında olmam gerektiğine dair iki nasihatte bulundu.

Direksiyonda gitmekle, arka koltukta oturmak arasında fark varmış. Hep pürdikkat olmak zorundasın çünkü bütün yük senin omuzlarında. Kaza yapmaman lazım, hızını gideceğin hedefe göre ayarlaman lazım. Sonuç olarak direksiyondaysan arabayı rotadan çıkarmadan ulaşacağı yere götürmen lazım. Sayın Alinur Aktaş’la beraber çalıştık ancak şimdi Başkan Aktaş’ı daha iyi anlıyorum.”

"16 aylık süre içerisinde küçük dokunuşlarla büyük algılar oluşturabileceğimize inanıyorum. Sisteme dair yatırımlar yapılmalı. Sistem bize kurumsallığı getirir, aynı dili konuşturur ve işleri daha doğru yapmamızı da beraberinde getirir. Biz bu farkındalığı ortaya koyacağız" diyen Taban, önemli bir konuya da dikkat çekti:

"Bizim iddiamız şudur. Temiz şehir unvanı alabilmek. Biz Müslümanız ancak bir çelişki var bu işte. Yurtdışına çıkıyoruz tertemiz caddelerle karşılaşıyoruz ancak geliyorum kendi şehrime, her yer maalesef pis... Sabah temizleniyor, akşam bir bakıyorsun tekrardan kirlenmiş. İşte biz bu sıkıntının sebebini araştırdık. Gördük ki bugüne kadar hep temizlemeye kafa yormuşuz, kirletmemeye kafa yormamışız.”