Büyük Taarruz,  Çanakkale Geçilmez,  Seyit Onbaşı,  bu isimlerin ne anlama geldiğini bilmeyen yoktur bu âlemde. Şehitler Ölmez Dedirten,  adına destanlar yazılan tarihimize kısaca özet geçersek hatırlamak için :  Birinci dünya savaşı sırasında 1915 -1916 yılları arasında Gelibolu Yarımadası’nda Osmanlı ile itilaf devletleri arasında yapılan deniz ve kara savaşlarıdır. Büyük kanlı muharebedir. Yabancı devletler İstanbul’u ele geçirip boğazların kontrolünü almış, Rusya ile tarımsal ve askeri ticaret yolu açmış, Çanakkale Boğazı’na girmişlerdi. İngilizler ve Fransızlar Seddülbahir ve Arıburnunda çıkarma yapınca, Mustafa Kemal’in Birinci Anafartalar Muharebesi olarak bilinen Büyük Taarruzuyla karşılaştılar. Anzak Birlikleri geri atılmış, 1915 yılı Aralık ayında Gelibolu Yarımadasını tahliye etmek zorunda kaldılar. Balıkesirli Seyit Ali Çabuk, tek başına 275 kiloluk mermiyi sırtında taşıyıp, topuna yerleştirip namlusuna sürmüştür. İngiliz Ocean savaş gemisini Boğazın sularına gömdü, aynı zamanda tarihin derinliklerine de gömmüş oldu. O gün bir tarih, bir destan yazıldı. O gün Şanlı Türk Bayrağımızın rengi Çanakkale Denizinin üzerinde kendiliğinden göründü. Deniz kana bulanmıştı. Gece ay ışığını denizin üzerine yıldızı ile birlikte yansıtmıştı. Bugünkü ay yıldızlı bayrağımızın rengi, şekli o gün, o an seçilmişti. Günümüze kadar ve sonsuza kadar unutulmayacak varlığımız, tarihimiz, milletimiz destanlar yazdı. - Dur yolcu! Bilmeden gelip bastığın bu toprak, bir devrin battığı yerdir. Eğilde kulak ver, bu sessiz yığın bir vatan kalbinin attığı yerdir. Bu ıssız, gölgesiz yolun sonunda gördüğün bu tümsek, Anadolu’nda İstiklal uğrunda, namus yolunda, can veren Mehmedin yattığı yerdir. Bu tümsek, koparken Büyük zelzele, son vatan parçası geçerken ele, Mehmedin düşmanı boğduğu sele mübarek kanının akıttığı yerdir. Düşünki, haşr olan kan, kemik eti yaptığı bu tümsek, amansız çetin bir harbin sonunda bütün milletin hürriyet zevkini tattığı yerdir. Necmettin Halil Onanın yazdığı bu ölümsüz eser, o günü, bu Günümüze taşımış en güzel anlatım ve tarihi belgedir. Geçmişimizi unutmayalım. Geçmişini bilmeyenin geleceği de olmaz, vatanına sahip de çıkamaz. Unutmayalım, gelecek nesillerimize de unutturmayalım. Saygılar…