Bugün ise BM’ye üye ülkelerin sayısı 200’e yaklaştı.

Teşkilatın kuruluştaki ana amacı yoksulluk, açlık, cehalet, hastalıklar, mahrumiyet, afetler ve çevrenin yok olmasının getireceği sonuçlardan korumak için kuruldu.

Türkiye Birleşmiş Milletlerin kurucu üyesi olarak dünyada barışın ve herkesin insanca yaşaması için büyük emekler vermiş ve vermeye de devam ediyor.

Herkesin arzu ettiği barış ve huzuru bazı ülkelerin işine gelmediği zaman türlü türlü bahaneler bularak kendi dediklerini yapmaktan maalesef geri kalmıyorlar.

Elbette 73 yıllık çalışmalarda iyi işlerinde yapıldığı söylemeliyiz. Daha fazlasını yapma imkânı varken bazı ülkelerin çıkarları için milyonlarca insan mağdur edilmesi görmezlikten gelindi. Güçsüzler güçlülerin karşısında ezildi ve ezdirildi.

Birleşmiş Milletler Genel Kurul’unun 73. Oturumunda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yaptığı konuşmada, BM’nin insanlığın barış ve refah beklentilerini karşılamaktan uzaklaştığını, özellikle BM Güvenlik Konseyi’nin veto hakkına sahip 5 üyenin çıkarlarına hizmet ettiğini söyledi.

Erdoğan Birleşmiş Milletlerin yapısında ve işleyişinde kapsamlı bir reforma gidilmesi gerektiğini belirtti ancak sadece bütçe reformunun Teşkilatın sorunlarını çözmeye yeterli olmayacağını ifade etmişti.

Dün, Dünya Beşten Büyüktür Derneği üyeleri, Birleşmiş Milletler Ankara Temsilciliği önünde yaptıkları basın açıklaması ile BM'ye tepkilerini dile getirdi.

Dünya Beşten Büyüktür Derneği Genel Başkanı Erdal Güler, “BM Güvenlik Konseyi’nde 300 yıldır Avrupalılar tarafından sömürülen Afrika Kıtası'ndan ve dünya nüfusunun dörtte birini teşkil eden İslam ülkelerinden hiçbir temsilci bulunmamakta. 1948 yılında kabul edilen İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nde bütün insanlar haklar açısından eşit kabul edilirken, ne yazık ki BM Güvenlik Konseyi’nin mevcut yapısında devletler birbirine eşit görülmemekte.

Dünya Beşten Büyüktür Derneği olarak biz 'paran kadar konuş''gücün kadar konuş' düzenine itiraz ediyoruz. BM Güvenlik Konseyi gerçek görevini yapmalıdır. Üyelerin veto yetkisi kaldırılmalıdır.  İnsanlığın istikbali bir insanın kararına ya da bir devletin veto yetkisine bağlı olmamalı” dedi.

BM ile 73 yıldır dünya gerçek anlamda birleşemedi. Birleştirilmek istenmedi. Adil olmak istemedi.

Dünya ile gönül köprülerini gerçek anlamda kurmak isteyenlere yol verilmedi.

Birlik ve beraberlik içinde yaşamak isteyenler çoğunlukta olsa da bazı ülkelerin çıkarları önde tutulduğu için onların arzu etikleri kadar birleşebiliyor. Birçok ülkeyi birbirlerine düşman ettiler.

Birleşmiş Milletler Konseyi Genel Kurul tüm üye ülkelerin temsil edildiği bir yapı iken, Güvenlik Konseyi 5 daimi 10 geçici olmak üzere 15 üye ülkeden oluşuyor.

Ana sorunlardan biri de 5 daimi üyenin veto yetkisi Güvenlik Konseyi kararları için geçerli. Mutlak veto yetkisi, daimi üyelerden herhangi biri istemiyorsa oradan karar çıkmaz.

Beş daimi ülkeler ABD, İngiltere, Fransa, Rusya ve Çin’dir.

Arzumuz Birleşmiş Milletler gerçek anlamda adil bir şekilde olmalarıdır. Açlıktan kimse ölmemeli. Savaşlara son verilmeli. Mazlum insanlar ölmemeli.

Dil, din, ırk, renk, mezhep, cinsiyet ayırımı yapmadan bir arada yaşamayı öğrenmeliyiz.

Ülkelerin yer zenginliklerine göz dikerek savaş çıkartılmamalı.

Haklının yanında haksızın karşısında her daim olmalıyız…

Hele Müslümanların birbirlerine silah çekmeleri yok mu, insanı daha bir başka kahrediyor...

Bir düşünürün dediği gibi,

"Yeryüzündeki Müslümanlar birbirleriyle savaşmasa silah baronları aç kalırlar"