Bu tam kapanma sürecinde çoğu insanımız ev hapsinde adeta sosyal medya canavarı kesildi. Yapacak başka bir şey olmayınca, ister istemez bazılarımız pc başında çoğumuz ise elimizde akıllı cep telefonları ile zamanımızı geçirmeye çalıştık.

Sosyal medya demişken tam da bugünlerimizi kaleme almış adeta geçmişle yüzleşmemizi sağlayan çok güzel bir yazı dikkatimi çekti ;

"Çok acılar gördük pandemi sürecinde. Çok özlemler çektik.

Sevdiklerimize sarılamadık.

Hastalar ziyaretsiz, cenazeler kimsesiz kaldı.

Evler misafirsiz, gönüller yarensiz kaldı. Beti bereketi kalmadı hayatın.

Öyle çok şey öğrendik ki son bir yılda. Üç üniversite bitirsek öğrenemezdik. Hakkımız kötekti sağlam yedik hep beraber.

Bütün hayatını çocuklarının okullarına adayanlar vardı. Yarış atı gibi koşturuyorlardı çocukları. Okuldan kursa, kurstan dersaneye, dersaneden özel derse. Çocuk olduğuna bin pişman bir nesle mal oldu bu koşturma.

Bakın şimdi okul bile yok.

Misafir telaşından kendini yiyip bitirenler vardı. Sunumlar. Boş beleş tas tabaklar hepsi raflarda kaldı. Evlerde ne misafir var ne de misafirin bereketi.

Gardıroplar takım takım kıyafetlerle doluydu. Yine de giyecek bulunamayan dolaplar. Ne oldu şimdi. Herkes pijamalara mahkum.

Şaşalı düğünler, balolar, mezuniyetler, çay günleri, yemekli toplantılar. Ne oldu bak hiç biri yok. Bekarlar evde mi kaldı.

Gereksiz triplerle sıkılanlar vardı. Gördünüz mü sıkılmayı? Evden çıkamıyoruz.

Az bir üstüne gitsen "Ay boğuluyorum" diyen şımarıklar vardı. Gördünüz mü boğulmak neymiş? Gördünüz mü her nefes bir canmış?

Memleketine gitmek istemeyenler vardı, akrabadan kaçanlar, bayramlarda çok yorulanlar. Gördük mü şimdi ne ziyaret kaldı ne bayram?

Ölümü hep uzaklara atıyorduk. Sanki sıralıymış gibi. Hep yaşı büyükler gider zannediyorduk. Gördük mü şimdi yaşının başının olmadığını, her an ölümle yüz yüze olduğumuzu?

Büyük şehir dedik, apartman dairelerini sevdik. Gördük mü şimdi köylerin, ilçelerin o küçücük bahçeli evlerinin ne kadar kıymetli olduğunu?

Az başımız ağrısa hastanede alıyorduk soluğu. Gördük mü şimdi eldeki imkanlarla başımızın çaresine bakmayı?

Evde sıkılıp kendini caddelere atanlar vardı. Gördük mü şimdi en güzel kahvenin evimizde olduğunu?"

Gördük çokkkk şeyler gördük. Ders aldık mı bilmem? Ama gördük. Görmeye de devam ediyoruz...

Günün Sözü :

Kapağı tam kapatılmamış anılar, yerinden oynayan kaldırım taşları gibi sizin de dengenizi bozuyor mu bazen?? (Turgut Uyar)