Kendi ve güneşin etrafında hızla dönen dünyamız

kıyamete doğru kilometre kilometre ilerlerken

ademoğlu“daha batılı adıyla” insanoğlu dediğimiz varlık fıtratına aykırı bir şekilde isyanda yarış halinde…

İsyan etmek için hapishaneye düşmeye gerek yok (hep kodes filmlerinde görürüz ya…)

Vatanı işgal edenlerin ise isyan ettiği ise artık görülmez oldu… Tıpkı Suriye’deki gibi…

Burada bana kimse ‘can korkusu’ edebiyatı yapmasın… Ecdadına baksın!..

Biz Suriyeli yaşlıları amcadede, annelerini eşlerini bacı kardeş teyze, çocuklarını yeğen, kuzen kabul etmesini biliriz; benim sözüm eli silah tutup kaçanlara… Bilmem anlatabildim mi…

Hatta Türkiye’ye kaçmakla kalmayıp, bizimde sınırımızın ötesinde müreffeh bir yaşam arayanlar var ki vatansız insan nasıl müreffeh yaşayacak o da ayrı bir soru…

Nerede kaldık, isyanda…

Bir eczacıya sorsanız ‘antibiyotik mi daha çok satıyorsunuz stres ilacı mı’ diye, muhtemeldir ki yanıt stres ilacı olacaktır…

Sebebini bile bilmeden

canım sıkılıyor,

mutsuzum diyen bir takım zevatlar çareyi kimyasallarda arıyor…

Kimsenin kalbine bir şey sormaya, vicdanıyla hesaplaşmaya niyeti yok.

Midelerimizi doldurmak için gösterdiğimiz özeni azıcık kalbimizi ve vicdanımızı beslemek için göstersek acaba yarın ne olur kaygısından kurtuluruz…

Mide yarını iple çeker dolmak için ama kalp ile vicdanının öyle acelesi yok…

Biraz kırılırsın, ertesi günü üzülürsün, birkaç gün sonra bakmışsın musmutlusun…

Amma velakin bu git gel gibi görünen durumun seni yıpratmaz,

çünkü birinin meyvesi sabırdır diğerinin meyvesi şükürdür…

Ama sen ille de midem dersen işte o açlık var ya adama her şeyi yaptırır…

Doymazsın bir türlü, yedikçe daha da yemek istersin…

Bu istek bitmez, işte o zaman “yarın acaba doyar mıyım”derdine düştüğünü, vücudunda biriken yağlar seni kıskıvrak yakalar obeze doğru götürür…

Obez insanın ise artık kendine hayrı yoktur…

Yarın onun için yaşanması gereken bir gün değil adeta kurtulması gereken bir gündür. Doğacak güneş ona mutluluk vermeyecektir…

Hırçınlaşacak, haplara saldıracak bu kez iyi bir doktor derdine düşüp mideyi nasıl aldırırım diye hastane hastane gezmeye başlayacak… Oysa hayatı bir de basit yaşamayı deneyin…

Çok mutlu olduğunuz siz bile anlamayacaksınız…

Hırslarınızdan arının,

biraz salın vitesi…

Bu salmak gamsızlık şeklinde anlaşılmasın lütfen…Bu yazı bir Pazar yazısı gibiydi ama pazartesiye kısmet oldu… Ne yapalım sağlık olsun… Bunu da dert edelim şimdi…