Ekonomide ki kötü gidiş arttıkça erken seçim söylemleri de her geçen gün artıyor. İktidarların değişmesinde ki en önemli nedenlerin başında her dönem ekonominin durumu olmuştur. Bu, siyaset tarihinin değişmez bir kuralıdır. Geçmişi hatırlarsak, ekonomideki hızlı olumsuz değişimler sonrası mevcut iktidarlar hep kaybeden olmuştur.

Son günlerde doların hızlı bir şekilde artması da mutfaktaki ateşi körüklemekte ve tencerenin kaynaması her geçen gün zorlaşmakta. Dolara bağlı olarak yurtdışı bağlantılı ürünlerin fiyat artışı da çiftçisinden sanayicisine her kesimi rahatsız etmekte.  Eğer normal vaktinde yapılırsa 2023 seçimlerinde bir sorun yaşamak istemeyen iktidar, önlemini şimdiden alma gayretinde.

Son yapılan anketlerde hızla puan kaybettiği gözler önüne serilen Cumhur ittifakından faklı sesler yükselmeye başladı. MHP’nin “Biz hükümet ortağı değiliz” çıkışı ardından da AK Parti kanadında yükselen Cumhurbaşkanlığı seçimi için gerekli “50+1 şartının problem yaratıyor” açıklaması iktidardaki seçim kaygısının göstergesi.

Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Cemil Çiçek’in  Cumhurbaşkanı seçilmek için gereken yüzde 50+1 oy şartına ilişkin yaptığı açıklamayı iyi okumak gerek. Çiçek’in Anayasa toplantısında; “50 +1'in hem bugün hem de gelecekte önemli sıkıntılara sebebiyet vereceğini ve Türkiye'yi bir kaosa sürükleyeceğini söyledim yine söylüyorum" ifadeleri iktidar kanadından da başkanlık sistemi ile ilgili rahatsızlıkların gün yüzüne vurmasıdır.

AK Parti kurulduğu günden itibaren her seçimde birinci parti olarak sandıktan çıktı. Tek başına iktidarın yanı sıra Cumhur ittifakı olarak da yönetimi elinde tuttu. Lakin şimdi durum farklı. CHP ve İYİ Parti’nin başını çektiği “Millet İttifakı”, Cumhur ittifakını seçim günü geçer gibi duruyor. Kaybetme ihtimalini gören AK Parti’de önlemi şimdiden alma arayışında. İşte bütün mesele budur.