Pazar günü Bursaspor ligin son maçında deplasmanda Malatyaspor karşısında 2-1 kazansa da çok şeyleri kaybetti. Yeşil Beyazlıların bu maçta kazanması yetmiyordu.
Akhisarspor, Erzurumspor ve Göztepe maçlarında iflas bayrağını çekersen bu maçta kazanman yetmez hale gelir doğal olarak...
Bursaspor üç sezondur ne şampiyonluk ne de Avrupa için oynamadı.
Sadece kümede kalma mücadelesi verdi. Geçtiğimiz iki sezon uçurumdan döndü. Bu sezon ise korkulan oldu maalesef.
İlk defa bir şampiyon takım ligden düşerek tarihe geçti.
Üç sezondur herkes yazdı, söyledi, uyardı ama nafile.
Bu kafile bildiğini okudu ve takımı yere sererek sevenlerinin kalbini kırdı geçti.
Üç sezonu korku ve endişeyle geçirdik. 
Artık korkulacak bir şey kalmadı.
Bursa bir bir değerlerini kaybediyor.
Turizmi kaybettik, Uludağ’ı kaybettik, kaplıcalarımızı kaybettik,  tarımı kaybettik, tekstili kaybettik, siyaseti kaybettik, yeşili kaybettik, sevgiyi kaybettik, saygıyı kaybettik, güveni kaybettik, istişareyi kaybettik, yapılaşmada kaybettik, özümüzü ve sözümüzü kaybettik. 
Ayaklar baş, başlar ayak oldu maalesef.
Sonunda sporda da kaybettik.
Bundan 3 bin 297 gün önce, yani 9 yıl 10 gün önce, ligin 34. haftasında Bursaspor evinde Beşiktaş’ı 2-1 yenerek 75 puanla şampiyon olmuştu.
Ben de o tarihi maçı tarihe karışan statta izleyerek coşkuyu yaşamıştım. 
Ulu şehir Bursa sevinç ve mutluluğa boğulmuştu.
Her yer 'yeşil-beyaz'a bürünmüştü.
16.5.2010 tarihi bir gündü Bursa ve Bursalılar için…
18 Mayıs 2010 tarihli köşe yazımın başlığı ‘Şifrede gizli zafer’ idi. 
16 - Bursa Plakası 
05 – Beşinci büyük takım
2010 – Şampiyonluk yılı
‘İnanılmazı değil, inandığımız ve umutlarımızın hiç bitmediği yerde çalışarak ve ekip olarak hak ederek şampiyon oldu Bursaspor…
Beyaz kadar temiz ak bir sayfa açtın Bursaspor…
Türk spor tarihinde bir devrim gerçekleştirdin Bursaspor…’ diyerek giriş yapmıştım yazıma.
3 bin 297 gün sonra, tarih 26 Mayıs 2019, yani 9 yıl 10 gün sonra ise ligin 34. haftasında Bursaspor misafir olduğu Malatyasor karşısında 2-1 galip geldi ancak 37 puanla şampiyon takım kümeye düştü.
Bu sefer ulu şehir Bursa’da yas vardı, hüzün vardı, matem vardı, kızgınlık vardı. 
Kara bir leke vardı.
Türk futbol tarihinde bir ilk yaşanmıştı.
Elbette bu sonuç sürpriz değildi. 
Mücadele azmi yoktu, gayret yoktu, hücum yoktu, puan yoktu, gol yoktu, galibiyet yoktu, istikrar yoktu. Yoklarla yok oldu.
Eleştirilere ve önerilere kulaklar tıkanmıştı.
Sesimizi duyan yoktu ancak bir umut… “Acaba bu sezonda şans eseri ligde kalır mıyız” umudu vardı.
Bursa plakası olan 16. sırayı aşmayı başaramadık.
34 maçta 37 puanla 16 sıra ile sınır dışı olduk.
Başarmak için de canla başla mücadelede etmedik.
Resmen Bursaspor üzerinde kumar oynadılar.
Aşkta kaybettik, kumarda kaybettik, futbolda kaybettik.
Bursaspor kötü yönetilme ve ruhsuz oyuncuların kurbanı oldu.
Timsah bunu hak etmedi.
Yeşil Beyazlılar bunu hak etmedi.
Şampiyon takım bunu hak etmedi.
Bursa bunu hiç hak etmedi.
Hak edenler bellidir. Tarihin kara sayfalarında yerini aldılar.
Onların gözyaşları Timsah gözyaşlarıdır.
Bursaspor taraftarı ve sevenlerinin hüznü sizi asla unutmayacak ve affetmeyecektir.
Hiçbir bahane başarının yerini tutmaz.
Hiçbir başarı tesadüf olmadığı gibi hiçbir başarısızlık da tesadüf değildir.
Bursaspor bunca borç harç batağında ve yatağında iken nasıl ayağa kalkacak? 
Mali ve idari yapısı nasıl düzelecek?
Önümüzdeki ay direksiyona kim geçecek?
Önümüzdeki sezon düştüğümüz yerden kalkabilecek miyiz?  
..Ve ilk maç acaba Adana Demirspor'la olur, yoksa Samsun'la mı, yoksa komşu Balıkesir'le mi? Olmadı aynı kaderi paylaştığımız Erzurum ya da Akhisar'la mı?
Şimdiden ben ürktüm... Böyle bir yönetim olunca ne hissedebilirim ki!
Sorular ve sorunlara beklenen onca cevaplar