98 yıl öce 29 Ekim’de, ülkemizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk tarafından hazırlanan anayasal değişiklik ile Türkiye Devleti'nin yönetim şeklinin cumhuriyet olarak belirlenmiştir. Cumhuriyetin ilanı; Türk toplumunu çağdaşlaştırmayı amaçlayan Türk devriminin bir parçasıdır, diğer yenileşme ve reformların da önünü açan bir siyasal inkılap hareketidir.

Anayasanın diğer maddelerinde yapılan değişiklikler ile cumhurbaşkanlığı makamı oluşturulmuş; Cumhurbaşkanının Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından kendi üyeleri arasından seçileceği öngörülmüş; hükümetin kuruluş usulü değiştirilmiştir. Hükümetin kuruluş şeması bakımından meclis hükümeti sisteminden vazgeçilerek parlamenter sisteme geçilmiştir.

Çağdaş, özgür ve bağımsız devlet yapısı ile Türkiye Cumhuriyeti kurulduğu ilk yıllarda her alanda müthiş atılımlar gerçekleştirmiştir. Cumhuriyetin ilanı Türkiye’nin siyasal tarihini yeni bir yön vermiştir. Türk Milletinin yeniden doğuşuna çağdaşlığa ve özgürlüğe açılan kapı ilk günden itibaren bir kesimi her zaman rahatsız etmiştir. Geldiğimiz noktada ülke yönetimin hali ortada yorumu size bırakıyorum.

Bizim zamanımızda okullarda kutlanan 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı coşkusunun yerinde bu gün yeller esiyor. Okullarda bayram havası yaşatılmıyor. Atatürk’ü gerçekten anlayan Cumhuriyetin kıymetini bilen halk ise değerlerine sahip çıkıyor. Cumhuriyet sevdalıları 29 Ekim’de yine yollar meydanlardaydı.  Bursa’da usulen kutlama programı yapan belediyeler ile Cumhuriyet Bayramı’nı gerçekten kutlayan Nilüfer Belediyesi arasındaki fark tanımlanamaz.

Nilüfer Belediyesi’nce düzenlenen, CHP’li Mustafa Bozbey döneminde başlayan ve artık bir gelenek olan FSM Bulvarı’ndaki 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı yürüyüşüne yine on binler katıldı. Bu halk bu cumhuriyete sahip çıktığı sürece geleceğimizin teminatı çocuklarımıza bırakacak bir mirasımız olur. Cumhuriyet olmaz ise özgürlük, eşitlik, bağımsızlık ve adaletten yoksun bir ülke oluruz. Ve çocuklarımızın geleceği olmaz. Türkiye Cumhuriyeti kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü dediği gibi; “Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır” kalmalıdır…