Ülke olarak yeni tip koronavirüsle tanışmamız ve mücadele etmemizin 233. günü; yani 7 ay 19 gün...

Bugün ülkemizin doğum günü. 35 bin 430 gün yani 97 yaşında...  29 Ekim 1923

Nice 97 yıllar...

29 Ekim Cumhuriyetimizin 97.yılı kutlu olsun.

1925 yılında çıkarılan bir kanunla Cumhuriyet'in ilanı günü yeni Türk Devleti'nin bayramı ilan edilmiştir.

Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk, cumhuriyetin onuncu yılı kutlamalarının yapıldığı 29 Ekim 1933 tarihinde verdiği 10. Yıl Nutku'nda, bu günü en büyük bayram olduğunu belirtmiştir.

Kiyamete kadar birliğimiz, dirliğimiz ve bütünlüğümüz daim olsun. İllelebet şanlı ve mukaddes topraklarda ay yıldızlı bayrağımız dalgalansın.

Dünyayı saran ve derinden sarsan asrın illeti yeni tip koronavirüs her şeyi ve herkesi etkiledi ve etkilemeyede devam ediyor maalesef.

Diğer yıllara göre milli ve dini bayramlarımızı kısıtlı ve tedbirli şartlarda kutlamaya devam ediyoruz.

1923 öncesi verilen her mücadeleyi okumamız, anlamamız ve kutlamamız gerekiyor.

1071 Malazgirt Zaferi

1299 Osmanlı Kuruluşu

1453 İstanbul’un Fethi

1915 Çanakkale Zaferi

1922 30 Ağustos Zaferi

Ve

1923 Türkiye Cumhuriyeti’nin Kuruluşu...

Bizim geçmişimiz köklü bir tarihe sahiptir. Şanlı tarihi mirasa canla başla sahip çıkmak ve yaşatmak herkesin milli görevidir.

Unutmayalım ki bizim geçmişimiz ve tarihimiz çok eskiye dayanır...

Geçmişte atılan sağlam temeller ve büyük gayretler asla unutulmamalıdır.

Allah (c.c.) hiç kimseyi vatansız ve sahipsiz bırakmasın.

Güzel vatanımız hepimize yeter.

Yeter ki biz üstümüze düşen görevleri layıkıyla yerine getirelim.

Geçmişte ecdadlarımızn vermiş oldukları mücadeleyi anlamak için geçmiş tarihimizi okumamız ve uzmanlarından dinlememiz gerekiyor. Vatan için, bayrak için, ezan için, istiklal için, istikbal için inandılar ve başardılar.

Atalarımız bu topraklar için kanını, canını, malını vermiş. Bizlere emanet edilen cennet vatanımıza her türlü şartlarda bizler de canımız ve kanımızla her daim mücadele ederek müdafaa edeceğiz.
Birbirimizi asla ayrıştırmadan ve ötekileştirmeden birlik ve beraberlik içinde olmalıyız.

Bu bir tercih değil zorunluluktur.

İster Türk, ister Kürt, ister Gürcü, ister Rus, ister Arap, ister Arnavut, ister Boşnak, ister Pomak, ister Çerkez, ister Tatar, ister Laz; kısacası bu ülkede yaşayan herkes bu ülkenin vatandaşıdır.

Her dönem olduğu gibi o zamanda da bugün de içimizdeki ve dışarıdaki güçlerle mücadele edeceğiz.

Bugün ise daha çok ekonomik savaşlar ve politik oyunlar sergilenmektedir.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk:
"Ey Türk Gençliği!
Birinci vazifen, Türk istiklalini,
Türk Cumhuriyeti’ni ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir. Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek dâhili ve harici bedhahların olacaktır…
Ey Türk İstikbalinin evladı! İşte bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen; Türk İstiklal ve Cumhuriyetini kurtarmaktır. Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur!"

Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarını sayısızca isimsiz kahramanı şükranla, minnetle ve rahmetle anıyoruz.

Mekânları cennet, ruhları şad olsun...

Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte daha güçlü Türkiye olacağız...