Bizleri sağlık ve afiyet içerisinde on bir ayın sultanı Ramazan-ı Şerife eriştiren Rabbimize hamd olsun, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (sas)’a sonsuz salat ve selam olsun. Yaratılışın temel gayesi olarak insan bu dünyada iyi, hayırlı ve faydalı işler yapmak, doğru ve güzel davranışlar ortaya koymak için vardır.
İnsan bu dünyaya, “inanmak” ve “iyi işler yapmak” için gelen bir yolcudur; yaşadığımız hayat ise iyilerden olma yolculuğudur. İnsanı yaratan, nimetlerle buluşturan, koruyan, bağışlayan ve rahmetiyle kuşatan Rabbimiz, hangimizin daha iyi işler yapacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratmıştır. (Mülk, 67/2.) O hâlde hayat bir iyilik sınavından ibarettir.
Resulullah Efendimiz’e (sas) sormuşlar, iyilik nedir diye. “Kalbine danış; iyilik, gönlü huzura kavuşturan ve içe sinen şeydir. Kötülük ise insanlar sana fetva verseler (onaylasalar) bile, gönlünü huzursuz eden ve içinde bir kuşku bırakan şeydir.” (Dârimî, Büyû’, 2.) buyurmuştur. O hâlde iyilik, gönle hoş gelen ve Allah rızası bilinciyle yapılan her meşru iştir. İyilik, hayra anahtar, şerre kilittir.
Kur’an-ı Kerim’de iyilik, birçok kelimeyle ifadesini bulur. Bunlardan bazıları ihsan, hayr, birr, kerem, salah, lütuftur. Her biri karşılıksız vermenin, rızayı hedeflemenin, güzelliğe ermenin adıdır. Kimi zaman güzel ahlak, erdem ve fazilettir iyilik. Kimi zaman da hayır hasenat, sadaka ve zekâttır. İyilik, bazen de bir tebessüm ve kucaklama, tatlı bir söz ve güler yüzdür. İyilik, iyi olma, iyilerle beraber iyiliği yayma çabasıdır. İman ve ibadetin en yüksek makamıdır.
Peygamberimizin dilinde, “İyilik, güzel ahlaktır.” (Müsüm, Birr, 14.) ifadesiyle karşılığını bulmuş yüce ahlak makamıdır iyilik. “Sen elbette yüce bir ahlak üzeresin.” (Kalem, 68/4.) övgüsüne nail olan Efendimiz, bu ahlakıyla “Muhammedül-Emin” olmuş ve bu ahlakıyla “âlemlere rahmet” olarak gönderilmiştir. (Enbiya, 21/107.)
Mümin, iyilik ve güzellik için yaşar. Sevgili Peygamberimizin (sas) ifadesiyle, “Mümin, bir iyilik yaptığında sevinen, bir kötülük yaptığında ise üzülen kimsedir.” (İbn Hanbel, IV, 399.) Mümin, Hak katında muhsin yazılmak için yarışır. Nitekim Allah, iyilik yapan kullarını muhsin olarak isimlendirir, onları sever (Bakara, 2/195.) ve iyiliklerini zayi etmez. (Yusuf, 12/90.) Mümin, yaptığı iyilikleri unutur, ameline riya karıştırmaz.
Allah Teâlâ zengin fakir, küçük büyük her insana iyilik yapabilme kapasitesi ve imkânı vermiştir. Paramızı, emeğimizi, zamanımızı ortaya koyarak yapacağımız iyilikler olduğu gibi, gülümseme, hâl hatır sorma gibi masrafsız yapabileceğimiz iyilikler de vardır.
Yeryüzünde adalet ve merhametin teminatı, mazlum ve mağdurların hamisi olmuş bir medeniyetin mensupları olarak milyonlarca insana yardım elini ulaştıran milletimiz, her zaman el ele, gönül gönüle vererek zorlukların üstesinden gelmiş, afetlerde sosyal ve toplumsal hasarı onarmak için kenetlenmiş, muazzam iyilik örnekleri sergilemiştir.
Erdemli, faziletli, huzurlu bir hayat mefkûresi için iyilik yeryüzünde egemen oluncaya kadar çalışmaya devam etmek, güzelliklerle gönülleri fethetmek niyazıyla…
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Yavuz Selim Karabayır
İyilik Ayı Ramazan
Bizleri sağlık ve afiyet içerisinde on bir ayın sultanı Ramazan-ı Şerife eriştiren Rabbimize hamd olsun, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (sas)’a sonsuz salat ve selam olsun. Yaratılışın temel gayesi olarak insan bu dünyada iyi, hayırlı ve faydalı işler yapmak, doğru ve güzel davranışlar ortaya koymak için vardır.
İnsan bu dünyaya, “inanmak” ve “iyi işler yapmak” için gelen bir yolcudur; yaşadığımız hayat ise iyilerden olma yolculuğudur. İnsanı yaratan, nimetlerle buluşturan, koruyan, bağışlayan ve rahmetiyle kuşatan Rabbimiz, hangimizin daha iyi işler yapacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratmıştır. (Mülk, 67/2.) O hâlde hayat bir iyilik sınavından ibarettir.
Resulullah Efendimiz’e (sas) sormuşlar, iyilik nedir diye. “Kalbine danış; iyilik, gönlü huzura kavuşturan ve içe sinen şeydir. Kötülük ise insanlar sana fetva verseler (onaylasalar) bile, gönlünü huzursuz eden ve içinde bir kuşku bırakan şeydir.” (Dârimî, Büyû’, 2.) buyurmuştur. O hâlde iyilik, gönle hoş gelen ve Allah rızası bilinciyle yapılan her meşru iştir. İyilik, hayra anahtar, şerre kilittir.
Kur’an-ı Kerim’de iyilik, birçok kelimeyle ifadesini bulur. Bunlardan bazıları ihsan, hayr, birr, kerem, salah, lütuftur. Her biri karşılıksız vermenin, rızayı hedeflemenin, güzelliğe ermenin adıdır. Kimi zaman güzel ahlak, erdem ve fazilettir iyilik. Kimi zaman da hayır hasenat, sadaka ve zekâttır. İyilik, bazen de bir tebessüm ve kucaklama, tatlı bir söz ve güler yüzdür. İyilik, iyi olma, iyilerle beraber iyiliği yayma çabasıdır. İman ve ibadetin en yüksek makamıdır.
Peygamberimizin dilinde, “İyilik, güzel ahlaktır.” (Müsüm, Birr, 14.) ifadesiyle karşılığını bulmuş yüce ahlak makamıdır iyilik. “Sen elbette yüce bir ahlak üzeresin.” (Kalem, 68/4.) övgüsüne nail olan Efendimiz, bu ahlakıyla “Muhammedül-Emin” olmuş ve bu ahlakıyla “âlemlere rahmet” olarak gönderilmiştir. (Enbiya, 21/107.)
Mümin, iyilik ve güzellik için yaşar. Sevgili Peygamberimizin (sas) ifadesiyle, “Mümin, bir iyilik yaptığında sevinen, bir kötülük yaptığında ise üzülen kimsedir.” (İbn Hanbel, IV, 399.) Mümin, Hak katında muhsin yazılmak için yarışır. Nitekim Allah, iyilik yapan kullarını muhsin olarak isimlendirir, onları sever (Bakara, 2/195.) ve iyiliklerini zayi etmez. (Yusuf, 12/90.) Mümin, yaptığı iyilikleri unutur, ameline riya karıştırmaz.
Allah Teâlâ zengin fakir, küçük büyük her insana iyilik yapabilme kapasitesi ve imkânı vermiştir. Paramızı, emeğimizi, zamanımızı ortaya koyarak yapacağımız iyilikler olduğu gibi, gülümseme, hâl hatır sorma gibi masrafsız yapabileceğimiz iyilikler de vardır.
Yeryüzünde adalet ve merhametin teminatı, mazlum ve mağdurların hamisi olmuş bir medeniyetin mensupları olarak milyonlarca insana yardım elini ulaştıran milletimiz, her zaman el ele, gönül gönüle vererek zorlukların üstesinden gelmiş, afetlerde sosyal ve toplumsal hasarı onarmak için kenetlenmiş, muazzam iyilik örnekleri sergilemiştir.
Erdemli, faziletli, huzurlu bir hayat mefkûresi için iyilik yeryüzünde egemen oluncaya kadar çalışmaya devam etmek, güzelliklerle gönülleri fethetmek niyazıyla…