UCM’nin Netanyahu kararı ve ABD’nin çifte standardı
Yazının Giriş Tarihi: 24.11.2024 19:40
Yazının Güncellenme Tarihi: 24.11.2024 19:41
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), İsrail başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında tutuklama kararı verdi. Bu karar, Netanyahu’nun, Roma Statüsünün 89.maddesi uyarınca UCM’ye üye olan ülkelere seyahat etmesi halinde uygulanmasını öngörmektedir.
Savaş suçları, insanlığa karşı işlenen suçlar, soykırım suçları ve saldırı suçlarına bakan uluslararası bir mahkeme olan UCM, 2002 yılından itibaren görev yapmaktadır ve UCM’de sadece gerçek kişiler yargılanabilmektedir. UCM’nin yargı yetkisi de ya taraf ülkenin topraklarında ya da taraf olan devletin vatandaşı tarafından işlenmiş olması durumunda devreye girmektedir. UCM’nin İsrail Başbakanı Netanyahu için aldığı tutuklama kararı da UCM’ye taraf olan Filistin Devleti topraklarında suçun gerçekleştirilmiş olmasından dolayı UCM’nin yargı yetkisi içindedir. Bu nedenle İsrail'in, UCM'nin yargı yetkisine ilişkin itirazlarının bir geçerliliği yoktur.
UCM’nin tutuklama emri kararı ABD tarafından ise büyük tepkiyle karşılandı. 2002 yılında G.W. Bush döneminde UCM’ den çekilen ABD’nin, 2006’da ABD personelini, hükümet yetkililerini ve müttefiklerini uluslararası ceza mahkemesi tarafından cezai kovuşturmaya karşı korumak için Amerikan Askeri Personelini Koruma Yasası (ASPA) kararlarını almıştır. ASPA kararları İsrail’in de ABD’nin müttefikleri arasında yer alması nedeniyle bu dönemde önemli bir noktadır. Çünkü bu kararlar gerektiğinde ABD Başkanının gerektiğinde Lahey’i işgal etme emri verebilmesini de kapsamaktadır. Ayrıca ABD yönetiminin UCM’nin 2023’te Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin hakkında aldığı tutuklama kararını desteklerken İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu hakkında aldığı benzer karara karşı tepkisi de ABD’nin çifte standardını ortaya koymaktadır.
UCM’nin aldığı karar Gazze’ye uygulanan soykırıma karşı uluslararası bir tepki konması bakımından önemlidir. Bu kararın uygulanmasına karşı ABD’nin tüm kozlarına oynayacak olması da aşikardır. Bundan sonraki sürecin nasıl şekilleneceği güçlünün mü yoksa hukukun mu üstün geleceğine ilişkin karara bundan kısa zaman önce Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin hakkında alınan kararın Moğolistan’da uygulanmaması bir cevap niteliğindedir. Çıkarları doğrultusunda politika üreten devletlerin UCM’nin Netanyahu kararını uygulaması da hem ABD ile hem de İsrail ile ilişkilerine bağlı olarak belirleneceğinden sembolik bir karar olarak kalacaktır.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Tuba Çakmak Ziberovski
UCM’nin Netanyahu kararı ve ABD’nin çifte standardı
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), İsrail başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında tutuklama kararı verdi. Bu karar, Netanyahu’nun, Roma Statüsünün 89.maddesi uyarınca UCM’ye üye olan ülkelere seyahat etmesi halinde uygulanmasını öngörmektedir.
Savaş suçları, insanlığa karşı işlenen suçlar, soykırım suçları ve saldırı suçlarına bakan uluslararası bir mahkeme olan UCM, 2002 yılından itibaren görev yapmaktadır ve UCM’de sadece gerçek kişiler yargılanabilmektedir. UCM’nin yargı yetkisi de ya taraf ülkenin topraklarında ya da taraf olan devletin vatandaşı tarafından işlenmiş olması durumunda devreye girmektedir. UCM’nin İsrail Başbakanı Netanyahu için aldığı tutuklama kararı da UCM’ye taraf olan Filistin Devleti topraklarında suçun gerçekleştirilmiş olmasından dolayı UCM’nin yargı yetkisi içindedir. Bu nedenle İsrail'in, UCM'nin yargı yetkisine ilişkin itirazlarının bir geçerliliği yoktur.
UCM’nin tutuklama emri kararı ABD tarafından ise büyük tepkiyle karşılandı. 2002 yılında G.W. Bush döneminde UCM’ den çekilen ABD’nin, 2006’da ABD personelini, hükümet yetkililerini ve müttefiklerini uluslararası ceza mahkemesi tarafından cezai kovuşturmaya karşı korumak için Amerikan Askeri Personelini Koruma Yasası (ASPA) kararlarını almıştır. ASPA kararları İsrail’in de ABD’nin müttefikleri arasında yer alması nedeniyle bu dönemde önemli bir noktadır. Çünkü bu kararlar gerektiğinde ABD Başkanının gerektiğinde Lahey’i işgal etme emri verebilmesini de kapsamaktadır. Ayrıca ABD yönetiminin UCM’nin 2023’te Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin hakkında aldığı tutuklama kararını desteklerken İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu hakkında aldığı benzer karara karşı tepkisi de ABD’nin çifte standardını ortaya koymaktadır.
UCM’nin aldığı karar Gazze’ye uygulanan soykırıma karşı uluslararası bir tepki konması bakımından önemlidir. Bu kararın uygulanmasına karşı ABD’nin tüm kozlarına oynayacak olması da aşikardır. Bundan sonraki sürecin nasıl şekilleneceği güçlünün mü yoksa hukukun mu üstün geleceğine ilişkin karara bundan kısa zaman önce Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin hakkında alınan kararın Moğolistan’da uygulanmaması bir cevap niteliğindedir. Çıkarları doğrultusunda politika üreten devletlerin UCM’nin Netanyahu kararını uygulaması da hem ABD ile hem de İsrail ile ilişkilerine bağlı olarak belirleneceğinden sembolik bir karar olarak kalacaktır.