Eskiden ülkemizde küçük esnafı teşkilatlandıran bir sistem varmış. Ahilik sistemi gerçi konumuz da hikâyemize bu değil.
Eski zamanlarda Selçuklu ve Osmanlılar zamanında padişahlar savaşa girmeden önce tebdili kıyafet yapar halkın dertlerini, sorunlarını, yaşam koşullarını, dayanışmayı birlik ve beraberliği gözlemler. Ama savaş öncesi halkının durumunu öğrenmek ister. Birlik beraberlik dayanışma var mı yok mu görmek ister. Yine bir savaş öncesi padişah ve vezirleri tebdili kıyafet giyinip esnaftan alışverişe giderler. Bakkala girer elindeki listeden bir şeyler istemeye başlar. Bakkalda istediklerini verirken birkaç urunu getirir. Bakkal diğer ürünler kendisinde olduğu halde getirmez. Padişah bakkala diğerlerini neden vermiyorsun? Bak orada duruyor der.
Bakkal efendim ben bugün çocuklarımın rızkını temin ettim. Komşum henüz siftah yapmadı. Diğer ürünleri de ondan alırsanız oda çocuklarının rızkını temin etmiş olur der.
Padişah şaşkındır. Peki der diğer bakkala girer orada da birkaç urun alır sonrasında yine aynı cevabı alır. Pırtıcıya gider(tuhafiye) birkaç parçalar şeyler ister pırtıcı da aynı bütün ürünleri vermez kalanları komşumdan al der. Yani padişah hangi esnafa girerse aynı muameleyi görür.
Padişah yanındakilere döner ve ben bu halkla dünyayı fetederim der.
Şimdiki esnaflar hepsi hep bana hep bana der. Komsusu nu düşünmez hatta komşusunun malını kötüler hepsini kendinden almamızı ister. Süper marketler sistemi çökermiştir. En güzel örnekle beyaza eşyayı bayiler değil büyük marketler satarsa beyaz eşya bayileri ne olur? Kapanır. Ayakkabıyı büyük marketler satarsa ayakkabıcı kalır mı ülkede? Giyim kuşamı marketler satarsa ülkede giyim mağazası kalır mı? kalmaz. Küçük el aletlerini bu büyük marketler satarsa hırdavatçı kalır mı? El betteki kalmaz.
Bu nedenle ülkede büyük marketlerin satış reyonlarına sınırlandırma getirilmediği sürece küçük esnaf ve sanatkârlar kepenk kapatmak zorunda kalacaktır. Buda toplumdaki birlik beraberliğe vurulmuş bir darbe olacaktır.
İş alanlarının ve meslek gruplarının daralmasına yok olmasına neden olacaktır. Mahalledeki bakkal amcalar tarih oldu. Mahalledeki tuhafiyeciler tarih oldu. Mahalledeki manav amca tarih oldu. Yine mahalledeki kasap bir bir kapılarına kilit vurdu.
Peki bu engellenemezmiydi?
Engellene bilirdi tabii ki süper marketlerin gros marketlerin hiper marketlerin ürün yelpazesine sınırlar konulmalıydı. Ama konulmadı. Sonuçta küçük esnaf pes etti, bir bir kapılarına kilit vurdular.
Ahili sisteminin gelenek görenek birlik ve beraberliğe katkı sağlayan büyük bir etmendir. Şimdiki adı esnaf ve sanatkârlar odası diyebiliriz. Ancak ahilikle bu günkü bu odanın faaliyetleri arasında dağlar kadar fark vardır.
Peki Ahilik nedir?
Ahilik teşkilatı, 13. yüzyılda ortaya çıkan ve Moğol istilasından kaçan Türklerin Anadolu'da kurmuş oldukları bir esnaf örgütüdür. Bu teşkilatın amacı Anadolu'daki Türk zanaatkarları ayakta tutmaktır. Teşkilatın en önemli unsuru ise dayanışma ve kardeşliktir.
Ahilik teşkilatı içerisinde yer alan örgütler kendilerine dini ve ahlaki kuralları örnek almışlardır. Bu sayede doğru yoldan şaşmadan ticaret yapmayı amaç edinmişlerdir. Ahiliğin Anadolu'da kurulmasında fütüvvet teşkilatının önemli bir tesiri bulunmaktadır. Fütüvvet, Anadolu'da ortaya çıkmış olan ve temelinde hoşgörü bulunan bir sistemdir. Esnaf ve zanaatkarlar için kurulmuş olan bu teşkilatın bir benzeri olarak Ahilik teşkilatı karşımıza çıkmaktadır.
Ahilik Teşkilatı'nın özellikleri;
Ahilik teşkilatında olmak için Ahi olmak gereklidir.
Teşkilata üye olan zanaatkarlar ahlaki kurallara uymak zorundadır.
Ahi teşkilatı 32 ana sanat dalına bölünmüştür.
Her Ahi 124 gerekli prensibi bilmek zorundaydı.
Ahilik sistemine özel bir eğitim düzeni bulunmaktaydı.
Ahilik sistemi kendi içerisinde çırak ve kalfa yetiştirmekteydi.
Yalan söylemek, içki içmek, zina yapmak ve buna benzer kötü işler kesinlikle yasaktır.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Şerafettin Şaşmaz
Küçük bir hikâye ve Ahilik
Eskiden ülkemizde küçük esnafı teşkilatlandıran bir sistem varmış. Ahilik sistemi gerçi konumuz da hikâyemize bu değil.
Eski zamanlarda Selçuklu ve Osmanlılar zamanında padişahlar savaşa girmeden önce tebdili kıyafet yapar halkın dertlerini, sorunlarını, yaşam koşullarını, dayanışmayı birlik ve beraberliği gözlemler. Ama savaş öncesi halkının durumunu öğrenmek ister. Birlik beraberlik dayanışma var mı yok mu görmek ister. Yine bir savaş öncesi padişah ve vezirleri tebdili kıyafet giyinip esnaftan alışverişe giderler. Bakkala girer elindeki listeden bir şeyler istemeye başlar. Bakkalda istediklerini verirken birkaç urunu getirir. Bakkal diğer ürünler kendisinde olduğu halde getirmez. Padişah bakkala diğerlerini neden vermiyorsun? Bak orada duruyor der.
Bakkal efendim ben bugün çocuklarımın rızkını temin ettim. Komşum henüz siftah yapmadı. Diğer ürünleri de ondan alırsanız oda çocuklarının rızkını temin etmiş olur der.
Padişah şaşkındır. Peki der diğer bakkala girer orada da birkaç urun alır sonrasında yine aynı cevabı alır. Pırtıcıya gider(tuhafiye) birkaç parçalar şeyler ister pırtıcı da aynı bütün ürünleri vermez kalanları komşumdan al der. Yani padişah hangi esnafa girerse aynı muameleyi görür.
Padişah yanındakilere döner ve ben bu halkla dünyayı fetederim der.
Şimdiki esnaflar hepsi hep bana hep bana der. Komsusu nu düşünmez hatta komşusunun malını kötüler hepsini kendinden almamızı ister. Süper marketler sistemi çökermiştir. En güzel örnekle beyaza eşyayı bayiler değil büyük marketler satarsa beyaz eşya bayileri ne olur? Kapanır. Ayakkabıyı büyük marketler satarsa ayakkabıcı kalır mı ülkede? Giyim kuşamı marketler satarsa ülkede giyim mağazası kalır mı? kalmaz. Küçük el aletlerini bu büyük marketler satarsa hırdavatçı kalır mı? El betteki kalmaz.
Bu nedenle ülkede büyük marketlerin satış reyonlarına sınırlandırma getirilmediği sürece küçük esnaf ve sanatkârlar kepenk kapatmak zorunda kalacaktır. Buda toplumdaki birlik beraberliğe vurulmuş bir darbe olacaktır.
İş alanlarının ve meslek gruplarının daralmasına yok olmasına neden olacaktır. Mahalledeki bakkal amcalar tarih oldu. Mahalledeki tuhafiyeciler tarih oldu. Mahalledeki manav amca tarih oldu. Yine mahalledeki kasap bir bir kapılarına kilit vurdu.
Peki bu engellenemezmiydi?
Engellene bilirdi tabii ki süper marketlerin gros marketlerin hiper marketlerin ürün yelpazesine sınırlar konulmalıydı. Ama konulmadı. Sonuçta küçük esnaf pes etti, bir bir kapılarına kilit vurdular.
Ahili sisteminin gelenek görenek birlik ve beraberliğe katkı sağlayan büyük bir etmendir. Şimdiki adı esnaf ve sanatkârlar odası diyebiliriz. Ancak ahilikle bu günkü bu odanın faaliyetleri arasında dağlar kadar fark vardır.
Peki Ahilik nedir?
Ahilik teşkilatı, 13. yüzyılda ortaya çıkan ve Moğol istilasından kaçan Türklerin Anadolu'da kurmuş oldukları bir esnaf örgütüdür. Bu teşkilatın amacı Anadolu'daki Türk zanaatkarları ayakta tutmaktır. Teşkilatın en önemli unsuru ise dayanışma ve kardeşliktir.
Ahilik teşkilatı içerisinde yer alan örgütler kendilerine dini ve ahlaki kuralları örnek almışlardır. Bu sayede doğru yoldan şaşmadan ticaret yapmayı amaç edinmişlerdir. Ahiliğin Anadolu'da kurulmasında fütüvvet teşkilatının önemli bir tesiri bulunmaktadır. Fütüvvet, Anadolu'da ortaya çıkmış olan ve temelinde hoşgörü bulunan bir sistemdir. Esnaf ve zanaatkarlar için kurulmuş olan bu teşkilatın bir benzeri olarak Ahilik teşkilatı karşımıza çıkmaktadır.
Ahilik Teşkilatı'nın özellikleri;