Ülkemizdeki seçim atmosferi halkta kime neye güveneceğini şaşırtmış durumda. Dün ak dediklerine bugün kara diyenler dün yerden yere vurduklarını bugün baş tacı yapanlar gördükçe halkta artık herkesten her şeyden nefret eder hala gelmiştir. Siyaset ve siyasetçinin bir omurgası olmalı fikirleri ve söylemleri birbiriyle çelişmemelidir. Aksi durumlarda siyasetçi güvenilirliğini yitirir. Güvenirliliğini kaybeden siyasetçide tarihin tozlu raflarına yolculuğa başlar.
Şimdi kimler tarihin tozlu raflarına gidecek derseniz en başta bu seçim sonrası Kemal KILIÇDAROĞLU, Muharrem İNCE, Sinan OĞAN, tozlu raflardaki yerini alacak gibi görünüyor. Tabii ki 28 Mayıs’taki seçim sonucu bunu belirleyecektir. Kazanamadığı takdirde CHP içinde muhalif gruplar seçim dönemindeki yapılan hataları bahane ederek kazan kaldıracaklardır.
Neden derseniz cumhuriyet tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisinde sandalye sayısı olarak en az temsil edildiği bir döneme giriyoruz. Bu şartlarda suçlanacak kimsede kalmadığına göre Tek suçlu Kılıçdaroğlu ilan edilecek. Bu nedenle bu seçimin tek kaybedeni Kılıçdaroğlu ve CHP olacak.
Milliyetçi partilere gelince MHP, İYİ PARTİ, ZAFER PARTİSİ, MTP istediklerini almış gibi görünüyor. Aslında bu partiler kendi fikirlerine ideallerine ihanet etmiş gibi görünüyor. Tabii BBP buna dahil. Belki ‘bu da nerden çıktı’ diyeceksiniz geçen yazımda oy oranı olarak Türkiye’nin ikinci büyük seçmen kitlesine sahip olmalarına rağmen Cumhurbaşkanı adayı bile çıkarmamaları bu inandıkları fikirlerden çok şahsi hırs ve çıkarlarını düşündüklerini ortaya koymaz mı?
Bütün milliyetçi liderleri yanana getirsen hepsinin söylemi ‘Vatan, Millet, Sakarya’ ama iş icraata gelinde vatan millet Sakarya yalan oluyor varsa yoksa koltuk oluyor. Sonra da başka partilerin stepnesi oluyorlar seçmeninde stepnesi oldukları partiye oy vermelerini istiyorlar. İşte bu yüzden milliyetçi liderlerin hepsi inandıkları fikre ihanet içindedir. Bugün kazanmış gibi görünseler de aslında en büyük kaybı milliyetçiler yaşamıştır. Birlikte beraberlikten uzaklaşmış her biri ayrı telden ama yüksek perdeden konuşmaya devam etmektedirler.
Bu sırada tabii bütün milliyetçilerin çok şeyler beklediği Sinan OĞAN’ın Cumhur İttifakına desteğini açıklamakla bence büyük hayal kırıklığı yaratmıştır. İlk turdaki dobra dobra konuşmaları, insanların gözlerinin içine bakarak konuşması insanlara güven telkin ediyordu. Cumhur İttifakı’na desteğini açıklarken bir kez olsun kameralara bakmadı. Başını kaldırmadı. Sanki o açıklamayı silah zoruyla yapıyor gibi hali vardı. Bu açıklamada onun siyasi sonunu hazırladı. Fraklı bir durum yoksa…
Bu seçimin tek kazananı gelirse tabii ki ve hiç şüphesiz AK Parti’dir. TBMM bugüne kadar en başarılı seçimi yaşamış durumdalar. Ekonomik krizi halk bu denli hissederken ve 20 yıldır iktidarda olan bir siyasi yapının hala bu kadar oy alması akıllara zarar bir durumdur. Bu başarının altında yatan en büyük etken Recep Tayip Erdoğan’ın mutlak otoritesi ve seçmenin siyasal İslam’a olan bakış acısından kaynaklanmaktadır. Aslında AK Parti bu seçimde bu kadar başarı beklemiyordu. Ekonomik krizden yorgun halkın kendilerine bu kadar destek olacağını hiç düşünmüyorlardı. Ama maya tuttu. Her seçim döneminde olduğu gibi vatan, millet, Sakarya, beka ve terör kozunu oynayan AK Parti depremin etkilerini bile yok ederek birinci parti olmayı başarmıştır.
28 Mayıs’ta bir seçim daha yapılacak sokaklara bakınca Kılıçdaroğlu kaybetmeyi kabullenmiş, Erdoğan’da kazanmayı garantilemiş gibi bir rüzgâr var. Ama son güne kadar çok şey değişebilir. Bunu Bekleyip göreceğiz. Ama en önemlisi bu süreçte halkımızın sakin kalması tahriklerden uzak durması huzur ortamını bozacak tuttum ve davranışlardan uzak durması çok önemli. Bu konuda siyasilerinde kendi seçmen kitlesine sakinlik telkin etmelidir.
28 Mayıs seçimlerinin vatanımıza hayırlı olmasını diliyorum…
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Şerafettin Şaşmaz
Kaypak zemin
Ülkemizdeki seçim atmosferi halkta kime neye güveneceğini şaşırtmış durumda. Dün ak dediklerine bugün kara diyenler dün yerden yere vurduklarını bugün baş tacı yapanlar gördükçe halkta artık herkesten her şeyden nefret eder hala gelmiştir. Siyaset ve siyasetçinin bir omurgası olmalı fikirleri ve söylemleri birbiriyle çelişmemelidir. Aksi durumlarda siyasetçi güvenilirliğini yitirir. Güvenirliliğini kaybeden siyasetçide tarihin tozlu raflarına yolculuğa başlar.
Şimdi kimler tarihin tozlu raflarına gidecek derseniz en başta bu seçim sonrası Kemal KILIÇDAROĞLU, Muharrem İNCE, Sinan OĞAN, tozlu raflardaki yerini alacak gibi görünüyor. Tabii ki 28 Mayıs’taki seçim sonucu bunu belirleyecektir. Kazanamadığı takdirde CHP içinde muhalif gruplar seçim dönemindeki yapılan hataları bahane ederek kazan kaldıracaklardır.
Neden derseniz cumhuriyet tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisinde sandalye sayısı olarak en az temsil edildiği bir döneme giriyoruz. Bu şartlarda suçlanacak kimsede kalmadığına göre Tek suçlu Kılıçdaroğlu ilan edilecek. Bu nedenle bu seçimin tek kaybedeni Kılıçdaroğlu ve CHP olacak.
Milliyetçi partilere gelince MHP, İYİ PARTİ, ZAFER PARTİSİ, MTP istediklerini almış gibi görünüyor. Aslında bu partiler kendi fikirlerine ideallerine ihanet etmiş gibi görünüyor. Tabii BBP buna dahil. Belki ‘bu da nerden çıktı’ diyeceksiniz geçen yazımda oy oranı olarak Türkiye’nin ikinci büyük seçmen kitlesine sahip olmalarına rağmen Cumhurbaşkanı adayı bile çıkarmamaları bu inandıkları fikirlerden çok şahsi hırs ve çıkarlarını düşündüklerini ortaya koymaz mı?
Bütün milliyetçi liderleri yanana getirsen hepsinin söylemi ‘Vatan, Millet, Sakarya’ ama iş icraata gelinde vatan millet Sakarya yalan oluyor varsa yoksa koltuk oluyor. Sonra da başka partilerin stepnesi oluyorlar seçmeninde stepnesi oldukları partiye oy vermelerini istiyorlar. İşte bu yüzden milliyetçi liderlerin hepsi inandıkları fikre ihanet içindedir. Bugün kazanmış gibi görünseler de aslında en büyük kaybı milliyetçiler yaşamıştır. Birlikte beraberlikten uzaklaşmış her biri ayrı telden ama yüksek perdeden konuşmaya devam etmektedirler.
Bu sırada tabii bütün milliyetçilerin çok şeyler beklediği Sinan OĞAN’ın Cumhur İttifakına desteğini açıklamakla bence büyük hayal kırıklığı yaratmıştır. İlk turdaki dobra dobra konuşmaları, insanların gözlerinin içine bakarak konuşması insanlara güven telkin ediyordu. Cumhur İttifakı’na desteğini açıklarken bir kez olsun kameralara bakmadı. Başını kaldırmadı. Sanki o açıklamayı silah zoruyla yapıyor gibi hali vardı. Bu açıklamada onun siyasi sonunu hazırladı. Fraklı bir durum yoksa…
Bu seçimin tek kazananı gelirse tabii ki ve hiç şüphesiz AK Parti’dir. TBMM bugüne kadar en başarılı seçimi yaşamış durumdalar. Ekonomik krizi halk bu denli hissederken ve 20 yıldır iktidarda olan bir siyasi yapının hala bu kadar oy alması akıllara zarar bir durumdur. Bu başarının altında yatan en büyük etken Recep Tayip Erdoğan’ın mutlak otoritesi ve seçmenin siyasal İslam’a olan bakış acısından kaynaklanmaktadır. Aslında AK Parti bu seçimde bu kadar başarı beklemiyordu. Ekonomik krizden yorgun halkın kendilerine bu kadar destek olacağını hiç düşünmüyorlardı. Ama maya tuttu. Her seçim döneminde olduğu gibi vatan, millet, Sakarya, beka ve terör kozunu oynayan AK Parti depremin etkilerini bile yok ederek birinci parti olmayı başarmıştır.
28 Mayıs’ta bir seçim daha yapılacak sokaklara bakınca Kılıçdaroğlu kaybetmeyi kabullenmiş, Erdoğan’da kazanmayı garantilemiş gibi bir rüzgâr var. Ama son güne kadar çok şey değişebilir. Bunu Bekleyip göreceğiz. Ama en önemlisi bu süreçte halkımızın sakin kalması tahriklerden uzak durması huzur ortamını bozacak tuttum ve davranışlardan uzak durması çok önemli. Bu konuda siyasilerinde kendi seçmen kitlesine sakinlik telkin etmelidir.
28 Mayıs seçimlerinin vatanımıza hayırlı olmasını diliyorum…