Ülkemizde bir tutam saç ile sakala kurban edilen bir meslek öğretmenlik. Cumhuriyetin ilk yıllarıyla birlikte toplum liderliği görevini üstlenen öğretmenler günümüzde meslek ölümü dediğimiz bir durumla karşı karşıyadır.
Nasıl mı?
Milli Eğitimin temel amaçlarını gerçekleştirmek için yetiştirilen; öğretmenler.
Toplumları ayakta tutacak çağdaş modern bilinçli ve bilgili insanları yetiştirecek öğretmenler.
Toplumun temel değerlerini yükleme misyonu yüklenen öğretmenler
Sendikaların sivil itaatsizlik saçmalığına öyle bir sıkı sarıldılar ki bu kutsal mesleği bir tutam saca ve sakala kurban ettiler.
Cumhuriyetin kuruluş yıllarından itibaren toplum lideri ve toplum mimarı olan öğretmenler günümüzde bu görevi ve misyonu bir tutam saca ve sakala feda ettiler.
Günümüzde öğretmenler eski saygı ve sevgiyi bulamadıklarından dert yanarlar. Ama aynaya bakmazlar. Gerçekten öğretmenlere önceki yıllardaki saygı sevgi ve güvenden eser kalmamıştır. Bunun başlıca nedenleri arasında öğretmenlerin sosyoekonomik durumları, mesleği yeterlilikleri, toplumsal değer yargıları,kılık kıyafetteki olumsuzluklardır. Ben bugün sadece kılık kıyafete takıntılıyım. Sonuçta diğer etkenlerin muhatabı devlettir. Devlete boynumuz kıldan incedir.
Öğretmen sokaktaki insanla aynı kıyafeti giyerse sokaktaki insan muamelesi görmeyi de hak etmiştir. Oysa kılık kıyafet yönetmeliğinde 20/4/2022 tarihli ve E.:2021/7000; K.:2022/2247 sayılı karara kadar sakal bırakmak yasaktır. (Danıştay İkinci Dairesinin 18/11/2020 tarihli ve E.:2017/665; K.:2020/3432 sayılı kararı ile iptal ibare: Kulak ortasından aşağıda favori bırakılmaz. Saçlar, kulağı kapatmayacak biçimde ve normal duruşta enseden gömlek yakasını aşmayacak şekilde uzatılabilir), temiz bakımlı ve taranmış olur derken öğretmenler 2009 yılından beri bu yönetmeliği ihlal etmişlerdir.
Öğretmenlik şekilcilik değildir. Öğretmenler bilgi ve davranış geliştirme mesleğidir diyenler çıkacaktır. İlkokullar ve orta okullarda bu tamamen asılsızdır. Bu seviye öğrencilere mevcut müfredatla birlikte, bilgiye ulaşmanın yolu öğretilmelidir. İlk ve orta okullarda öğrencilere öncelikle milli ve manevi değerler öğretilmeli topluma yararlı birey olma yolu gösterilmedir.
Bu seviyede öğrencilere her şeyden önce değerler eğitimi verilmelidir. Ancak değerler eğitimi verilirken bugün okullarda uygulanan baştan savma, yasak savma amaçlı. Değerler eğitimi olmamalıdır..
Peki kendi değerlerini bilmeyen öğretmenlerden öğrenciye değer öğretmesini beklemek ne kadar akıllıcadır. Kılığı kıyafetiyle kendisi kişilik zaafı gösteren öğretmen nasıl örnek teşkil edecektir. Yıllar öncesinde öğrencilerin ileride ne olacaksınız sorusuna verilen en çok öğretmen olmak istiyorum diyen çocuklar şimdilerde ya artist olma derdinde ya da popçu ve topçu olma derdindedir. Bunun en önemli nedeni öğretmenlerin model olmaktan uzaklaşmasından kaynaklanmaktadır.
Günümüzde her türlü bilgiye bu kadar kolay erişim varken öğretmenlerin öğrenci üzerindeki olumsuzlukları yok etmesinin yolu iyi bir rol model olmaktan geçmektedir
Nasrettin Hocanın deyişiyle her şey kürkte gizlidir. Hangi veliye sorsan ahhh ahh nerede o eski öğretmenler diyerek başlayan cümleleri duyarsınız.
Bu sözün altında aslında büyükte bir dram saklıdır. Eskiden öğretmenler toplumun lideri konumuna getirilmiştir. Günümüzde bu rol kırsal kesimde artık başka meslek grubuna devredilirken gelişen teknoloji ve imkanlar sayesinde kentte ise bilgiye daha kolay ulaştığı için öğretmenlik eski ihtiyaç duyulan meslek olmak çıkmak üzeredir. Özellikle pandemi dönemindeki uzaktan eğitim göstermiştir ki yüz yüze eğitimin kalitesi ve başarını yakalamak mümkün olmamıştır. Bu yüzdende bütün sınavlardaki taban puan uygulaması kaldırılmıştır.
SON SÖZ…..
Öğretmenler kendi mesleklerine sahip çıkıp sivil itaatsizlik gibi saçma sapan fikirlerle mesleğimize olan saygınlığı yok etmemeliler.. Emekli bir yönetici olarak gözüm her okulların önünden geçerken şık giyinmiş tertemiz traşlı modern öğretmenleri arıyor.
Aslına bakarsanız ben değil. Türkiye öğretmenlerini arıyor.
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Şerafettin Şaşmaz
Bir tutam saç ve sakal
Ülkemizde bir tutam saç ile sakala kurban edilen bir meslek öğretmenlik. Cumhuriyetin ilk yıllarıyla birlikte toplum liderliği görevini üstlenen öğretmenler günümüzde meslek ölümü dediğimiz bir durumla karşı karşıyadır.
Nasıl mı?
Milli Eğitimin temel amaçlarını gerçekleştirmek için yetiştirilen; öğretmenler.
Toplumları ayakta tutacak çağdaş modern bilinçli ve bilgili insanları yetiştirecek öğretmenler.
Toplumun temel değerlerini yükleme misyonu yüklenen öğretmenler
Sendikaların sivil itaatsizlik saçmalığına öyle bir sıkı sarıldılar ki bu kutsal mesleği bir tutam saca ve sakala kurban ettiler.
Cumhuriyetin kuruluş yıllarından itibaren toplum lideri ve toplum mimarı olan öğretmenler günümüzde bu görevi ve misyonu bir tutam saca ve sakala feda ettiler.
Günümüzde öğretmenler eski saygı ve sevgiyi bulamadıklarından dert yanarlar. Ama aynaya bakmazlar. Gerçekten öğretmenlere önceki yıllardaki saygı sevgi ve güvenden eser kalmamıştır. Bunun başlıca nedenleri arasında öğretmenlerin sosyoekonomik durumları, mesleği yeterlilikleri, toplumsal değer yargıları,kılık kıyafetteki olumsuzluklardır. Ben bugün sadece kılık kıyafete takıntılıyım. Sonuçta diğer etkenlerin muhatabı devlettir. Devlete boynumuz kıldan incedir.
Öğretmen sokaktaki insanla aynı kıyafeti giyerse sokaktaki insan muamelesi görmeyi de hak etmiştir. Oysa kılık kıyafet yönetmeliğinde 20/4/2022 tarihli ve E.:2021/7000; K.:2022/2247 sayılı karara kadar sakal bırakmak yasaktır. (Danıştay İkinci Dairesinin 18/11/2020 tarihli ve E.:2017/665; K.:2020/3432 sayılı kararı ile iptal ibare: Kulak ortasından aşağıda favori bırakılmaz. Saçlar, kulağı kapatmayacak biçimde ve normal duruşta enseden gömlek yakasını aşmayacak şekilde uzatılabilir), temiz bakımlı ve taranmış olur derken öğretmenler 2009 yılından beri bu yönetmeliği ihlal etmişlerdir.
Öğretmenlik şekilcilik değildir. Öğretmenler bilgi ve davranış geliştirme mesleğidir diyenler çıkacaktır. İlkokullar ve orta okullarda bu tamamen asılsızdır. Bu seviye öğrencilere mevcut müfredatla birlikte, bilgiye ulaşmanın yolu öğretilmelidir. İlk ve orta okullarda öğrencilere öncelikle milli ve manevi değerler öğretilmeli topluma yararlı birey olma yolu gösterilmedir.
Bu seviyede öğrencilere her şeyden önce değerler eğitimi verilmelidir. Ancak değerler eğitimi verilirken bugün okullarda uygulanan baştan savma, yasak savma amaçlı. Değerler eğitimi olmamalıdır..
Peki kendi değerlerini bilmeyen öğretmenlerden öğrenciye değer öğretmesini beklemek ne kadar akıllıcadır. Kılığı kıyafetiyle kendisi kişilik zaafı gösteren öğretmen nasıl örnek teşkil edecektir. Yıllar öncesinde öğrencilerin ileride ne olacaksınız sorusuna verilen en çok öğretmen olmak istiyorum diyen çocuklar şimdilerde ya artist olma derdinde ya da popçu ve topçu olma derdindedir. Bunun en önemli nedeni öğretmenlerin model olmaktan uzaklaşmasından kaynaklanmaktadır.
Günümüzde her türlü bilgiye bu kadar kolay erişim varken öğretmenlerin öğrenci üzerindeki olumsuzlukları yok etmesinin yolu iyi bir rol model olmaktan geçmektedir
Nasrettin Hocanın deyişiyle her şey kürkte gizlidir. Hangi veliye sorsan ahhh ahh nerede o eski öğretmenler diyerek başlayan cümleleri duyarsınız.
Bu sözün altında aslında büyükte bir dram saklıdır. Eskiden öğretmenler toplumun lideri konumuna getirilmiştir. Günümüzde bu rol kırsal kesimde artık başka meslek grubuna devredilirken gelişen teknoloji ve imkanlar sayesinde kentte ise bilgiye daha kolay ulaştığı için öğretmenlik eski ihtiyaç duyulan meslek olmak çıkmak üzeredir. Özellikle pandemi dönemindeki uzaktan eğitim göstermiştir ki yüz yüze eğitimin kalitesi ve başarını yakalamak mümkün olmamıştır. Bu yüzdende bütün sınavlardaki taban puan uygulaması kaldırılmıştır.
SON SÖZ…..
Öğretmenler kendi mesleklerine sahip çıkıp sivil itaatsizlik gibi saçma sapan fikirlerle mesleğimize olan saygınlığı yok etmemeliler.. Emekli bir yönetici olarak gözüm her okulların önünden geçerken şık giyinmiş tertemiz traşlı modern öğretmenleri arıyor.
Aslına bakarsanız ben değil. Türkiye öğretmenlerini arıyor.