SON DAKİKA
Hava Durumu

23 Nisan bayramı ve tarihi süreci

Yazının Giriş Tarihi: 23.04.2023 10:59
Yazının Güncellenme Tarihi: 23.04.2023 11:01
23 Nisan bayramı ve tarihi süreci

Yeni Türk devletinin ilk bayramı olarak 23 Nisan 1921 yılında kabul edilen Hâkimiyet-i Milliye Bayramı’nın 23 Nisan 1922’de Ankara’da yapılan ilk kutlamalarından itibaren çocukların ön plana çıkmasıyla birlikte TBMM Başkanı Mustafa Kemal’in de desteğini alan Himaye-i Etfal Cemiyeti yöneticileri 23 Nisan 1923’te cemiyet adına yardım toplamaya başlamıştır.

1924 kutlamalarında Latife Hanım’ın Himaye-i Etfal temsilcisi olması ve Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Paşa’nın da Himaye-i Etfal Cemiyeti’ni açıkça desteklemesi ile 1925’lerden itibaren 23 Nisan’a “Hâkimiyet-i Milliye Bayramı” yanında “Çocuk Günü” ve “Çocuk Bayramı” da denmeye başlanmıştır.

Çocuk Bayramının amacı, çocukların birkaç gün eğlendirilmesinden ziyade, toplumun farklı çocuk sorunları ile ilgilenmesinin sağlanmasıydı. Çocuk ölümlerinin azaltılarak nüfus artışının desteklenmesi bunların en önemlisiydi. 1927 yılından önce 23 Nisan; “Çocuk Günü”, “Çocuk Bayramı” gibi kavramlarla anılsa ve çocuk bayramı olarak kutlansa da ilk kapsamlı Çocuk Bayramı kutlamalarına 23 Nisan 1927 yılında başlanmıştır. “Çocuk Bayramı” Mustafa Kemal Paşa ve hükümetin de desteği ile 1929 yılında “Çocuk Haftası” adıyla yedi güne çıkarılmış ve kutlamalarda aktif rol Türk Ocaklarına verilmiştir.

Maarif Teşkilatı’nın da okulları tatil ederek tüm öğrencilerin kutlamalara katılımını sağlamasıyla Çocuk Bayramı, Ankara ve İstanbul’un yanı sıra memleketin her tarafında özel merasimlerle kutlanmaya başlanmıştır. Böylelikle 1929’da Çocuk Haftası olarak kutlanmaya başlanan 23 Nisan kutlamaları daha çok, çocukların sorunlarının gündeme getirildiği ve tüm Türkiye’nin coşkuyla kutladığı bir bayram haline dönüştürülmüştür.

GÜNÜMÜZDE BAYRAMLAR

Günümüzde milli bayramlara gereken önem verilmemektedir. Bayramlar günleri dışında kutlanmaya başlanmıştır.  Burada öğrencilerin ve öğretmenlerin işine geldiği için kimse rahatsız olmamaktadır. Çünkü istedikleri gibi bayram kutlamalarında okulda bulunmak zorunda kalmamaları nedeniyle hoşlarına gitmektedir. Ancak   bu kutlamaklar sonrasında milli günlerin değer ve önemi azalmakta gereken önemini yitirmesine sebep olmaktadır. Bu nedenle milli bayramların günüde kutlanmaması gereken değerin verilmemesi nedeniyle milli duygulardan yoksun vatan, millet sevgisinden mahrum yeni nesiller yetiştirmekten öteye gitmez.  Bir insanın doğun tarihi kadar değer verilmeyen bir milli bayramın önemini bir öğrencinin kavramasını beklemek saçmalıktan başka bir şey değildir.

 Kuru kuruya anlatılan sadece oyun ve eğlence amaçlı düşünülen bayram etkinlikleri öğrencide o ruhu kazanmasını engellememektedir. Milli bayramları bu kadar ihmal edersek ülkenin ilk cumhurbaşkanı kim sorusunu Atatürk demek yerine başka isimleri söyleyen öğrencilerle karşılaşmak ebetteki doğaldır.

 Oysaki Mustafa kemal Atatürk bu bayramı çocuklara armağan ederken çocukların bu milletin geleceği olduğunun bilincinde olarak çocuklara ve gençlere bayramlar hediye etmiştir. Ulu önder Atatürk, "Küçük hanımlar, küçük beyler! Sizler hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı ve ikbal ışığısınız. Memleketi asıl ışığa boğacak olan sizsiniz. Kendinizin ne kadar önemli, değerli olduğunuzu düşünerek ona göre çalışınız. Sizlerden çok şey bekliyoruz." sözü ile çocuklarımızın önemini vurgulamış ve bizler de bu vurguyu anlayıp çocuklarımıza, öğrencilerimize büyük bir önem ve hassasiyet ile yaklaşmalıyız.

   Birinci dünya savaşı sırasında Osmanlı devleti sırf saltanatını korumak derdine düşmüş Anadolu insanının geleceğini düşünmez durumdadır.

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılış tarihleri, vatanın işgalci devletlerin işgalci ordularıyla dolu olduğu ve Türk’ün eşsiz bağımsızlık mücadelesi verdiği zamanlara denk gelmektedir. Bu tarihlerde bu vatanın evlatları, aziz ecdadımız büyük bir bağımsızlık aşkı taşıyarak eşsiz bir zafer kazanmıştır ve bu şekilde diğer dünya devletlerine örnek olmuştur. İşte, böyle büyük bir zafer ulusumuzun ulu önderi Atatürk tarafından; milletimizin ve aziz vatanımızın geleceği olan çocuklara armağan edilmiştir.

Böyle büyük bir zafer, niçin çocuklara armağan edilmiştir?

Çünkü bugünün gençleri, yetişkinleri dünün çocuklarıydı. Yarının gençleri, yetişkinleri de bugünün çocuklarıdır. Dünün çocukları yine dünde yetişkin olup büyük işler başardı. Biz de bu büyük başarıları çoğaltıp bu vatanı vatanlar içinde en büyük vatan, bu milleti milletler içinde en büyük millet yapmayı en büyük görev olarak bilmeliyiz. Bunu da başaracak olanlar bugünün çocuklarıdır.

Çocuklarımızı; tarihini bilen, ufkunu gören ve adımlarını buna göre atan bireyler olarak yetiştirmek en büyük görevimiz ve sorumluluğumuzdur.

Bu vesile ile  çocuklarımızın bayramını kutluyorum.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.