SON DAKİKA
Hava Durumu

Enflasyon kıskacından çıkış!

Yazının Giriş Tarihi: 30.12.2022 10:06
Yazının Güncellenme Tarihi: 30.12.2022 10:07


Enflasyon geri kalmış veya gelişmekte olan ülkelerin kabûsudur.
Enflasyon kalkınmanın önünde Himalaya dağları kadar yüksek engeldir.
Enflasyon fukaralıktır, yoksulluktur, en büyük yolsuzluktur.
Çünkü fakirden, sabit gelirlerden alır,zengine verir.
Enflasyon demek borçlunun borcunu ödeyememesi, üreticinin üretim yapamaması, tefeciliğin yaygınlaşmasıdır.
Enflasyon ahlakı bozar, borcu olan borcunu ödemez, alacağı olan alacağını alamaz. Hırsızlıktan, soygundan, fuhuşa kadar hemen hemen bütün yolları açar. Batılılar, enflasyona bir numaralı halk düşmanı ve tek kollu canavar derler.
İnsan vücudundaki ateş, tansiyon ve şeker değeri oranlarının, sınırların dışında olması, kişinin hasta olduğunun göstergesidir.
Ekonomide verilerin en önemli göstergesi ise enflasyon oranlarıdır.
Ülkemiz yıllardır enflasyon kıskacından bir türlü kurtulamamaktadır.
Bunun en büyük nedeni ise makro ekonomik dengelerin takibinin yapıldığı planlı ekonomiden uzaklaşılmasıdır.
Planlı ekonomilerde, öncelikli tercihler, önceden ayrıntılı olarak belirlenir, açık bütçe ve cari açıktan kaçınılır.
Emisyon fazlasının, yani açıktan para basılmasının önüne geçilir. Bu dengeler korunduğu takdirde borçlanma ihtiyacı oluşmaz, dolayısıyla yüksek faiz kıskacına düşülmez. Kaynaklar, faiz yerine yatırımlara ve tarımsal kalkınmaya aktarılır.
Son yirmi yılda ülkemizde bir çok alt yapı yatırımları yapıldı.
Bu yatırımlar yap-işlet veya kamu-özel sektör işbirliği yöntemi ile gerçekleştirildi.
İhale mevzuatında yüzden fazla değişiklik yapılarak genellikle aynı firmaların ihale almalarının önü açıldı.
Bütçe dışı olduğu ve hazineden bir kuruş çıkmayacak denilen bu yatırımlarda ki maliyet hataları ve kur garantili ödeme yükümlülüğü bütçeye çok ciddi yükler getirdi.
Diğer taraftan, batının kışkırtması ile Suriye'de çıkarılan iç savaşta, milyonlarca insan ülkemize sığındı ve hazineye ilave yükler geldi. Sığınmacılar, asgari ücretin altında ve sigortasız çalıştırılmaya başlanınca, ucuz işçilik tavan yaptı.
Sendikal faaliyetler etkisizleştirildi.
2002 yılında asgari ücretle çalışan işçilerin, toplam çalışanlara oranı % 12'lerde iken, şimdilerde % 40 oldu. Sivil toplum örgütlerinin, yönetim üzerindeki yasal yaptırım gücü neredeyse sıfırlandı.
Hukuken devam eden bir çok sendika ve meslek örgütü, iktidarın yan kuruluşu durumuna düştü. Gelir dağılımı korkunç biçimde bozuldu. Merkez Bankasının döviz rezervleri eriyerek, eksi 50 milyar dolar seviyelerine geriledi.
Bu durum, döviz ihtiyacının artmasına ve döviz kurlarının % 200 oranında yükselmesine neden oldu.
Bu durum enerji ve ihraç ürünleri ham maddelerinin fiyatlarında, TL bazında patlama yaptı.
Üretici enflasyonu % 150'ye fırladı. Hayat pahalılığı baş gösterdi.
Yüksek enflasyon böyle sürüp gidemez. Enflasyon kıskacından bir an evvel kurtulmak gerekir.
Bunun yolu, planlı ekonomiye yönelmek, öncelikli tercihleri tespit etmek, üretimi desteklemek, piyasadaki arz-talep dengesinin oluşmasını sağlamaktan geçer.
Türkiye 1965-1971 döneminde % 5 enflasyon, % 7 kalkınma hızını yakalayarak bunu başarmıştır.
Türkiye bunu başaracak hem insan kaynağına, hem de ekonomik potansiyele sahiptir.
Yeter ki, kavgayı ve inadı bırakalım, sokağın ve milyonlarca yoksulun, işsizin sesine kulak verelim.
Saygılarımla.

 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.