Oscar, Film endüstrisindeki enleri belirleyen, sanatsal ve teknik başarılara verilen ödüllerdi. Sinema sektörünün en büyük ödül ve organizasyon töreni olarak da biliniyordu. Her sene hak edenlere verilmeyen ya da beklenilmeyenlere verilen ödüller yüzünden bu özelliğini kaybetmeye başladı.
Bu yıl 97. si düzenlenen törende, "Anora" En İyi Film, En İyi Yönetmen dâhil olmak üzere birçok ödül kazanarak geceye damgasını vurdu. "The Brutalist" üç ödülle onu takip etti ve "Emilia Pérez," "Wicked," ve "Dune: Çöl Gezegeni Bölüm İki" de birden fazla ödül kazandı. Ödül töreninde Zoe Saldaña'nın Oscar kazanan ilk Dominik kökenli Amerikalı olması ve Paul Tazewell'in En İyi Kostüm Tasarımı dalında Oscar kazanan ilk Siyah olması gibi tarihi anlar yaşandı.
Oscar töreninden birkaç not paylaşalım. Bu sene yapılan tören de "Anora," En İyi Film, En İyi Yönetmen ve En İyi Orijinal Senaryo dâhil olmak üzere beş ödül kazanarak 97. Akademi Ödülleri'nde en çok ödül alan film oldu.
"The Brutalist," En İyi Erkek Oyuncu, En İyi Sinematografi ve En İyi Özgün Müzik dallarında olmak üzere üç ödül kazandı.
Zoe Saldaña, "Emilia Pérez"deki rolüyle Yardımcı Rolde En İyi Kadın Oyuncu Oscar'ını kazanarak bu ödülü alan ilk Dominik kökenli Amerikalı oldu.
Paul Tazewell, "Wicked" ile En İyi Kostüm Tasarımı ödülünü kazanarak bu dalda Oscar kazanan ilk Siyah oldu.
"Dune: Çöl Gezegeni Bölüm İki," En İyi Görsel Efekt ve En İyi Ses Tasarımı ödüllerini alarak teknik kategorilerde öne çıktı.
Yabancı Film kategorisinde Brezilya yapımı "I'm Still Here" En İyi Uluslararası Film ödülünü kazandı.
"Wicked," En İyi Prodüksiyon Tasarımı ve En İyi Kostüm Tasarımı ödülleri dâhil olmak üzere çeşitli teknik ödüller alarak dikkat çekti.
Oscar ödül törenleri, her sene daha da kötüye gidiyor. Eski ihtişamını kaybediyor. Eskiden ödüller, filmlerin birkaç bileşeni ile birlikte değerlendirilip verilirken şimdilerde farklı yaklaşımlarla verilmeye başlandı. Oscar ödülleri eskiden, daha dağıtılmadan tahmin edilirken, şimdilerde çoğu tahminler tutmuyor. Bu da hak edenden ziyade, siyasi veya konjonktürle ilgili olarak veriliyor tezini ortaya çıkardı. Eskiden ödüllerin tahmin ediliyor olabilmesi, bir çok kişinin ödül alacak filmlerde konsensüs sağlaması sonucu, o filmin onu hak ettiği düşüncesini doğuruyordu. Şimdilerde bu pek de öyle değil.
Son yıllarda ödül alan filmlere bakınca, özellikle de bu seneki ödüllerden anlaşılacağı üzere, ödüller, gişe filmlerine değil, bağımsız yapımlara verilmeye eviriliyor gibi görünüyor.
Bu sene, 5 dalda ödül alan “Anora” adlı filmin maliyeti, 6 milyon dolar iken, iki dalda Oscar alan “Dune 2” filmi ise toplamda 290 milyon dolara mal olmuş.
Tabi ki filmlere harcanan parayla ödül alınmıyor. Ödül için pek çok bileşen var. Ama “Anora” filmi, bence kesinlikle 5 ödüllü bir film değil. Her şeyi geçtim filmin aldığı bir ödül de en iyi orijinal senaryo dalında. Filmin orijinal senaryo dalında ödül alması, bence çok tartışılır. Neden tartışılır diyorum? Çünkü ben filmin, pekte orijinal olmadığını düşünüyorum.
“Anora” filminin konusu şöyle; Brooklyn'li genç bir hayat kadını olan Anora, oligarkın oğluyla tanışıp aniden evlendiğinde bir Külkedisi hikâyesi yaşama şansını yakalar. Konusu kısaca; zengin bir adamla aşk yaşayan, bir hayat kadınının hikâyesi.
Hikâye özgün mü? Bence hayır. Benzer konulu bir sürü film bulabiliriz. Ama en belirgin özelliği ise başrollerinde Julia Roberts ve Richard Gere olan film, Pretty Woman (Özel bir kadın) filmi olsa gerek. Onun konusu da zengin bir iş insanı olan Edward Lewis tarafından çeşitli iş ve sosyal işlevler için işe alınan hayat kadını Vivian Ward'a ve onların hafta boyunca gelişen ilişkilerine odaklanıyor. Yani zengin bir adam, yine bir hayat kadınına âşık oluyor.
Birebir aynı değil tabi ama benzer hikâyeleri işlemesi, filmin orijinal senaryo dalında ödül almasının doğru olmadığını göstermesi açısından önem taşıyor.
97. Oscar töreninde çok maliyetli ve görsel şölen içerisinde geçen filmlere de sanki ayıp olmasın diye ödül vermişler.
Animasyon film dalında ben açıkçası ödülü “Flow” filminin değil de “Vahşi Robot” ya da “Ters yüz 2” filmlerinden (ben “Vahşi Robot” filmini tercih ederim) birisi olması gerektiğini düşünenlerdenim. Diğer filmlerde de alanlar ve hak edenler ayırımı yaparak, uzun uzadıya anlatırız. Ama bu kadar örneklerle bile, ne demek istediğimiz anlaşılmıştır diye düşünüyorum.
Buradan çıkaracağımız sonuç, Oscar törenlerinde özellikle son yıllarda ödüllerin doğru filmlere gitmediğidir.
Kısacası, Oscar ödül törenleri, artık eski ihtişamından iyice uzaklaştı. Hatta eskisi gibi merakla beklenen ve takip edilen bir yarışma olmaktan çıktı. Bu belki de ve umarım, Amerika’nın, Dünya üzerindeki, hegemonyasının sona ermesinin başlangıcı olur. Böylece ilk adım, sinema sektöründen gelmiş olur. Çünkü sinema ile başladı ve onunla da biter. Nede güzel olur.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Web.tv
Osman Yiğitoğlu
Her sene kötüye giden Oscar töreni ve ödülleri
Oscar, Film endüstrisindeki enleri belirleyen, sanatsal ve teknik başarılara verilen ödüllerdi. Sinema sektörünün en büyük ödül ve organizasyon töreni olarak da biliniyordu. Her sene hak edenlere verilmeyen ya da beklenilmeyenlere verilen ödüller yüzünden bu özelliğini kaybetmeye başladı.
Bu yıl 97. si düzenlenen törende, "Anora" En İyi Film, En İyi Yönetmen dâhil olmak üzere birçok ödül kazanarak geceye damgasını vurdu. "The Brutalist" üç ödülle onu takip etti ve "Emilia Pérez," "Wicked," ve "Dune: Çöl Gezegeni Bölüm İki" de birden fazla ödül kazandı. Ödül töreninde Zoe Saldaña'nın Oscar kazanan ilk Dominik kökenli Amerikalı olması ve Paul Tazewell'in En İyi Kostüm Tasarımı dalında Oscar kazanan ilk Siyah olması gibi tarihi anlar yaşandı.
Oscar töreninden birkaç not paylaşalım. Bu sene yapılan tören de "Anora," En İyi Film, En İyi Yönetmen ve En İyi Orijinal Senaryo dâhil olmak üzere beş ödül kazanarak 97. Akademi Ödülleri'nde en çok ödül alan film oldu.
"The Brutalist," En İyi Erkek Oyuncu, En İyi Sinematografi ve En İyi Özgün Müzik dallarında olmak üzere üç ödül kazandı.
Zoe Saldaña, "Emilia Pérez"deki rolüyle Yardımcı Rolde En İyi Kadın Oyuncu Oscar'ını kazanarak bu ödülü alan ilk Dominik kökenli Amerikalı oldu.
Paul Tazewell, "Wicked" ile En İyi Kostüm Tasarımı ödülünü kazanarak bu dalda Oscar kazanan ilk Siyah oldu.
"Dune: Çöl Gezegeni Bölüm İki," En İyi Görsel Efekt ve En İyi Ses Tasarımı ödüllerini alarak teknik kategorilerde öne çıktı.
Yabancı Film kategorisinde Brezilya yapımı "I'm Still Here" En İyi Uluslararası Film ödülünü kazandı.
"Wicked," En İyi Prodüksiyon Tasarımı ve En İyi Kostüm Tasarımı ödülleri dâhil olmak üzere çeşitli teknik ödüller alarak dikkat çekti.
Oscar ödül törenleri, her sene daha da kötüye gidiyor. Eski ihtişamını kaybediyor. Eskiden ödüller, filmlerin birkaç bileşeni ile birlikte değerlendirilip verilirken şimdilerde farklı yaklaşımlarla verilmeye başlandı. Oscar ödülleri eskiden, daha dağıtılmadan tahmin edilirken, şimdilerde çoğu tahminler tutmuyor. Bu da hak edenden ziyade, siyasi veya konjonktürle ilgili olarak veriliyor tezini ortaya çıkardı. Eskiden ödüllerin tahmin ediliyor olabilmesi, bir çok kişinin ödül alacak filmlerde konsensüs sağlaması sonucu, o filmin onu hak ettiği düşüncesini doğuruyordu. Şimdilerde bu pek de öyle değil.
Son yıllarda ödül alan filmlere bakınca, özellikle de bu seneki ödüllerden anlaşılacağı üzere, ödüller, gişe filmlerine değil, bağımsız yapımlara verilmeye eviriliyor gibi görünüyor.
Bu sene, 5 dalda ödül alan “Anora” adlı filmin maliyeti, 6 milyon dolar iken, iki dalda Oscar alan “Dune 2” filmi ise toplamda 290 milyon dolara mal olmuş.
Tabi ki filmlere harcanan parayla ödül alınmıyor. Ödül için pek çok bileşen var. Ama “Anora” filmi, bence kesinlikle 5 ödüllü bir film değil. Her şeyi geçtim filmin aldığı bir ödül de en iyi orijinal senaryo dalında. Filmin orijinal senaryo dalında ödül alması, bence çok tartışılır. Neden tartışılır diyorum? Çünkü ben filmin, pekte orijinal olmadığını düşünüyorum.
“Anora” filminin konusu şöyle; Brooklyn'li genç bir hayat kadını olan Anora, oligarkın oğluyla tanışıp aniden evlendiğinde bir Külkedisi hikâyesi yaşama şansını yakalar. Konusu kısaca; zengin bir adamla aşk yaşayan, bir hayat kadınının hikâyesi.
Hikâye özgün mü? Bence hayır. Benzer konulu bir sürü film bulabiliriz. Ama en belirgin özelliği ise başrollerinde Julia Roberts ve Richard Gere olan film, Pretty Woman (Özel bir kadın) filmi olsa gerek. Onun konusu da zengin bir iş insanı olan Edward Lewis tarafından çeşitli iş ve sosyal işlevler için işe alınan hayat kadını Vivian Ward'a ve onların hafta boyunca gelişen ilişkilerine odaklanıyor. Yani zengin bir adam, yine bir hayat kadınına âşık oluyor.
Birebir aynı değil tabi ama benzer hikâyeleri işlemesi, filmin orijinal senaryo dalında ödül almasının doğru olmadığını göstermesi açısından önem taşıyor.
97. Oscar töreninde çok maliyetli ve görsel şölen içerisinde geçen filmlere de sanki ayıp olmasın diye ödül vermişler.
Animasyon film dalında ben açıkçası ödülü “Flow” filminin değil de “Vahşi Robot” ya da “Ters yüz 2” filmlerinden (ben “Vahşi Robot” filmini tercih ederim) birisi olması gerektiğini düşünenlerdenim. Diğer filmlerde de alanlar ve hak edenler ayırımı yaparak, uzun uzadıya anlatırız. Ama bu kadar örneklerle bile, ne demek istediğimiz anlaşılmıştır diye düşünüyorum.
Buradan çıkaracağımız sonuç, Oscar törenlerinde özellikle son yıllarda ödüllerin doğru filmlere gitmediğidir.
Kısacası, Oscar ödül törenleri, artık eski ihtişamından iyice uzaklaştı. Hatta eskisi gibi merakla beklenen ve takip edilen bir yarışma olmaktan çıktı. Bu belki de ve umarım, Amerika’nın, Dünya üzerindeki, hegemonyasının sona ermesinin başlangıcı olur. Böylece ilk adım, sinema sektöründen gelmiş olur. Çünkü sinema ile başladı ve onunla da biter. Nede güzel olur.