Hemen hemen her şehrin bir delisi vardır. Bu delilerinde bir hikâyesi. Bursa’da da zamanında herkesin bildiği, tanıdığı ve sempati duyduğu bir delisi vardı. Gerçek ismi Ayten Şenaşık olan ve Bursalıların “Deli Ayten”i ....
Peki, Ayten neden delirdi?
Aslında bu delirmenin altında trajik bir aşk hikâyesi yatıyor. Ayten, çok ufak yaşta Cümbüş Hasan’a âşık olur. Hasan istese de annesi, Ayten’in Cümbüş Hasan ile evlenmesine izin vermez. Alkoliktir Hasan. Altı yıl âşık kalırlar birbirlerine. Altı yıl sonra Ayten’in annesi rıza verir evlenmelerine. Ayten ile Hasan bir buçuk yıl evli kalırlar. Ama dönem 1950’ler, global kriz vardır. Hasan iş bulamaz, yine meyhaneye gitmeye başlar. Çok ayrılıp barışırlar ama bir gün Hasan, meyhanede ölüverince Ayten delirir. Ayten’in hayatı dram dolu aslında. Ayten küçükken menenjit hastalığı geçiriyor ama ilaç bulunamadığı için konuşma engelli oluyor. Yani dram dolu hayatı daha küçükken başlıyor. Aşkı ise onu delirtiyor. Delirdikten sonra ise sokak sokak dolaşmaya başlıyor. Herkes onu Kapalıçarşı esnafıyla diyalogları, kızdığında attığı taşları ama en çok da çantaları, davulu ve cümbüşüyle hatırlar.
Ayten, 57 yaşında, 12 Mart 1992 günü Kızyakup Mahallesi’ndeki kulübesinde bir başına ölür. Ölümünden sonra 2009 yılında dönemin Belediye başkanı Recep Altepe tarafından Ayten’in doğduğu, büyüdüğü ve öldüğü mahalle yıkıldıktan sonra yapılan parka dikilir.
Şimdilerde onu ve aşkını kimse hatırlamaz. Bu derin ve deli aşk hikâyesi bugünlerde Tiyatro sahnesine yeniden taşındı. On yıl öncede sahnelenen oyun, yenilenen kadrosu ile Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezinde yeniden sahnelenen Deli Ayten müzikali seyirci ile buluştu. Sanatseverlerin yoğun ilgisi ile karşılaşan oyunun yazarı, yönetmeni ve başrol oyuncu ve aynı zamanda “Cümbüş Hasan” karakterine hayat veren Arda Mat, bu dönüşü; Bu, yarım kalan bir sevda ve aynı zamanda bir vefa borcu. Deli Ayten, Bursa’nın unutulmaması gereken bir hikâyesi. Biz o hikâyeyi yeniden kalplere dokunacak şekilde sahneye taşıyoruz. Şeklinde ifade ediyor.
Oyun, güçlü kadrosu ve canlı müzikleriyle izleyiciden tam not aldı. Başrolünde, Sara Atmaca’nın “Deli Ayten”e hayat verdiği oyunda, O Ses Türkiye'de önemli başarılar elde eden Bursa’nın güçlü sesi, Bahtiyar Özdemir, Selçuk Salih Başhan, Fatma Mutlu, Orhan Efe Sakarya, Sibel Uyanıklar Kasap, Orhan Ergün ve Adnan Tunalı gibi değerli oyuncular da sahne alıyor. Yapımcılığını Ömer Çelikkepçe, yönetmenliğini Arda Mat üstleniyor. Yapımcı Ömer Çelikkepçe, oyunun geri dönüşünü; Bu oyun, bir şehre duyulan sevdanın, bir kadının unutulmayan hikâyesinin sahnedeki yankısı. Deli Ayten, hem Bursa’nın hem kalbimizin hikâyesi. Sözleri ile değerlendirdi. Deli Ayten müzikali, Bursa ile beraber Türkiye’nin çeşitli yerlerinde de seyirci ile buluşacak.
Bazı değerler, hatırlanır. Bazı değerler de hatırlanmalı ve hatırlatılmalıdır. Aslında bizden, bizi anlatan çok hatırlanacak ve hatırlatılacak değerler var. Hatırlayana, hatırlatana selam olsun.
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Osman Yiğitoğlu
Bir deli aşk hikâyesi: Deli Ayten
Hemen hemen her şehrin bir delisi vardır. Bu delilerinde bir hikâyesi. Bursa’da da zamanında herkesin bildiği, tanıdığı ve sempati duyduğu bir delisi vardı. Gerçek ismi Ayten Şenaşık olan ve Bursalıların “Deli Ayten”i ....
Peki, Ayten neden delirdi?
Aslında bu delirmenin altında trajik bir aşk hikâyesi yatıyor. Ayten, çok ufak yaşta Cümbüş Hasan’a âşık olur. Hasan istese de annesi, Ayten’in Cümbüş Hasan ile evlenmesine izin vermez. Alkoliktir Hasan. Altı yıl âşık kalırlar birbirlerine. Altı yıl sonra Ayten’in annesi rıza verir evlenmelerine. Ayten ile Hasan bir buçuk yıl evli kalırlar. Ama dönem 1950’ler, global kriz vardır. Hasan iş bulamaz, yine meyhaneye gitmeye başlar. Çok ayrılıp barışırlar ama bir gün Hasan, meyhanede ölüverince Ayten delirir. Ayten’in hayatı dram dolu aslında. Ayten küçükken menenjit hastalığı geçiriyor ama ilaç bulunamadığı için konuşma engelli oluyor. Yani dram dolu hayatı daha küçükken başlıyor. Aşkı ise onu delirtiyor. Delirdikten sonra ise sokak sokak dolaşmaya başlıyor. Herkes onu Kapalıçarşı esnafıyla diyalogları, kızdığında attığı taşları ama en çok da çantaları, davulu ve cümbüşüyle hatırlar.
Ayten, 57 yaşında, 12 Mart 1992 günü Kızyakup Mahallesi’ndeki kulübesinde bir başına ölür. Ölümünden sonra 2009 yılında dönemin Belediye başkanı Recep Altepe tarafından Ayten’in doğduğu, büyüdüğü ve öldüğü mahalle yıkıldıktan sonra yapılan parka dikilir.
Şimdilerde onu ve aşkını kimse hatırlamaz. Bu derin ve deli aşk hikâyesi bugünlerde Tiyatro sahnesine yeniden taşındı. On yıl öncede sahnelenen oyun, yenilenen kadrosu ile Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezinde yeniden sahnelenen Deli Ayten müzikali seyirci ile buluştu. Sanatseverlerin yoğun ilgisi ile karşılaşan oyunun yazarı, yönetmeni ve başrol oyuncu ve aynı zamanda “Cümbüş Hasan” karakterine hayat veren Arda Mat, bu dönüşü; Bu, yarım kalan bir sevda ve aynı zamanda bir vefa borcu. Deli Ayten, Bursa’nın unutulmaması gereken bir hikâyesi. Biz o hikâyeyi yeniden kalplere dokunacak şekilde sahneye taşıyoruz. Şeklinde ifade ediyor.
Oyun, güçlü kadrosu ve canlı müzikleriyle izleyiciden tam not aldı. Başrolünde, Sara Atmaca’nın “Deli Ayten”e hayat verdiği oyunda, O Ses Türkiye'de önemli başarılar elde eden Bursa’nın güçlü sesi, Bahtiyar Özdemir, Selçuk Salih Başhan, Fatma Mutlu, Orhan Efe Sakarya, Sibel Uyanıklar Kasap, Orhan Ergün ve Adnan Tunalı gibi değerli oyuncular da sahne alıyor. Yapımcılığını Ömer Çelikkepçe, yönetmenliğini Arda Mat üstleniyor. Yapımcı Ömer Çelikkepçe, oyunun geri dönüşünü; Bu oyun, bir şehre duyulan sevdanın, bir kadının unutulmayan hikâyesinin sahnedeki yankısı. Deli Ayten, hem Bursa’nın hem kalbimizin hikâyesi. Sözleri ile değerlendirdi. Deli Ayten müzikali, Bursa ile beraber Türkiye’nin çeşitli yerlerinde de seyirci ile buluşacak.
Bazı değerler, hatırlanır. Bazı değerler de hatırlanmalı ve hatırlatılmalıdır. Aslında bizden, bizi anlatan çok hatırlanacak ve hatırlatılacak değerler var. Hatırlayana, hatırlatana selam olsun.