Ne zaman ülkemiz ekonomik yönden biraz ilerleme gösterse, bir nefes almaya başlasa, bir şekilde nefesimizi kesen güçler, nedenler kendini göstermekte.
Yanan ormanlarımızla birlikte ekonomik geleceğimiz ve sağlığımız elimizden alınmakta. Bunun ne anlama geldiğini halen anlayan yok. Ormanlarımızın yok olması ile havadan aldığımız temiz oksijen de yok olup gitmekte yerine canlılarıöldüren zehirli bir gaz olan karbondioksit gelmekte.
Gün geçtikçe artan sıcaklığın önüne geçilememesi, yağışların, nemin ve rüzgarın yok olması, canlı türlerinin yok olması, toprak kaymalarının artması kendini her geçen gün daha da göstermekte.
Durum böyle oldukça ormandan elde edilen herşeye veda etmeye başlama zamanımız geldi demek olur. İnsana ve bütün canlılara huzur ve güven veren , doğal güzelliklerimiz, tabiat anamız yok olma riskine gelmekte ve bizler halen olaylar karşısında çaresiz izlemekteyiz. Alınan önlemlerin yetersiz olduğu belli ki sürekli arka arkaya bu acı tabloyu yaşamaktayız .
Milli servetimiz gözlerimizin önünde 'yandı, bitti kül oldu". Bizler de içimiz yanarak üzülerek izlemede kaldık.
Toplum bilincinin halen gelişmemesi, yangınlara karşı korunma önlemlerinin alınmaması, bilgisizlik, ihmâlkarlık, kazalar,sabotajlar ve doğa olayları içimizi yakıyor. Buna engel olmaya kimsenin gücü yetmiyor.
Çöle dönecek kurak topraklar, geleceğimiz çocuklarımızın korkulu rüyası olmalı. 'Cennet' diye isimlendirdiğimiz vatanımız bu hızla devam ederse cehenneme dönecek.
Toplumu bilinçlendirme çabaları sürekli gündemde kalmalı. Özellikle yaz aylarına girerken yangın uyarıları daha sık yapılmalı, daha çok gündem olmalı.
Basit ama önemli uyarılar geleceğimiz için şart. Ülke ekonomisinin zenginliğini ormanlarımız ve yeşil alanlarımız ayakta tutar.
Doğanın olmadığı yerde hayat ve canlı yaşam da olmaz. Duyarsızlığı bırakıp farkındalığa geçiş yapma zamanımız geldi geçiyor. Çok geç kalmadan ormanlarımıza ve ormanların içinde yaşayan canlılarımıza sahip çıkalım bunun gerekliliğini bilelim artık.
Saygılar
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Makbule Mazı
Yanan ormanlarla giden servetimiz
Ne zaman ülkemiz ekonomik yönden biraz ilerleme gösterse, bir nefes almaya başlasa, bir şekilde nefesimizi kesen güçler, nedenler kendini göstermekte.
Yanan ormanlarımızla birlikte ekonomik geleceğimiz ve sağlığımız elimizden alınmakta. Bunun ne anlama geldiğini halen anlayan yok. Ormanlarımızın yok olması ile havadan aldığımız temiz oksijen de yok olup gitmekte yerine canlılarıöldüren zehirli bir gaz olan karbondioksit gelmekte.
Gün geçtikçe artan sıcaklığın önüne geçilememesi, yağışların, nemin ve rüzgarın yok olması, canlı türlerinin yok olması, toprak kaymalarının artması kendini her geçen gün daha da göstermekte.
Durum böyle oldukça ormandan elde edilen herşeye veda etmeye başlama zamanımız geldi demek olur. İnsana ve bütün canlılara huzur ve güven veren , doğal güzelliklerimiz, tabiat anamız yok olma riskine gelmekte ve bizler halen olaylar karşısında çaresiz izlemekteyiz. Alınan önlemlerin yetersiz olduğu belli ki sürekli arka arkaya bu acı tabloyu yaşamaktayız .
Milli servetimiz gözlerimizin önünde 'yandı, bitti kül oldu". Bizler de içimiz yanarak üzülerek izlemede kaldık.
Toplum bilincinin halen gelişmemesi, yangınlara karşı korunma önlemlerinin alınmaması, bilgisizlik, ihmâlkarlık, kazalar,sabotajlar ve doğa olayları içimizi yakıyor. Buna engel olmaya kimsenin gücü yetmiyor.
Çöle dönecek kurak topraklar, geleceğimiz çocuklarımızın korkulu rüyası olmalı. 'Cennet' diye isimlendirdiğimiz vatanımız bu hızla devam ederse cehenneme dönecek.
Toplumu bilinçlendirme çabaları sürekli gündemde kalmalı. Özellikle yaz aylarına girerken yangın uyarıları daha sık yapılmalı, daha çok gündem olmalı.
Basit ama önemli uyarılar geleceğimiz için şart. Ülke ekonomisinin zenginliğini ormanlarımız ve yeşil alanlarımız ayakta tutar.
Doğanın olmadığı yerde hayat ve canlı yaşam da olmaz. Duyarsızlığı bırakıp farkındalığa geçiş yapma zamanımız geldi geçiyor. Çok geç kalmadan ormanlarımıza ve ormanların içinde yaşayan canlılarımıza sahip çıkalım bunun gerekliliğini bilelim artık.
Saygılar