Ünlü İslam alimi ve şairlerinden birisi olan Molla Mevlânâ Câmi, yaşadığı dönemde tanınmış alimler, yazarlar ve bilginler (Suskunlar Meclisi) adını verdikleri kırk kişilik bir grup kurmuşlar.
Grubun özelliği; çok düşünen, az konuşan ve az yazan insanlar olması.
Mevlânâ Câmi’de çalışmaları ahlakı, nezaketi ile gruba layık bir insandı.
Üye sayısının sınırlı oluşu nedeniyle meclise girememişti. Günün birinde eksilen gruba katılmak için toplantı yapılan binaya gelip isteğini bir kağıda yazıp kapıda bulunan görevliye teslim etti ama geç kalmıştı. Yerine başka biri alınmış grup yine aynı sayıdaydı. Meclis içinde çok iyi tanınan Mevlânâ Câmi’yi kapıdan geri çevirmek büyük saygısızlıktı.
Kendisine cevap olarak ağzına kadar suyla dolu olan bir bardağı kapıcıyla gönderildi.
Amaçları üye sayısının tam olduğunu, yeni bir kişiye yer olmadığını anlatmaktı.
Kendisine ne söylenmek istenildiğini anlayan Câmi, yanında bulunduğu bahçeden tek bir gül yaprağını koparıp bardağın üstüne koyarak kendisi için de bir yer olacağını, ortamı taşırmayacağını dile getirmiş. Böyle güzel cevap karşısında grup başkanı kendisini kabul ederek adını listeye eklemiş ve kırk sayılarının sonuna grubun değerinin Mevlânâ Câmi’nin gelişi sayesinde 10 kat arttığını belirten 400 yüz yazmış.
Aldığı cevaba katılmadığını belirten Câmi de 40 sayısının sağındaki sıfırı silip, soluna yazarak 040 kendi değerinin bu grupta solda sıfır kaldığını anlatmış.
Bu hareketi de kendisinin ne kadar saygılı ve alçakgönüllü olduğunu göstermiş, o günden sonra Suskunlar Meclisi’nin en değerli üyelerinden biri haline gelmiş ve bize de güzel bir ders verici hikaye bırakmış.
Çevremizde uyumlu olmanın, ebedi güzellikler yolunda yürümenin şartı gül yaprağı sırrına erenler gibi yük olmayıp yük almak, bulundukları topluma güç katmak, evde, işte çevrede gül gibi geçinmeyi bilmek, gül olmayı ve kalmayı başarabilmek her daim ilke haline getirmek. Hayat yolculuğumuzda herkese gülücük dağıtmayı, sevgi dolu, enerji dolu kalmayı başarabilme dileklerimizle
Saygılar
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Makbule Mazı
Suskunlar Meclisi (Gül yaprağı sırrına ermek)
Ünlü İslam alimi ve şairlerinden birisi olan Molla Mevlânâ Câmi, yaşadığı dönemde tanınmış alimler, yazarlar ve bilginler (Suskunlar Meclisi) adını verdikleri kırk kişilik bir grup kurmuşlar.
Grubun özelliği; çok düşünen, az konuşan ve az yazan insanlar olması.
Mevlânâ Câmi’de çalışmaları ahlakı, nezaketi ile gruba layık bir insandı.
Üye sayısının sınırlı oluşu nedeniyle meclise girememişti. Günün birinde eksilen gruba katılmak için toplantı yapılan binaya gelip isteğini bir kağıda yazıp kapıda bulunan görevliye teslim etti ama geç kalmıştı. Yerine başka biri alınmış grup yine aynı sayıdaydı. Meclis içinde çok iyi tanınan Mevlânâ Câmi’yi kapıdan geri çevirmek büyük saygısızlıktı.
Kendisine cevap olarak ağzına kadar suyla dolu olan bir bardağı kapıcıyla gönderildi.
Amaçları üye sayısının tam olduğunu, yeni bir kişiye yer olmadığını anlatmaktı.
Kendisine ne söylenmek istenildiğini anlayan Câmi, yanında bulunduğu bahçeden tek bir gül yaprağını koparıp bardağın üstüne koyarak kendisi için de bir yer olacağını, ortamı taşırmayacağını dile getirmiş. Böyle güzel cevap karşısında grup başkanı kendisini kabul ederek adını listeye eklemiş ve kırk sayılarının sonuna grubun değerinin Mevlânâ Câmi’nin gelişi sayesinde 10 kat arttığını belirten 400 yüz yazmış.
Aldığı cevaba katılmadığını belirten Câmi de 40 sayısının sağındaki sıfırı silip, soluna yazarak 040 kendi değerinin bu grupta solda sıfır kaldığını anlatmış.
Bu hareketi de kendisinin ne kadar saygılı ve alçakgönüllü olduğunu göstermiş, o günden sonra Suskunlar Meclisi’nin en değerli üyelerinden biri haline gelmiş ve bize de güzel bir ders verici hikaye bırakmış.
Çevremizde uyumlu olmanın, ebedi güzellikler yolunda yürümenin şartı gül yaprağı sırrına erenler gibi yük olmayıp yük almak, bulundukları topluma güç katmak, evde, işte çevrede gül gibi geçinmeyi bilmek, gül olmayı ve kalmayı başarabilmek her daim ilke haline getirmek. Hayat yolculuğumuzda herkese gülücük dağıtmayı, sevgi dolu, enerji dolu kalmayı başarabilme dileklerimizle
Saygılar