Ülkemizde ve dünyada cehennem sıcakları son gaz devam ediyor. Bu yüzden ülkemizde yanmadık yer kalmadı. Havaların her geçen gün kızgın sıcaklarla boğuşması insanların gücünü, kuvvetini ve yaşam enerjisini elinden almaya devam ediyor. Gecesi ayrı gündüzü ayrı bir sıcak. Klimaların karşısında oturmaktan evlerimizin balkonlarında oturma keyfi, yeşil alanlarda piknik keyfi, doğada yürümek, bir yerlere gidebilmek her geçen gün daha da imkansızlaştı.
Bir de kronik hastalıkları olanlar, hamileler, yaşlılar ve çocuklar, yazın keyfini çıkarmak şöyle dursun, yaz mevsiminin en ağır işkencelerini yaşamakta. Hele dışarıda çalışanların halini düşünemiyoruz bile. Tarlada, bağ-bahçe işlerinde, parklarda, kömür ocaklarında çalışanların emekleri o kadar değerli ki, devletin yaz sıcağında zor işlerde çalışanlara özel imkanlar sunmalı diye düşünüyorum.
İtfaiyeciler, yol-asfalt kanalizasyon çalışanları,uzun-kısa yol şoförleri, belediyenin temizlik görevlileri, fırıncılar, aşçılar, sokak satıcıları, bu sıcaklarda yaptıklarının bedelini maddi olarak alamasalar da manevi olarak hakları çok büyük. Sıcaklar sayesinde çift mesai yapmış kadar enerji harcıyor, güneşin altında kızgın sıcakta, sağlıklarını hiçe sayıp görevlerini yerine getiriyorlar.
Yazın sıcaklarında çalışan bu kesimin özel imtiyazlara sahip olmaları şart. Onların sayesinde düzen devam etmekte, hizmetler yerine gelmekte. Çalışmak, bir de küresel ısınma sorunlarının çok yoğun olduğu bir dünyada çalışmak, ruh ve beden sağlığının elden gitmesi demektir. Maalesef kızgın kavurucu sıcaklar insanın bütün motivasyonunu, gücünü, enerjisini, ortadan kaldırıyor. Sorunsuz iş yoktur, işini severek gönüllü çalışan görünen sorunları göz ardı edendir.
İnsanlar artık yazın gelişini severek beklemiyor. Bazı duygular tarih oldu. Kış mevsiminde kalmak benim tercihim. Hiç olmazsa soğuya çare bulunabiliyor, kızgın kaynak sıcaklara çare aramak, önlem almak imkansız. Zorunlu olmadıkça dışarı çıkmak akıl işi değil. İhtiyaçları karşılamak için dışarıda bulunmak mantıklı.
Her geçen gün dünyamızın doğal afetlerine bir yenisi daha ekleniyor. Keşke bunları engellemenin, 'dur' demenin yollarını bulsak da uygulayabilsek. Dünyamızı eski haline döndürebilsek.
Evrene olumlu enerjiler gönderirsek belki evren bizi affeder ve her şey yoluna girer.
Saygılar
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Makbule Mazı
Sıcaklarla savaşımız
Ülkemizde ve dünyada cehennem sıcakları son gaz devam ediyor. Bu yüzden ülkemizde yanmadık yer kalmadı. Havaların her geçen gün kızgın sıcaklarla boğuşması insanların gücünü, kuvvetini ve yaşam enerjisini elinden almaya devam ediyor. Gecesi ayrı gündüzü ayrı bir sıcak. Klimaların karşısında oturmaktan evlerimizin balkonlarında oturma keyfi, yeşil alanlarda piknik keyfi, doğada yürümek, bir yerlere gidebilmek her geçen gün daha da imkansızlaştı.
Bir de kronik hastalıkları olanlar, hamileler, yaşlılar ve çocuklar, yazın keyfini çıkarmak şöyle dursun, yaz mevsiminin en ağır işkencelerini yaşamakta. Hele dışarıda çalışanların halini düşünemiyoruz bile. Tarlada, bağ-bahçe işlerinde, parklarda, kömür ocaklarında çalışanların emekleri o kadar değerli ki, devletin yaz sıcağında zor işlerde çalışanlara özel imkanlar sunmalı diye düşünüyorum.
İtfaiyeciler, yol-asfalt kanalizasyon çalışanları,uzun-kısa yol şoförleri, belediyenin temizlik görevlileri, fırıncılar, aşçılar, sokak satıcıları, bu sıcaklarda yaptıklarının bedelini maddi olarak alamasalar da manevi olarak hakları çok büyük. Sıcaklar sayesinde çift mesai yapmış kadar enerji harcıyor, güneşin altında kızgın sıcakta, sağlıklarını hiçe sayıp görevlerini yerine getiriyorlar.
Yazın sıcaklarında çalışan bu kesimin özel imtiyazlara sahip olmaları şart. Onların sayesinde düzen devam etmekte, hizmetler yerine gelmekte. Çalışmak, bir de küresel ısınma sorunlarının çok yoğun olduğu bir dünyada çalışmak, ruh ve beden sağlığının elden gitmesi demektir. Maalesef kızgın kavurucu sıcaklar insanın bütün motivasyonunu, gücünü, enerjisini, ortadan kaldırıyor. Sorunsuz iş yoktur, işini severek gönüllü çalışan görünen sorunları göz ardı edendir.
İnsanlar artık yazın gelişini severek beklemiyor. Bazı duygular tarih oldu. Kış mevsiminde kalmak benim tercihim. Hiç olmazsa soğuya çare bulunabiliyor, kızgın kaynak sıcaklara çare aramak, önlem almak imkansız. Zorunlu olmadıkça dışarı çıkmak akıl işi değil. İhtiyaçları karşılamak için dışarıda bulunmak mantıklı.
Her geçen gün dünyamızın doğal afetlerine bir yenisi daha ekleniyor. Keşke bunları engellemenin, 'dur' demenin yollarını bulsak da uygulayabilsek. Dünyamızı eski haline döndürebilsek.
Evrene olumlu enerjiler gönderirsek belki evren bizi affeder ve her şey yoluna girer.
Saygılar