Derin düşüncelere dalmak insanı bir yerden alır bambaşka geçmişe götürür.

Beni de bu derin düşünceler bugün Osmanlı'nın yükseliş yıllarına götürdü. Atalarımız gittikleri yerleri feth eder ve orada bulunan yerli halka hiçbir zarar vermeden , yaşam tarzlarını bozmadan, din - dil özgürlüğüne karışmadan, Ülkede kardeşçe-dostça yaşamalarına izin verilirdi. Adil davranmak, adaletli olmak, İslamiyeti, dini doğru bildiklerinden ileri gelmekteydi.
Günümüzde sanki olaylar ters işliyor gibi geliyor bana. Dışarıdan gelenler bizi feth ediyor, ülkenin kendi vatandaşının yararlanması gereken bütün güzel haklara onlar sahip oluyor . Özellikle yuro ve dolar zengini turistler birinci sınıf, Türk lirası olan yerli halk ikinci sınıf vatandaş muamelesi görüyor.
Gelen her türlü halka kapılarımız açık, çünkü biz iyi misafir seven kabul eden ırkız. Buna itirazım yok da halkımızın iç huzuru, dini inanışları, dengeleri sarsıntıya giriyor. Dışarıdan gelenlerin çoğu biz Türklerin değer yargılarına, dini inanışlarına ters etki yapmakta. Araya fikir çatışmaları din ayrımcılığı fitne fesat sokulunca iki farklı görüş düşünceleri yaşanmakta. Hele bir de Kur'an-ı Kerim'i Türkçe okuyup, ne anlattığını, ne emrettiğini duymamış öğrenememiş isek, gerçek Müslümanlığın doğru anlatımını bilemeyiz. Bunu ders olarak ilkokul çağında; Kur'an'ın Türkçe açıklamasını devletimiz din dersi olarak koymalı. En iyi yol bildiğin yoldur. Kendi ana dilinde anlatılan doğrular kişiye her zaman ışık tutar, doğru yolu gösterir.
Çocuklarımız yanlış ellerde , yanlış bilgilerle doldurup ilerde fikir çatışmaları içinde olmamaları için, dinini Türkçe öğrenmelidir.
Dini alet ederek kardeşi kardeşe düşürme oyunları geçmiş ve gelecekte olduğu gibi hiç değişmeden günümüze kadar sürdürmekte ve başarılı da olunmaktadır. Geçmişte yaşanan kerbela olayı gibi boş cahil beyinleri yanlış dini bilgilerle doldurup, Peygamber Efendimizin en sevdiği torunlarından olan Hz. Hüseyin'i kılıç darbesi ile boynundan vücudunu ikiye ayıran Müslüman değil miydi? Ya da şehit ettikleri Hz. Hüseyin, dinine veya Müslümanlığa zarar vermiş birisimiydi ki asla öyle birşey yok. Din adı altında bunu bile yapabildilerse, peygamberin torununu veya kızının oğlunu öldürtebiliyorlarsa...
Konuyu derin düşünürsek konunun önemini daha iyi anlayabiliriz.
Eflatun filozofun söylediği güzel bir söz; - " Şeytanın çalışma odası cahillerin boş kafasıdır."
Amerikan Başkanı Winston Churchill açıklaması ne kadar yerinde tespit bayıldım. "Türkleri savaşarak, asker ve silah kullanarak asla yenemezsiniz. Türklerin sadece din adamlarını ele geçirip onları kullanın. Onlar devleti yıkarlar".
İsraildeki siyonist yahudilerin hahambaşının, "Türkiye'deki 72 tarikatı biz kurduk " açıklaması son derece acıydı.
Vatanını seven ülkesini seven insanın bu sözler yüreğini dağlar.
Okuma alışkanlığımızı artırıp ilmin; bilimin , doğrunun peşinden ayrılmadan, din dil ayrımcılığı gözetmeden, ikili düşüncelere esir olmadan birlik ve beraberliğimizi korumalıyız.
Bizim aslımız Türk'tür. Bize bizden başka dost asla yoktur. Biz Hz.Nuh'un torunlarıyız. Özel bir ırk olarak yaratıldık. Bunun değerini bilelim.
Dünyanın sonuna kadar yok olmadan var olacağız.
Saygılar