Hayatımda birine yalan iftira atmanın ne kadar acı bir duygu olduğunu ilk defa Yazarımız Ömer Seyfettin'in yazmış olduğu " Kaşağı " adlı eğitici öyküsünde okudum. Yalan söylemenin, iftira atmanın bazen büyük sorunlara yol açabileceğini anlatan eserde kardeşine iftira atıp onun ölümüne sebep olan, sonrasında bunun pişmanlığını ve vicdan azabını çeken bir çocuğun dramı çok duygusal bir şekilde anlatılmaktaydı.
İstemeden atılan masum bir yalanın çocukta yarattığı travması pişmanlığı yalın bir dille örneklendirilmişti. Çocuğun yaptığı yanlışın farkına varması, zamanı geri getirebilse bir daha o hataya düşmeyeceği akıcı bir anlatımla bize, yıllar önce beyinlerimize kalıcı bir ders vermişti.
Hikâye hayatım boyunca bana örnek oldu, doğru yol oldu ama benim gibi şanslı olup o hikayeyi okumayıp ders alamayanlar maalesef beni buldu. İnsan gördüğüm, güvendiğim bazı kişilerden beklemediğim iftiralara maruz kaldım. Kendimi bilen bir tavrım sayesinde sabırlı olmayı, sakin ve sessiz kalmayı tercih ettim. Karşımdaki değersiz , kişiliği oturmamış seviyesizlerin ayarına düşmemeyi tercih ettim. Bu kötü huylara sahip olanlara içten içe acıma duygusu hissettiğim de oldu.
İnsanın önemsiz sayılacak konularda bile ne kadar alçalabildiğini, basitleştiğini, iç dünyasının karamsarlığını, sevgiden, doğruluktan, hak hukuk bilmeyip, adaletten nasibini almamış olduklarını öğrenmiş oldum. Acı bir tecrübe ile kendilerini tanıma fırsatı vermiş oldular bana.
Başkaları hakkında söylemek istedikleri kötü sözlerini benim söylediğimi iddia ederek, iki dostun ve iki arkadaşın arasını açmakla kendilerini hiç ettiler, yok olup gittiler. Hayat buna benzer örneklerle dolu. Aramızda buna benzer çok daha kötü kişiliklere sahip olanlar var. Anne evlat arasına fitne fesat sokanlar, oğlunu kayınvalidesinden kıskanıp fitne sokan anneler, genç kızlara çamur atan kendini bilmezler, namuslu insanlara iftira atan densizler...
Çıkmaz bir yolda olduklarını er ya da geç öğrenecekler.
Tercih ettikleri yol cehennemin ta kendisi.
Allah korkusu ve imanı olan kişilerin kalplerinde hiçbir zaman yalana dolana, iftiraya, hasede, kıskançlığa, nefrete , gıybete yer yoktur. Kalplerindeki güzellik yüzlerine yansır. Gidilen tutulan Yol Allah yolu olursa, herzaman doğruluk kazanır. İnsanla meşgul olmak, cehalet göstergesidir ve muhteşem bir çürüme sebebidir.
Saygılar
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Makbule Mazı
Kötü huylarımız olmasa
Hayatımda birine yalan iftira atmanın ne kadar acı bir duygu olduğunu ilk defa Yazarımız Ömer Seyfettin'in yazmış olduğu " Kaşağı " adlı eğitici öyküsünde okudum. Yalan söylemenin, iftira atmanın bazen büyük sorunlara yol açabileceğini anlatan eserde kardeşine iftira atıp onun ölümüne sebep olan, sonrasında bunun pişmanlığını ve vicdan azabını çeken bir çocuğun dramı çok duygusal bir şekilde anlatılmaktaydı.
İstemeden atılan masum bir yalanın çocukta yarattığı travması pişmanlığı yalın bir dille örneklendirilmişti. Çocuğun yaptığı yanlışın farkına varması, zamanı geri getirebilse bir daha o hataya düşmeyeceği akıcı bir anlatımla bize, yıllar önce beyinlerimize kalıcı bir ders vermişti.
Hikâye hayatım boyunca bana örnek oldu, doğru yol oldu ama benim gibi şanslı olup o hikayeyi okumayıp ders alamayanlar maalesef beni buldu. İnsan gördüğüm, güvendiğim bazı kişilerden beklemediğim iftiralara maruz kaldım. Kendimi bilen bir tavrım sayesinde sabırlı olmayı, sakin ve sessiz kalmayı tercih ettim. Karşımdaki değersiz , kişiliği oturmamış seviyesizlerin ayarına düşmemeyi tercih ettim. Bu kötü huylara sahip olanlara içten içe acıma duygusu hissettiğim de oldu.
İnsanın önemsiz sayılacak konularda bile ne kadar alçalabildiğini, basitleştiğini, iç dünyasının karamsarlığını, sevgiden, doğruluktan, hak hukuk bilmeyip, adaletten nasibini almamış olduklarını öğrenmiş oldum. Acı bir tecrübe ile kendilerini tanıma fırsatı vermiş oldular bana.
Başkaları hakkında söylemek istedikleri kötü sözlerini benim söylediğimi iddia ederek, iki dostun ve iki arkadaşın arasını açmakla kendilerini hiç ettiler, yok olup gittiler. Hayat buna benzer örneklerle dolu. Aramızda buna benzer çok daha kötü kişiliklere sahip olanlar var. Anne evlat arasına fitne fesat sokanlar, oğlunu kayınvalidesinden kıskanıp fitne sokan anneler, genç kızlara çamur atan kendini bilmezler, namuslu insanlara iftira atan densizler...
Çıkmaz bir yolda olduklarını er ya da geç öğrenecekler.
Tercih ettikleri yol cehennemin ta kendisi.
Allah korkusu ve imanı olan kişilerin kalplerinde hiçbir zaman yalana dolana, iftiraya, hasede, kıskançlığa, nefrete , gıybete yer yoktur. Kalplerindeki güzellik yüzlerine yansır. Gidilen tutulan Yol Allah yolu olursa, herzaman doğruluk kazanır. İnsanla meşgul olmak, cehalet göstergesidir ve muhteşem bir çürüme sebebidir.
Saygılar