Her yönüyle ülkemizin geleceği merak edilmekte… Üç tarafı denizlerle çevrili cennet vatanımız en zor şartlar altında bile; özellikle yokluk dönemlerinde tarım ve hayvancılıkta kendine yeten bir ülkeyken, en verimli tarım alanı topraklarına sahip bir vatanımız varken; özellikle Konya Ovası ülkemizin Buğday Ambarıyken… Çukurova ve Harran Ovası’nın iklim şartları, toprak yapısı buğday yetiştiriciliği açısından en uygun topraklarken, üretim yetersizliği nedeniyle dışarıdan alım yapılıyor.
Hayvancılıkta da aynı sıkıntı geçerli… İthal et alıyoruz. Nasıl becerdik de bu durumlara geldik! Nerede ne hatalar yaptık, bunun telafisi yok mu, başa dönme imkânını bulan olamaz mı?
Keşke bu hale gelmemize sebep olanların yürekleri sızlasa… Denizlerimizin geleceği de böyle giderse felaket. Her geçen gün kirlenen sularımızda yaşayan canlıların nesli tükenmekte, azalmakta!
Kara taşıtlarına kesilen cezalar, deniz taşıtlarına da kesilse ya!.. Denizlerimizi kirletenler tespit edilse, denize çöpünü bırakan deniz araçları gözetim altına alınsa, caydırıcı cezalar artsa, inanın deniz canlılarının geleceği kurtulur.
Özellikle denize girilen yerlerde, belediyelerin vatandaşın sağlığına sahip çıkıp, temizlik kontrolünü artırması ilkesinde olmalarını arzu ediyorum. Şu andaki ve gelecekteki nesillerimizin mor denizanaları ile birlikte mikroplu sularda yüzmelerini istemiyoruz.
Gençler geleceğimizse, geleceğimize sahip çıkalım. Onların hakkını yemeyelim, yedirmeyelim. Temiz bir ülke, sağlıklı bir toplum ve geleceği olan insanlardır. Her canlının hakkı budur! Bu uğurda gerekirse en ağır cezalar uygulanmalıdır. Çevresine zarar veren, doğayı kirleten her kişi mutlaka ceza almalıdır. Bu para cezası değil de kirlettiği bölgeyi temizleme cezası olmalı. Unutmayalım, bu dünyada hepimiz aynı gemideyiz. Gemimiz su almaya başladı ve almaya devam ediyor. Gemimiz batarsa zarar görmeden kurtulamayız. Her birey önce kendi çevre temizliğinden kendini sorumlu tutmalı. “Birlikten kuvvet doğar” sözünü unutmayalım. Çevremize verdiğimiz zararlara karşı ‘dur’ diyelim. Verimli toprakları öldürüp de verimsizleştirmeyelim. Hayvancılığımıza, çiftçimize sahip çıkalım ve yerli malı ürünleri almayı tercih edelim. Küçük esnafımızı kalkındıralım. Birbirimizin gözü kulağı olalım artık! Çevre düşmanlarını uyaralım ki refah düzeyi yüksek bir ülke sahibi olalım.
Sağlıklı, huzur dolu ve mutlu insanların olduğu bir geleceğe yol alma vakti gelmedi mi sizce de?
Saygılar…
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Makbule Mazı
Gelecek neslin hakkını yemeyin!
Her yönüyle ülkemizin geleceği merak edilmekte… Üç tarafı denizlerle çevrili cennet vatanımız en zor şartlar altında bile; özellikle yokluk dönemlerinde tarım ve hayvancılıkta kendine yeten bir ülkeyken, en verimli tarım alanı topraklarına sahip bir vatanımız varken; özellikle Konya Ovası ülkemizin Buğday Ambarıyken… Çukurova ve Harran Ovası’nın iklim şartları, toprak yapısı buğday yetiştiriciliği açısından en uygun topraklarken, üretim yetersizliği nedeniyle dışarıdan alım yapılıyor.
Hayvancılıkta da aynı sıkıntı geçerli… İthal et alıyoruz. Nasıl becerdik de bu durumlara geldik! Nerede ne hatalar yaptık, bunun telafisi yok mu, başa dönme imkânını bulan olamaz mı?
Keşke bu hale gelmemize sebep olanların yürekleri sızlasa… Denizlerimizin geleceği de böyle giderse felaket. Her geçen gün kirlenen sularımızda yaşayan canlıların nesli tükenmekte, azalmakta!
Kara taşıtlarına kesilen cezalar, deniz taşıtlarına da kesilse ya!.. Denizlerimizi kirletenler tespit edilse, denize çöpünü bırakan deniz araçları gözetim altına alınsa, caydırıcı cezalar artsa, inanın deniz canlılarının geleceği kurtulur.
Özellikle denize girilen yerlerde, belediyelerin vatandaşın sağlığına sahip çıkıp, temizlik kontrolünü artırması ilkesinde olmalarını arzu ediyorum. Şu andaki ve gelecekteki nesillerimizin mor denizanaları ile birlikte mikroplu sularda yüzmelerini istemiyoruz.
Gençler geleceğimizse, geleceğimize sahip çıkalım. Onların hakkını yemeyelim, yedirmeyelim. Temiz bir ülke, sağlıklı bir toplum ve geleceği olan insanlardır. Her canlının hakkı budur! Bu uğurda gerekirse en ağır cezalar uygulanmalıdır. Çevresine zarar veren, doğayı kirleten her kişi mutlaka ceza almalıdır. Bu para cezası değil de kirlettiği bölgeyi temizleme cezası olmalı. Unutmayalım, bu dünyada hepimiz aynı gemideyiz. Gemimiz su almaya başladı ve almaya devam ediyor. Gemimiz batarsa zarar görmeden kurtulamayız. Her birey önce kendi çevre temizliğinden kendini sorumlu tutmalı. “Birlikten kuvvet doğar” sözünü unutmayalım. Çevremize verdiğimiz zararlara karşı ‘dur’ diyelim. Verimli toprakları öldürüp de verimsizleştirmeyelim. Hayvancılığımıza, çiftçimize sahip çıkalım ve yerli malı ürünleri almayı tercih edelim. Küçük esnafımızı kalkındıralım. Birbirimizin gözü kulağı olalım artık! Çevre düşmanlarını uyaralım ki refah düzeyi yüksek bir ülke sahibi olalım.
Sağlıklı, huzur dolu ve mutlu insanların olduğu bir geleceğe yol alma vakti gelmedi mi sizce de?
Saygılar…