Dedemin anlattıklarını hatırlayınca oğlumun askerlik yaptığını değil de, askerlik eğitimi aldığını düşünüyorum. Askerlik yapmakla asker olmak arasında dağlar kadar fark var bunu ben bile kadın olmama rağmen biliyorum.
İnsan herşeyini unuturda, yaşamında onu mutlu yada mutsuz eden hiçbir şeyi unutmaz. O kişi aklını yitirmiş olsada, aklına kazınmışlar yerinde kalır son nefesine kadar. Birde bu kişiler askerlik yapmış eskilerse, asla unutmazlar!....
Atalarımızın, büyük babamızın, dedemizin yapmış oldukları askerlik anıları, onlar için de bizim için de unutulmazlar arasındadır. Eskilerimiz tarih boyunca askerliğe değer vermiş, askere gitmeyeni adam saymaz, kız vermezmişler. Askere gidip gelenler de gayet olgun efendi, ağır abi olurlardı. Askerlikte öğretilenler, verilen eğitim eskiler için özel bir okul, gerçek bir hayatı tanıma - öğrenme merkeziymiş.
Sevgili dedemin yıllarca anılarını dinleyerek askerliğin ne olduğunu kendi adıma çok iyi öğrendim. Keşke yine dedem olsada bıkmadan sıkılmadan o günlerde olsam. Dedem ve dedem gibiler için komutanlarından Emir almak,verilen görevi yerine getirmek kutsal bir görevdi.
Her şeyi unutsalar da askerlik anılarının bir gününü bile unutmadılar. Tıpkı yıllar önce alzheimer hastası emekli Amiral Paşa gibi. Eşini kaybettikten sonra oğlu, gelini, torunları ile yaşama başlamış
Herşeyini unutmuş ama asker olduğunu hiç aklından çıkarmamış.
Birgün ev halkı derin uykuda iken kendisi erkenden kalkıp tıraşını olmuş, üzerinden çıkardığı pijamalarını düzenli katlayıp yatağının üzerine bırakmış. Bembeyaz üniformasını giyip, harp okulunu birincilikle bitirdiğinde aldığı sapsarı işlemeli kılıcını kuşanıp, sessizce evden çıkmış .
Atatürk heykelinin önünde arkadaşlarının gelmesini beklemiş, O sırada gece devriyesini tamamlayan iki polisin dikkatini çekmiş, amiralin ailesi tarafından takılan kolunda bulunan bileklikteki bilgiler sayesinde ailesine evine teslim edilmiş. Emekli Amiral Yavuz Paşa ağlayarak arkadaşlarını beklediğini ve bugün Mustafa Kemalin askerlerinin burada toplanacağını onları beklediğini söylemekteymiş .
Babasını kapıda polislerin kolunda gören oğlu sevinçten ağlayarak babasına sarılmış - " Babam canım babam. Bizi unut, her şeyi unut ama Mustafa Kemal Atatürk'ü unutma. Çünkü o senin yaşama sebebin " demiş.
Öğünlerdeki kuşağın askerleri hep aynı zihniyet - düşünce - fikir içindelermiş.
Hepsi ortak tek bir beyin altında toplanmışlar.
Özgürlük, Hürriyet, Cumhuriyet. Son nefeslerine kadar anıları ile yaşamış asker gibi askerdiler .
Gerçekten Mustafa Kemalin Askerleriydiler. Rabbim bütün vatan evlatlarından bu duyguyu hiçbir zaman eksiltmesin arttırsın çoğaltsın. Bizler sıradan halk olarak da bu zihniyeti taşıyan insanlarız.
Yeri ve zamanı gelirse, ihtiyaç duyulursa, gerektiğinde herbirimiz Mustafa Kemal'in Askerleri oluruz.
Saygılar
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Makbule Mazı
Dedem mi askerdi oğlum mu?
Dedemin anlattıklarını hatırlayınca oğlumun askerlik yaptığını değil de, askerlik eğitimi aldığını düşünüyorum. Askerlik yapmakla asker olmak arasında dağlar kadar fark var bunu ben bile kadın olmama rağmen biliyorum.
İnsan herşeyini unuturda, yaşamında onu mutlu yada mutsuz eden hiçbir şeyi unutmaz. O kişi aklını yitirmiş olsada, aklına kazınmışlar yerinde kalır son nefesine kadar. Birde bu kişiler askerlik yapmış eskilerse, asla unutmazlar!....
Atalarımızın, büyük babamızın, dedemizin yapmış oldukları askerlik anıları, onlar için de bizim için de unutulmazlar arasındadır. Eskilerimiz tarih boyunca askerliğe değer vermiş, askere gitmeyeni adam saymaz, kız vermezmişler. Askere gidip gelenler de gayet olgun efendi, ağır abi olurlardı. Askerlikte öğretilenler, verilen eğitim eskiler için özel bir okul, gerçek bir hayatı tanıma - öğrenme merkeziymiş.
Sevgili dedemin yıllarca anılarını dinleyerek askerliğin ne olduğunu kendi adıma çok iyi öğrendim. Keşke yine dedem olsada bıkmadan sıkılmadan o günlerde olsam. Dedem ve dedem gibiler için komutanlarından Emir almak,verilen görevi yerine getirmek kutsal bir görevdi.
Her şeyi unutsalar da askerlik anılarının bir gününü bile unutmadılar. Tıpkı yıllar önce alzheimer hastası emekli Amiral Paşa gibi. Eşini kaybettikten sonra oğlu, gelini, torunları ile yaşama başlamış
Herşeyini unutmuş ama asker olduğunu hiç aklından çıkarmamış.
Birgün ev halkı derin uykuda iken kendisi erkenden kalkıp tıraşını olmuş, üzerinden çıkardığı pijamalarını düzenli katlayıp yatağının üzerine bırakmış. Bembeyaz üniformasını giyip, harp okulunu birincilikle bitirdiğinde aldığı sapsarı işlemeli kılıcını kuşanıp, sessizce evden çıkmış .
Atatürk heykelinin önünde arkadaşlarının gelmesini beklemiş, O sırada gece devriyesini tamamlayan iki polisin dikkatini çekmiş, amiralin ailesi tarafından takılan kolunda bulunan bileklikteki bilgiler sayesinde ailesine evine teslim edilmiş. Emekli Amiral Yavuz Paşa ağlayarak arkadaşlarını beklediğini ve bugün Mustafa Kemalin askerlerinin burada toplanacağını onları beklediğini söylemekteymiş .
Babasını kapıda polislerin kolunda gören oğlu sevinçten ağlayarak babasına sarılmış - " Babam canım babam. Bizi unut, her şeyi unut ama Mustafa Kemal Atatürk'ü unutma. Çünkü o senin yaşama sebebin " demiş.
Öğünlerdeki kuşağın askerleri hep aynı zihniyet - düşünce - fikir içindelermiş.
Hepsi ortak tek bir beyin altında toplanmışlar.
Özgürlük, Hürriyet, Cumhuriyet. Son nefeslerine kadar anıları ile yaşamış asker gibi askerdiler .
Gerçekten Mustafa Kemalin Askerleriydiler. Rabbim bütün vatan evlatlarından bu duyguyu hiçbir zaman eksiltmesin arttırsın çoğaltsın. Bizler sıradan halk olarak da bu zihniyeti taşıyan insanlarız.
Yeri ve zamanı gelirse, ihtiyaç duyulursa, gerektiğinde herbirimiz Mustafa Kemal'in Askerleri oluruz.
Saygılar