Bu dönemin nesilleri olarak kendimizi şimdiden tarihe mal olmuş insanlar olarak görmeye başlayabiliriz. "Bundan sonraki gelecek bütün kuşaklara, tarih olarak anlatılacak bir dönemin yıldızlarıyız " diyebiliriz. Ülkemizde her geçen gün yaşanan ilklerin sayesinde tarih olacağız da; tarih bizden iyi mi - kötü mü, şanslı - şanssız mı diye bahsedecek onu bilemeyeceğiz.
Görsel medyadan takip ettiklerimize göre Rekorlar Kitabı’na girecek bir gündem yaşamaktayız. Yıllar sonra birilerinin diplomasının sahte kabul edilerek elinden alınması, dünya da bir ilke imza atmak değil mi? Yıllar sonra da tarih bunları kayıt altına almaz mı?
Diyeceksiniz ki olay " diploma meselesi " değil!.. Bir insanın haklarına yapılan saygısızlık da değil!...
Olay bana göre tamamen demokrasiye - Cumhuriyete yapılan bir saldırıdır.
Hukuk devletinin temellerinin sallanması, Adaletin terazisinin gerçek kişilerin elinden çıkması, tek bir kişinin düşünce ve yorumlarına göre alınan kararlar karşısında gelinen son noktadır.
Saygının olmadığı yerde; hakaret - kaos,
Sevginin olmadığı yerde; nefret- kargaşa,
Güvenin olmadığı yerde; ihanet - beklemedik saldırı,
Demokrasinin olmadığı yerde de gelinen son nokta; yaşam mücadelesi, yokluk - pahalılık, ülkenin en az bir 10 yıl geriye gitmesi demektir.
Vatanını, halkını ve milletini seven insanların isteyeceği son kararlardır bu tutum içinde bulunmak.
‘Keşke’ diyorum, son yaşanılanların hepsi bir rüya olsa ve “1 Nisan şakası!” kabul etsek her şeyi… “Bu kadar korkutucu - ürkütücü bir şaka yapılmaz insana” diye” de kızsak, itiraz etsek bu nasıl bir şaka diye. Sonra her şey normale dönse, eski haline! Çoğumuzun bunu içten böyle geçirdiğini hissediyorum.
" Bu devran hep böyle sürüp gitmez ki. Sende yok olacaksın günün birinde " diye devam eden günün anlam ve önemine uygun bir parça geldi aklıma. Çay kahve tadında.
Geçmiş bayramınız da kutlu olsun ne kadar anlamlı, huzursuz ve hüzünlü ikisi bir arada geçirmemize rağmen. Bundan sonra en mutlu, en huzurlu bayramlar görebilmek umudu ile…
Saygılar
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Makbule Mazı
1 Nisan şakası olsun
Bu dönemin nesilleri olarak kendimizi şimdiden tarihe mal olmuş insanlar olarak görmeye başlayabiliriz. "Bundan sonraki gelecek bütün kuşaklara, tarih olarak anlatılacak bir dönemin yıldızlarıyız " diyebiliriz. Ülkemizde her geçen gün yaşanan ilklerin sayesinde tarih olacağız da; tarih bizden iyi mi - kötü mü, şanslı - şanssız mı diye bahsedecek onu bilemeyeceğiz.
Görsel medyadan takip ettiklerimize göre Rekorlar Kitabı’na girecek bir gündem yaşamaktayız. Yıllar sonra birilerinin diplomasının sahte kabul edilerek elinden alınması, dünya da bir ilke imza atmak değil mi? Yıllar sonra da tarih bunları kayıt altına almaz mı?
Diyeceksiniz ki olay " diploma meselesi " değil!.. Bir insanın haklarına yapılan saygısızlık da değil!...
Olay bana göre tamamen demokrasiye - Cumhuriyete yapılan bir saldırıdır.
Hukuk devletinin temellerinin sallanması, Adaletin terazisinin gerçek kişilerin elinden çıkması, tek bir kişinin düşünce ve yorumlarına göre alınan kararlar karşısında gelinen son noktadır.
Saygının olmadığı yerde; hakaret - kaos,
Sevginin olmadığı yerde; nefret- kargaşa,
Güvenin olmadığı yerde; ihanet - beklemedik saldırı,
Demokrasinin olmadığı yerde de gelinen son nokta; yaşam mücadelesi, yokluk - pahalılık, ülkenin en az bir 10 yıl geriye gitmesi demektir.
Vatanını, halkını ve milletini seven insanların isteyeceği son kararlardır bu tutum içinde bulunmak.
‘Keşke’ diyorum, son yaşanılanların hepsi bir rüya olsa ve “1 Nisan şakası!” kabul etsek her şeyi… “Bu kadar korkutucu - ürkütücü bir şaka yapılmaz insana” diye” de kızsak, itiraz etsek bu nasıl bir şaka diye. Sonra her şey normale dönse, eski haline! Çoğumuzun bunu içten böyle geçirdiğini hissediyorum.
" Bu devran hep böyle sürüp gitmez ki. Sende yok olacaksın günün birinde " diye devam eden günün anlam ve önemine uygun bir parça geldi aklıma. Çay kahve tadında.
Geçmiş bayramınız da kutlu olsun ne kadar anlamlı, huzursuz ve hüzünlü ikisi bir arada geçirmemize rağmen. Bundan sonra en mutlu, en huzurlu bayramlar görebilmek umudu ile…
Saygılar