Olağanüstü düşünceleri yalnızca müzik dünyasında sınırlı kalmayan, felsefe'den edebiyat'a, sosyal bilimlerden tüm sanata bilgi ve kültür birikimi ile, Türk müzik ve sanat dünyasının yaşayan efsanesidir, Cahit Berkay ve Moğollar...

 Ülkemiz müziğinin 55.sanat yılında, Charles Cros Academy ödüllü efsane grubu, güçlü kişiliği ile “ATATÜRK” sevdalısı...

 "Moğolların kaptan Pilotu" Cahit Berkay ile harika bir sohbet...

Geçtiğimiz gün Ankara’da bir barda vahşice katledilen değerli müzisyen Onur Şener’in hayattan koparılışı ile ilgili üzüntünüzü nasıl yorumlarsınız.  Bu zorbalık nasıl sona erecek,

Bu hasta tiplerden nasıl kurtulacak bu ülke. Nereye gidiyoruz, bitti mi her şey yoksa?

Onur Şener’in katledilmesi sözün bittiği yerdir…

Bu olayla ilgili gerçekten çok üzgünüm, çok kızgınım.

Toplumda öyle bir noktaya gelindi ki; çok korkutucu endişe verici bir durum bu.

“Ben adaletimi kendim yerine getiririm” duygusu çok yaygınlaşmaya başladı.

Ortalık kavgadan cinayetten geçilmiyor. Ortalıkta bir af çıkarılacak lafları dolaşıyor.

Benim inandığım şey;

Yapılan suçun işlenen cinayetin cezası çekilmelidir, kardeşim ya!

O cinayetlerde öldürülen kişilerin yakınları onlara sorun bakalım, onlar affediyor mu?

Cinayetlere ses çıkarmayanlar cinayetin suç ortağıdır… Bu cinayetlerin asıl sebebi kin cehalettir…Ortada yapma bir düzen kurulmuş…

Medeniyet, kültür, sanat, doğruluk adına gerçek anlamda bir şey kalmamış…

55. sanat yılınızda Anadolu Rock ve Çağdaş müzikle ilgili düşünceleriniz nedir? 

            Müzik, kuşaktan kuşağa toplumların hafızalarını taşıma görevi yapan kültürün bir parçası.. Seslerle düşünme sanatı. Esrarengizliğin içinde dünyayı yakından görmemizi sağlayan muhteşem bir deneyim bence. Güçlü bir düşünce kaynağını, toplumun müziğini  bozmamak gerekir.                                       

*Siz hayatınızın devamında bir çok zorluklarla karşılaştınız. Zorlu geçen yıllarınız ve çocukluk günlerinizi anımsadığınızda bize neler söylersiniz?

            Ben 1946 Isparta doğumluyum. Mutlu bir çocukluğum oldu. annem babam terziydi. Babam manto tayyör, annem entari, elbise gelinlik dikerdi. İstanbul'a gider gelirlerdi. Bana ilk önce ağız  armonikası ve teneke trampet getirmişlerdi. daha sonra radyo getirdiler.  Müziğin içinde türkülerle şarkılarla büyüdüm. Her şey kolay olana kadar zordur. Zorluklar hayatımızın bilek taşı oldu. Acı tatlı günlerimizle, dostça dostluklarla bugünlere geldik. Zor olan şeyleri derinden kavradık. Hayatın değerini her gün öğrenerek anladık.

Piyasa şarkıcıları ve şarkıları? Bugünkü yapılan piyasa müziklerini nasıl buluyorsunuz? Siz duayen bir müzik adamı  olarak bugün  yapılan müziği ve yorumları nasıl değerlendirirsiniz?

            Müzikte var olanı tekrarlayanların şansı yoktur. Bugün yapılan müzik, tabiki her kuşak kendi tarzıyla kendi ifade biçimiyle dünyada yürüyen süreç şekliyle sunuluyor. Biz 67-68'li yıllarda naifçe, dünyada aşkın, sevginin, barışın ön planda olduğu bir yaşam biçimiyle, toplumsal bir yapı  hedefleyerek, özleyerek onun özlemiyle müzik yapardık. Kendimize özgü tarzımızla toplumsal mesajlar içeren pozitif duygularla şarkılar üretirdik.. kitlelere ulaşırdık.

Müziklerinizde, şarkılarınızda Anadolu motifleri, değerlerimizi anlatan çok güzel sözler var, anlamlı mesajlar içeren... kendi müziğinizi yaparken bu seçimi yapmanızın sebebi neydi?

            Bilinçli bir yol tutuşumuz vardı. Amacımız özgün olmak, kimseye benzemeyen müzik yapmak, kimseyi taklit etmemekti. Hedefimiz dünyaya açılmaktı. Fransa'ya gittik. İlk yaptığımız albümle akademik şarkılar ödülünü kazandık. Müziğe yeni bir nefes getirmiştik. Akademik bir yorumumuz vardı, çünkü. Bu ödülü 1971 de aldık. 1970 de Jimmy Hendrix, 1972'de  Pink Floyd almıştı. Yani ne kadar özgün olursan O kadar benzemez olursun..

Geçmişe özlemle 70’ler projesinde Nostalgia albümü yapmayı ve Kesişleme, Dinleyiverin Gari, Güm Güm, Geri Sar,  Issızlığın Ortasında gibi güzel parçalarınıza Cover yapmayı düşünüyor musunuz?

            Hakancım, Cover yapma olayını 50.yılda gençlere bıraktık. Mor ve ötesi 20 senelik grup olsa da onlar hala gençler.. Hayko Cepkin var, bir çok genç arkadaşımız kardeşimiz var.. Onlar Cover' layacaklar, biz de dinleyeceğiz.

Müziğin insan yaşamındaki yeri ve kültürün bir parçası olmasında ki önemi nedir.?

              Bu konuda kitaplar yazılmıştır. Müzik en büyük Heykeltraş'tır, insanın ruhunu, yaşama bakışını daha olgun hale getiren,  yaşatıcı, sevilesi bir bakış şeklidir. Seni yontar. Ruh inceliğidir. Müzik, ruhu adam eder..         

Sizce müzik toplumsal veya bilimsel bir olgu mu.?

           Güzel bir soru, toplumsal, bilimsel bir olgudur tabi, bir noktada.. Evrensel bir gücü vardır. Teknoloji önemli artık. Çin'de bir  adam müzik  yapar, taa oradan buraya seni etkiler. Böyle bir güçtür bu..Ruhuna kalbine etki eder. Senin inceliğini coşturur..

"Sevmeyi bilmiyorsan sana sevmeyi öğretir."

Müziği sanat kombinasyonu olarak değerlendirdiğimizde; sanat kavramını, müzik felsefesini  ve de estetiğini nasıl  tanımlarsınız.?

            Müzik şiirle çok güzel buluşur. Bu buluşmadan çok güzel bir etki, çok güzel bir keyif çıkar. Yeter ki her melodi, kendine uyan sözlerde buluşsun. Zorlama oldu mu bir halta benzemez bu iş. Müzisyen ne yaşıyorsa onları yazmalı. Özellikle Rock müzik yapanlar, kendi şarkılarını yazmalı. Birbirini kopyalamamalı, benzer olmamalı. Müzik zekası, müzik kulağı, genel kültür ve müzik disiplini önemli.  Benzersiz, özgün olup,kendi kültürümüzü bilip ona sahip çıkarak müzik yapmalıyız..

"Bir milletin mutlu ve ahlaklı bir şekilde idare edilip edilmediğini anlamak isterseniz o memleketin müziğini  dinleyiniz." demiş, ünlü düşünür Konfiçyus.. bu anlatımdan yola çıkarsak bir toplumda müziğin gücü nedir sizce.?

Müziğin olağanüstü bir gücü vardır. Sevgili Hakan, ben bu soruya çok yetkili cevap vermeye haiz değilim ama, Mahsuni  Şerif'ler, Neşet Ertaş'lar var..Ruhi Su, Karacaoğlan, Aşık Veysel gibi sevgiyi yücelten insanlar var. Haksızlığa karşı duruşu sergileyen büyüklerimizdir, Ozanlarımızdır, onlar. Zaten bu açıdan baktığımızda hemen anlaşılır, Müzik kötü ele düştüğü  zaman, ona asla hizmet etmez.

Film ya da dizi müziklerini yaparken temel kriterleriniz nedir?

           Film ya da dizi müziklerini yaparken temel kriter, hikaye nerede geçiyor olgusu.. hikayenin geçtiği alan neresi, kırsal kesim mi, veya boğazda bir yalı mı, orada ki müzik neyse o yansıtılmalı.. sonsuz bir hayal gücü bu. O hikaye nerede geçiyorsa, oradaki insanların, O yaşantıdaki dinledikleri müziğin yakınlarında ki tınılarda çalışmayı tercih etmek gerekir. Ben hep öyle  yaptım. Dolayısıyla da müzikte adımız geçiyorsa bu sayede olmuştur.

Moğollar ismi nasıl oluştu?

           60 'lı 70'li yıllarda ülkemizde de, dünyada da grup isimleri böyle gaddar ve haşin isimlerden oluşuyordu. Rolling Stones, Animals, Beatles, isimler böyle gidiyordu.. biz de de Apaşlar, Haramiler falan.. Moğollar da yeterince haşin bir isimdi, biz de Moğollar'ı tercih ettik. Ama şimdiki aklım olsa Moğollar ismini kullanmam. Bir espri ile bağlayalım. Japonya'da konser şansın  olmaz. Çünkü tarihte Japonlar'la Moğollar birbirlerini yemişlerdir ya..????

Dostunuz  Cem Karaca'nın "Namus belası, Sahibi Geldi, Yoksulluk Kader olamaz, Adsız, Ömrüm, Obur Dünya, Tatlı  Dillim, Bindik bir Alamete" vb gibi değerli parçaların, çalışmaların hepimizin hayatında önemli yeri var.. Sizin Cem Karaca ile dostluğunuz nasıl başladı.. ve Cem Karaca'yı en yakın dostlarından biri olarak, siz  bize nasıl  anlatırsınız?

            Biz dostum Cem Karaca ile 1972 de el sıkıştık. Beraber çalışmaya başladık. İyi ki de birlikte çalıştık. Bugün aramızda belki  yok ama, oğlu Emrah ile birlikte birçok konserde sahne aldık. Cem'i her an anıyoruz. Gerek müzik olarak, gerek ozan olarak, kendine has yorumlarıyla, yaşayarak söylediği şarkılarda yeri doldurulamayacak insandı. Çok özlediğim bir arkadaşım. Çok erken kaybettik belki ama, O ses gibi bir ses bir daha gelmez. Müthiş bir zekaya sahipti, Öyle bir müzikal bir zeka bir daha gelmez. O benim çok sevdiğim çok iyi bir dostum, kardeşim arkadaşımdı. Onunla müthiş bir bütünlük sağlıyorduk. Aramızda bir kopukluk yoktu, hepimiz iyi bir arkadaştık. Birbirimize liderlik taslamazdık. Dostluk hep ön plandaydı.

Sizin sıkı bir Fenerbahçeli olduğunuzu biliyoruz. 3 büyüklerin 2022 yılının ilk derbisi Beşiktaş - Fenerbahçe maçı geçtiğimiz pazar günü oynandı ve maç 0-0 sonuçlandı. maçla ilgili yorumunuz? Ve, Fenerbahçe sizin için ne ifade ediyor...

            Ben 5 yaşından beri Fenerbahçeliyim. Futbol tabi bugün çok başka bir yere geldi, acayip bir sektör, bir endüstri artık. Ben iyi bir taraftarım. Fenerbahçe'ye 3 Temmuz da yapılan haksızlıkları herkes biliyor. Ağır bir hadise yaşadı. O süreçten günümüze Fenerbahçe, kendisine yapılan kumpasa karşı mücadelesini sürdürdü. Haksızlığa karşı müthiş bir direniş gösterdi. Fetö tarafından organize edilen şike davası süreci geçtiğimiz günlerde Fenerbahçe'nin Masumiyeti ile tescillendi. Dik bir yokuş gibi olan zor günlere göğüs gerildi.

Beşiktaş - Fenerbahçe maçı ile ilgili olarak da; Maçın oynandığı  aynı saatte benim konserim vardı.İyi ki izlememişim.

Gazetede spor sayfalarında okudum. Derbiye yakışmayan bir maç olmuş.

Ne bekliyoruz, neler oluyor…Yabancı oyunculara verilen paraların haddi hesabı yok.

Ortada oynanan futbol yok. Oynanan futbol kandırmaca türünden.

Bayern Münih maçını izledim. 52. Dk Bayern 4-0 önde. Karşı takım yeniliyor belki ama futbol oynuyor. Yüksek kalite heyecan dolu maçlar oluyor.

Bizim lig’in adı sadece süper lig. Futbolsuz.

Yeni yılda sevenlerinize Sürpriz bir albüm veya single çalışmanız olacak mı?

Yeni projelerimiz elbette var… Benim var Taner’in var diğer arkadaşlarımızın var…

Çalışmalarımız devam ediyor. Şarkılarımızı en güzel haliyle pişirmeye çalışıyoruz…

Aramızda değerlendirip stüdyoya gireceğiz… Yeni yılda şarkılarımız yolda.

Sevenlerimize armağan edeceğiz…

                            ***

Cahit Berkay ve arkadaşları, MOĞOLLAR…

            Kimsesiz zamanların yalnızlığında, aydınlık diyarların masalsı görüntülerinde küçük bir çocuğun annesine olan sevgisi değerinde, 55 yıl hep bizimle beraber... dünyalar ayrı olsa da, anlamlı şarkılarıyla gönüllerin bir olduğunu söylediler, hep.

            Her zaman, zamanı geri saran içimizdeki çocuğa uzun bir yolculuk eden umut oldular.. kalbimizin tuttuğu bir dilek gibi..

            Onlar bize; müzikleriyle, şarkılarıyla hayatın dostluktan, arkadaşlıktan, dürüstlükten, adaletten daha büyük bir şey veremeyeceğini anlattılar.. Dostlukları temiz hesaplarla kurdular. Bağımsızlık ve özgürlük anlayışı ve kardeşçe bakış açısıyla haksızlığa baş kaldıran delikanlılar olarak, sevgi ve hoşgörüyü hissettirdiler. Müziğin hazinesi oldu, Moğollar...

            "Yolum seninle, dinleyiverin Gari, Bişey Yapmalı, Gam Yükü, Ağrı Dağı Efsanesi, Geri Sar, Çaya Kaç Şeker, Güm Güm, Issızlığın   Ortasında, Alageyik destanı, Umut Yolunu Bulur" şarkılarıyla, uzun yıllar dostluk serüveninde Namus Belası, Obur Dünya, Ülkem Benim, Allah Yar, Bindik bir Alamete, Muhtar ,Baba, Adsız, Deniz Üstü Köpürür, Cem Karaca Şarkılarıyla, Barış Manço ile; İşte Hendek İşte Deve, Halil İbrahim Sofrası gibi parçalarıyla, Erkin Koray, Edip Akbayram ile yapılan bir diğer çalışmalarda kalplerimize sığmayan, unutulmayanlar oldular..

            55 yıl süren ve uzun yıllar daha sürmesi beklenen hayat serüveninde, bizlere anlamlı mesajlar veren bu unutulmaz şarkılarla hissettiklerimizin daha fazlasını yaşattı, Cahit Berkay ve Moğollar...

VE, AYRICA; Selvi Boylum Al Yazmalım, Devlerin aşkı, Dila Hanım, Çiçek Abbas, Gülermisin Ağlar mısın, Çöpçüler Kralı gibi bir çok film müzikleriyle ödüller alarak başarıya imza attılar.

            Aşk meselesi gibi güçlü duygularla bir ömür dostu ararsınız ya; işte onlar, bize hep bir ömür dost kaldılar...

            Gerçek müzisyenlerden kurulu Moğollar ve Cahit Berkay, günümüzde her zaman gençliğin 45 'lik plakları olmaya devam diyor...

Gökyüzünden gelen mavinin sonsuzluğuyla...