Anayasa kararına uyulmamasının arkasındaki asıl sebep ne?
Yazının Giriş Tarihi: 14.11.2023 15:28
Yazının Güncellenme Tarihi: 14.11.2023 15:29
Anayasa mahkemesinin TİP Milletvekili Can Atalay hakkında verdiği karara uyulmaması siyasetin gündemini belirlemiş durumunda.
CHP'nin yeni genel başkanı Özgür Özel bunun darbe teşebbüsü olduğunu söyledi.
Tepki olarak da CHP milletvekilleri bu yaklaşım değişmediği sürece genel kurul salonunu terk etmeme kararı aldılar.
Anayasaya uymamak Özgür Özel'in ileri sürdüğü gibi darbeye teşebbüs sayılır mı, sayılmaz mı ?
Anayasa'da belirlenen hükümlere uymamak,ki bunun kararını veren yetkili merci Anayasa Mahkemesidir, açıkça "Anayasal düzeni bozmaya teşebbüs" olup olmadığını herkes kendi karar versin.
Bu tanımı saptırmak için birileri yargı kurumları arasındaki yetki tartışmasına çekiyor konuyu.
Ama olayın buralara çekilmesinin temelsiz olduğu konusunda bütün hukukçular, bir şekilde göbek bağı olmayanların dışında, hemfikir.
Burada Özgür Özel haksız sayılmaz da yargı kurumları arasında çıkarılan tartışmanın asıl sebebine bakmak lazım.
İktidar öteden beri Anayasa değişikliği konusunu gündemde tutuyor.
Her ne kadar sebep olarak daha özgürlükçü Anayasa istediklerini ileri sürseler de perde arkasında başka niyetler olduğunu söylemeye gerek yok.
İki defadan fazla seçilememekten, bazı maddeleri rövanşist anlayış ile değiştirilmesine kadar farklı sebepler olduğunu herkes biliyor.
Hedeflediği Anaysa değişikliğini Meclisten geçiremeyeceğini çok net farkında iktidar.
O zaman geriye halk oylaması, yani referandum kalıyor.
İşte tam da bunun alt yapısını oluşturma gayreti var Can Atalay davası tartışma konusu yapılarak.
Bu tür davalarda Anayasa mahkemesinin verdiği "Hak ihlali" kararları ile aslında teröristleri veya dış güçlerin işbirlikçilerini serbest bırakabildiği algısı yaratılma niyeti var kamuoyu nezdinde.
Yarın, öbür gün Anayasa değişikliği için gidilecek halk oylamasının alt yapısı oluşturuluyor şimdiden.
Yoksa Can Atalay serbest kalsa ne olacak , kalmasa ne olacak?
Diyeceksiniz ki serbest kaldığı takdirde toplumsal düzeni kökten değiştirecek bir etkiye sahip.
Kitleleri peşinden sürükleyip hayatın olağan akışını etkileyecek bir güce sahip sanki.
İktidar olayı öyle bir yansıtıyor ki sanki serbest kalınca bütün dengeler alt üst olacak.
Ama üstte dediğimiz gibi mesele Can Atalay'ın serbest kalması değil.
Onun üzerinden farklı hesapların uygulanması gayretleri var.
Bu olayın bir tarafı.
Diğer yandan bize göre Can Atalay serbest bırakılacak.
Bu durum yapılan tartışmalar ile tezat oluşturuyor gibi görünebilir ama burada başka şeyler de hedefleniyor.
Konu fazlasıyla derin ve çok denklemli olduğundan ayrıntılara girmeye gerek yok.
Yetki karmaşası ortamında Can Atalay'ın serbest bırakılması çözüm makamı burası demek isteyecek birileri.
Son ve nihai karar verme yerinin neresi olduğu gösterilmesi amaçlanacak.
Ancak asıl amaç öncelikle tabi ki milletimizin nezdinde Anayasa değişikliğinin alt yapısını oluşturmak.
Şimdilik bu kadar yazalım.
Nasılsa önümüzdeki süreçte konu gündemi meşgul etmeye devam edeceğinden ileride tekrar yazarız.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Gürçay Cem
Anayasa kararına uyulmamasının arkasındaki asıl sebep ne?
Anayasa mahkemesinin TİP Milletvekili Can Atalay hakkında verdiği karara uyulmaması siyasetin gündemini belirlemiş durumunda.
CHP'nin yeni genel başkanı Özgür Özel bunun darbe teşebbüsü olduğunu söyledi.
Tepki olarak da CHP milletvekilleri bu yaklaşım değişmediği sürece genel kurul salonunu terk etmeme kararı aldılar.
Anayasaya uymamak Özgür Özel'in ileri sürdüğü gibi darbeye teşebbüs sayılır mı, sayılmaz mı ?
Anayasa'da belirlenen hükümlere uymamak,ki bunun kararını veren yetkili merci Anayasa Mahkemesidir, açıkça "Anayasal düzeni bozmaya teşebbüs" olup olmadığını herkes kendi karar versin.
Bu tanımı saptırmak için birileri yargı kurumları arasındaki yetki tartışmasına çekiyor konuyu.
Ama olayın buralara çekilmesinin temelsiz olduğu konusunda bütün hukukçular, bir şekilde göbek bağı olmayanların dışında, hemfikir.
Burada Özgür Özel haksız sayılmaz da yargı kurumları arasında çıkarılan tartışmanın asıl sebebine bakmak lazım.
İktidar öteden beri Anayasa değişikliği konusunu gündemde tutuyor.
Her ne kadar sebep olarak daha özgürlükçü Anayasa istediklerini ileri sürseler de perde arkasında başka niyetler olduğunu söylemeye gerek yok.
İki defadan fazla seçilememekten, bazı maddeleri rövanşist anlayış ile değiştirilmesine kadar farklı sebepler olduğunu herkes biliyor.
Hedeflediği Anaysa değişikliğini Meclisten geçiremeyeceğini çok net farkında iktidar.
O zaman geriye halk oylaması, yani referandum kalıyor.
İşte tam da bunun alt yapısını oluşturma gayreti var Can Atalay davası tartışma konusu yapılarak.
Bu tür davalarda Anayasa mahkemesinin verdiği "Hak ihlali" kararları ile aslında teröristleri veya dış güçlerin işbirlikçilerini serbest bırakabildiği algısı yaratılma niyeti var kamuoyu nezdinde.
Yarın, öbür gün Anayasa değişikliği için gidilecek halk oylamasının alt yapısı oluşturuluyor şimdiden.
Yoksa Can Atalay serbest kalsa ne olacak , kalmasa ne olacak?
Diyeceksiniz ki serbest kaldığı takdirde toplumsal düzeni kökten değiştirecek bir etkiye sahip.
Kitleleri peşinden sürükleyip hayatın olağan akışını etkileyecek bir güce sahip sanki.
İktidar olayı öyle bir yansıtıyor ki sanki serbest kalınca bütün dengeler alt üst olacak.
Ama üstte dediğimiz gibi mesele Can Atalay'ın serbest kalması değil.
Onun üzerinden farklı hesapların uygulanması gayretleri var.
Bu olayın bir tarafı.
Diğer yandan bize göre Can Atalay serbest bırakılacak.
Bu durum yapılan tartışmalar ile tezat oluşturuyor gibi görünebilir ama burada başka şeyler de hedefleniyor.
Konu fazlasıyla derin ve çok denklemli olduğundan ayrıntılara girmeye gerek yok.
Yetki karmaşası ortamında Can Atalay'ın serbest bırakılması çözüm makamı burası demek isteyecek birileri.
Son ve nihai karar verme yerinin neresi olduğu gösterilmesi amaçlanacak.
Ancak asıl amaç öncelikle tabi ki milletimizin nezdinde Anayasa değişikliğinin alt yapısını oluşturmak.
Şimdilik bu kadar yazalım.
Nasılsa önümüzdeki süreçte konu gündemi meşgul etmeye devam edeceğinden ileride tekrar yazarız.