Hayat görüşlerini sevmediğimiz insanların yazdıklarını okumamak, fikirlerini, duygularını dinlememek bizim için büyük kayıptır.
Hiçbir şey olmasa bile neye karşı olduğumuzu bilmemizi sağlar bu okumalar.
Dört ya da beşinci denememde okumaya başladım Öteki Renkler’i.
İnsanın okuma yapabilmesi için zamandan önce psikolojik bir dinginliğe ihtiyacı var.
İlk kez okuduğum Orhan Pamuk kitabının Öteki Renkler olmasından dolayı şanslıyım. Çünkü yazar burada, kitaptaki söyleşi ve denemelerde hem düşsel dünyasını hem de edebi bakış açısını paylaşıyor bizlerle.
İtiraf etmeliyim önyargılıydım. Ama Orhan Pamuk’un en azından edebiyatına olan önyargım kitabın sayfaları arasında ilerledikçe kırıldı. Bundan dolayı mutluyum. Üslubunu çok sevdim ve beni yazmaya itti.
Tamamen kişisel bir tatminle başarmış olmanın hazzını tattım. Önyargı kötü biri :)
Kendimize karşı dürüst olmalıyız.
Orhan Pamuk
Öteki Renkler’de Orhan Pamuk’un kendini artı ve eksileriyle olduğu gibi anlattığına inanıyorum. Beğensek de beğenmesek de. Zaten üslubu da buram buram beğenilme kaygısı kokmuyor bana kalırsa. En azından Pamuk okuyucuya dürüst, ben de Orhan Pamuk’a öyle.
Öteki Renkler, Orhan Pamuk’un 1980’lerin sonundan 1990’ların sonuna kadar yurtiçi ve yurt dışındaki çeşitli dergi ve gazetelerde yayımlanan röportaj, söyleşi ve makalelerle beraber bir de öykü bulunduruyor. Tarihsel konularla beraber toplumsal ve siyasi konulara da değindiğini Türk ve Dünya edebiyatından yazarlara ilişkin görüşlerini görüyoruz.
Ben, Öteki Renkler’i okurken Pamuk’un kitapta Kimlik Bir Derttir dediği Doğu-Batı arasına sıkışıp kalma halini gördüm. Aksini yazar da iddia etmiyor dediğim gibi ancak zaman zaman söylediğinin aksine Doğu- Batı cetvellinde kendine biraz daha kenarlardan yer edinme ihtiyacı duyuyormuş izlenimine kapıldım. Elbette ki bu bir seçim haline gelmemeli.
Hakkı Mısırlıoğlu
Benim okuduğum, kitabın 1999 yılında İletişim Yayınları’ndan çıkan ilk baskısıydı.
Kitabın kapak tasarımı Hakkı Mısırlıoğlu’na ait. Künyenin kalan kısmını İkinci fotoğrafta görebilirsiniz.
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Duygu Doğan
Öteki Renkler - Orhan Pamuk
Hayat görüşlerini sevmediğimiz insanların yazdıklarını okumamak, fikirlerini, duygularını dinlememek bizim için büyük kayıptır.
Hiçbir şey olmasa bile neye karşı olduğumuzu bilmemizi sağlar bu okumalar.
Dört ya da beşinci denememde okumaya başladım Öteki Renkler’i.
İnsanın okuma yapabilmesi için zamandan önce psikolojik bir dinginliğe ihtiyacı var.
İlk kez okuduğum Orhan Pamuk kitabının Öteki Renkler olmasından dolayı şanslıyım. Çünkü yazar burada, kitaptaki söyleşi ve denemelerde hem düşsel dünyasını hem de edebi bakış açısını paylaşıyor bizlerle.
İtiraf etmeliyim önyargılıydım. Ama Orhan Pamuk’un en azından edebiyatına olan önyargım kitabın sayfaları arasında ilerledikçe kırıldı. Bundan dolayı mutluyum. Üslubunu çok sevdim ve beni yazmaya itti.
Tamamen kişisel bir tatminle başarmış olmanın hazzını tattım. Önyargı kötü biri :)
Kendimize karşı dürüst olmalıyız.
Orhan Pamuk
Öteki Renkler’de Orhan Pamuk’un kendini artı ve eksileriyle olduğu gibi anlattığına inanıyorum. Beğensek de beğenmesek de. Zaten üslubu da buram buram beğenilme kaygısı kokmuyor bana kalırsa. En azından Pamuk okuyucuya dürüst, ben de Orhan Pamuk’a öyle.
Öteki Renkler, Orhan Pamuk’un 1980’lerin sonundan 1990’ların sonuna kadar yurtiçi ve yurt dışındaki çeşitli dergi ve gazetelerde yayımlanan röportaj, söyleşi ve makalelerle beraber bir de öykü bulunduruyor. Tarihsel konularla beraber toplumsal ve siyasi konulara da değindiğini Türk ve Dünya edebiyatından yazarlara ilişkin görüşlerini görüyoruz.
Ben, Öteki Renkler’i okurken Pamuk’un kitapta Kimlik Bir Derttir dediği Doğu-Batı arasına sıkışıp kalma halini gördüm. Aksini yazar da iddia etmiyor dediğim gibi ancak zaman zaman söylediğinin aksine Doğu- Batı cetvellinde kendine biraz daha kenarlardan yer edinme ihtiyacı duyuyormuş izlenimine kapıldım. Elbette ki bu bir seçim haline gelmemeli.
Hakkı Mısırlıoğlu
Benim okuduğum, kitabın 1999 yılında İletişim Yayınları’ndan çıkan ilk baskısıydı.
Kitabın kapak tasarımı Hakkı Mısırlıoğlu’na ait. Künyenin kalan kısmını İkinci fotoğrafta görebilirsiniz.